'ABD Şemsiyesi Altında PYD, YPG Yapılanmasına Asla Müsaade Edilmemelidir'

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici: 'Suriye'nin kuzeydoğusunda asla ve kat'a bir PYD, YPG yapılanmasına, onların ABD şemsiyesi altında bir bölge oluşturmalarına asla müsade edilmemelidir çünkü, bu Türkiye'nin beka, huzur, güvenlik sorunudur' 'Kimse Türkiye'yi hafife almamalıdır, Türkiye'yi hafife alanlar, geçmişte olduğu gibi bugün de bunun bedelini ödeyeceklerdir' 'Kıbrıs iki toplumlu ve iki devletli bir adadır, iki devleti yok saymak ise gerçeği değiştirmeyecektir çünkü Kıbrıs, yüzlerce yıl Türkün bayrağının dalgalandığı topraklarımız olmuştur'.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Suriye'nin kuzeydoğusunda asla ve kat'a bir PYD, YPG yapılanmasına, onların ABD şemsiyesi altında bir bölge oluşturmalarına asla müsaade edilmemelidir çünkü, bu Türkiye'nin beka, huzur, güvenlik sorunudur." dedi.

Destici, Yenikapı'da, Alperen Ocakları İstanbul Ocaklar ve Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı ile düzenlenen programda,Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS) giren öğrencilere başarılarak dileyerek, bütün babaların da Babalar Gününü kutladı.

Destici, şehitleri hürmetle anıp, özellikle ramazan ayında PKK'nın gerçekleştirdiği saldırılarda şehitlerin olduğunu hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kahraman ordumuz, Irak'ın kuzey bölgesindeki terör yuvalarına karşı Pençe Harekatı'nı başlattı ve bu harekat çok süratli, kapsamlı ve kararlı bir şekilde sürdürülüyor. Buradaki kahramanlarımıza yüce Rabbimden başarılar diyorum. Rabbim yar ve yardımcıları olsun, onları her daim muzaffer eylesin. BBP olarak başından itibaren terörün tüm unsurlarına karşı kapsamlı, topyekün bir mücadele verilmesi gerektiğinin altını çizmiştik. Bu safhada, bu mücadele aynen bu şekilde sürüdürülmektedir. Hem ülkemiz sınırları içinde hem de gerektiğinde başta Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyi olmak üzere sınırlarımız dışında da ciddi ve kapsamlı harekatlar düzenlenerek terör yuvalarına karşı her türlü operasyon gerçekleştirilmektedir. Özellikle Pençe Harekatı'yla ilgili düşüncemiz şudur, Irak'ın kuzeyinde ister Kandil, ister Sincan'da bir terörist kalmayıncaya kadar bu operasyon devam etmeli, asla ve kat'a terör yok edilmeden ordumuz geri dönmemeli ve orada kalıcı hale gelmelidir. Aynı şekilde kamuoyunda Fırat'ın doğusu olarak bilinen Suriye'nin kuzeydoğusunda faaliyetlerini sürdüren ve ABD'den her türlü silah, mühimmat, eğitim ve lojistik desteği alan PKK'nın uzantısı PYD ve YPG unsurlarına karşı da hazırlıklarının bitmiş olduğu bilgisine sahip olduğumuz operasyonun da bir an önce başlaması gerekiyor. Bu operasyon da kararlı bir şekilde başlamalı ve Suriye'nin kuzeydoğusunda da asla ve kat'a bir PYD, YPG yapılanmasına, onların ABD şemsiyesi altında bir bölge oluşturmalarına asla müsaade edilmemelidir çünkü bu Türkiye'nin beka, huzur, güvenlik sorunudur."

- "Kimse Türkiye'yi hafife almamalıdır"

Destici, Filistin'in kalbine hançer gibi saplanan ikinci bir İsrail'in, Fırat'ın doğusunda, Suriye'nin kuzeydoğusunda kurulmasına ne pahasına olursa olsun, hangi bedeli ödemek gerekirse gereksin asla müsaade edilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, "O bölge onlara mezar edilmelidir. ABD'nin başını çektiği ve İsrail'inde dahil olduğu Batı İttifakı, bölgeyle ilgili hedeflerinin önündeki en büyük engel, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Bu bilindiği için Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve askeri anlamda güçlenmesi istememektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Bu nedenle Türkiye'nin ısrarla istediği hava savunma sistemlerinin, ABD ve NATO üyesi ülkelerce Türkiye'ye verilmediğini anlatarak Türkiye'nin gelecek yıllarda S-400 ya da herhangi bir hava savunma sistemine büyük ölçüde ihtiyaç duyabileceğine dikkati çeken Destici, Türkiye'nin hiçbir yaptırım karşısında eğilmediğini ve S-400 füze savunma sistemi aldığını söyledi.

Destici, konuşmasına şöyle devam etti:

"Kimse Türkiye'yi hafife almamalıdır, Türkiye'yi hafife alanlar, geçmişte olduğu gibi bugün de bunun bedelini ödeyeceklerdir. Önce ABD başkanı, onun sözcüsü bir takım açıklamalarla Türkiye'yi projesinden vazgeçirmeye çalışmışlar, tehdit savurmuşlar ve ekonomik yaptırımlar uygulayacaklarının işaretini vermişlerdir ama Türkiye'nin vazgeçmediğini görünce ABD temsilciler meclisinden tavsiye kararı aldırmışlardır. Bütün bunlardan sonra da bir kaç gün önce hadsizce, hukuksuzca ve çirkince kaleme alınmış bir mektup göndermişlerdir. Bu mektubu devletimiz ve hükümet, aynıyla ABD'ye iade etmelidir ve inşallah edecektir.

Yeryüzündeki hiç bir devlet, topluluk yada millet hangi güce sahip olursa olsun, bu asil ve kahraman Türk milletini tehditle yıldıramaz. Biz, öyle bir milletiz ki ölürüz ama vatan ve millet sevgimizden asla geri durmayız. Şehit veya gazi oluruz ama bize karşı girişilen bütün saldırılara karşı göğsümüzü siper ederiz. Bu sebeple bizimle yazdıkları dilden sonuç almaları mümkün değildir. Yapacakları iş Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile bu büyük Müslüman Türk milletiyle anlaşmaktan başka çareleri yoktur. Anlaşmanın yolu da PKK, PYD, YPG ve diğer terör unsurlarına verdikleri desteği kesmekte ve gerçek bir devlet ve uluslararası hukuka da uygun olarak masaya oturup, çözüm yolunu burada aramaktan geçmektedir."

Her türü silah donanıma sahip olan Batı'nın, binlerce yıllık devlet geleneğiyle dünya tarihinde insanlığın gördüğü en büyük kahraman ordusuna sahip olan Türkiye'nin hava savunma sistemine engel olma hadsizliğine kalkıştığını vurgulayan Destici, buna asla izin verilmeyeceğini söyledi.

- "Kıbrıs, yüzlerce yıl Türk'ün bayrağının dalgalandığı topraklarımızdır"

Destici, Doğu Akdeniz havzasındaki enerji yataklarındaki çalışmalara da değinerek, "Kıbrıs Adası, iki toplumlu ve iki devletli bir adadır, iki devleti yok saymak ise gerçeği değiştirmeyecektir çünkü Kıbrıs, yüzlerce yıl Türk'ün bayrağının dalgalandığı topraklarımız olmuştur." dedi.

"Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve onu destekleyen ülkelerin Kıbrıs açıklarında, Doğu Akdeniz'de petrol ve gaz araştırması yaparken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve onun garantörü olan Türkiye'nin bu araştırmaları yapamayacak olması" fikrine katılmanın mümkün olmadığını ifade eden Destici, şunları kaydetti:

"Geçmişte de bunları yaptılar ama artık bunlara dur demenin vakti gelmiştir. Bu hususta Güney Kıbrıs Rum Kesimi daha ileri gitmiş ve bizim bölgede çalışma yapan gemimizin personeliyle ilgili, kendi mahkemesinde tutuklama kararı aldırmıştır. Elbette bunun ne uluslararası hukuk, ne de bizim nezdimizde bir geçerliliği yoktur ama buna cüret edebilmişlerdir. Bu gücü ise AB'den almışlardır. Dün AB'ne üye olan 7 tane Doğu Akdeniz ülkesi bir araya gelmiş ve Türkiye'ye karşı ortak bir basın açıklaması beyanında bulunmuşlardır. Elbette bu beyanın da bir geçerliliği yoktur, Türkiye bunların çalışmalarına göre tavır ve karar alacak değildir ama bizim neyle karşı karşıya kaldığımızı görmemiz açısından önemlidir."

- "Siyasi bölücülük bizim kırmızı çizgimizdir"

Destici, böyle bir süreçte 31 Mart seçimlerinin gerçekleştirildiğini ifade ederek, 23 Haziran'da gerçekleşecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye iki ittifakın yarıştığı bir seçim olmanın ötesine geçtiğini söyleyerek, "Seçim adeta Türk milletiyle, Batı'nın başını çektiği gruplar arasında geçmektedir. Bunu söylerken iki adaydan birini oraya dahil ederek değil, genel resme bakarak söylüyorum. Maalesef bazı siyasi partileri ve bazı adaylar, seçim hırsıyla birlikte, neyle birlikte yürüdüklerini ve kimlerle kol-kola girdiğini göremez hale gelmişlerdir. Adeta gözlerine bir perde inmiştir." ifadelerini kullandı.

31 Mart seçimlerinde de bu durumun yaşandığını aktaran Destici, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bugün hepimizin ittifak ettiği husus vardır, siyasi bölücülük terörden daha büyük bir tehdit ve tehlike haline gelmiştir. 31 Mart seçimlerinde maalesef, kendisini milliyetçi, İslamcı, cumhuriyetçi ve Atatürkçü olarak addeden partilerin PKK'nın siyasi uzantısı, siyasi öncüleriyle açık yada örtülü işbirliklerine şahit olduk. Ne söylemek istediğimi daha net anlamak isteyenler, Urfa ve İstanbul seçimlerine iyi baksınlar. Sadece örtülü değil, açık bir şekilde de işbirliği yapmaktan çekinmemişlerdir. Siyasi bölücülük bizim kırmızı çizgimizdir. Siyasi bölücüler ve başta terör örgütleri PKK, DHKP-C ve onların siyasi uzantıları HDP, TİP, TKP neredeyse BBP ve Alperenler onların karşısında durur. Bizim onlarla yürünecek bir yolumuz yoktur, bizim onlarla birlikte bir Türkiye hayalimiz yoktur. Bizim büyük Türkiye hayalimiz, büyük Türk milletiyledir. Büyük Türkiye hayalimiz içerisinde, Alevisi-Sünnisi, Doğulusu-Batılısı, Boşnağı-Çerkesi ve Arnavutuyla yani bu milletin her bir vatan evladı vardır, vatan haini yoktur.

Programa, BBP İstanbul İl Başkanı Yaşar Sayan ve ilçe başkanları, MHP İl ve İlçe teşkilatı, Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı Seyit Tümtürk, muhtarlar ve çok sayıda partili katıldı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile