Adalet Bakanı Bozdağ Açıklaması (2)

(Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi bildirisi) Bu bildiride dile getirilen görüşlere baktığınız zaman, bu görüşlerin tamamı PKK terör örgütünün görüşleridir. PKK’ya müzahir çevrelerin görüşleridir. Böyle bir bildiriyi ancak PKK terör örgütü yazabilir, PKK terör örgütünün gönüllü destekçileri yazabilir'' ''CHP'nin bölgede yaşanan terör saldırıları karşısında Türkiye Cumhuriyeti devletinin aldığı meşru tutumu, attığı meşru adımları görmezden gelen, aksine bunun karşısında PKK’ya bir cümle söylemeyen ve PKK’yı adeta haklı gören yaklaşımları, kabul edilemez bir durumdur''

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' bildirisine ilişkin, ''Bu bildiride dile getirilen görüşlere baktığınız zaman, bu görüşlerin tamamı PKK terör örgütünün görüşleridir. PKK’ya müzahir çevrelerin görüşleridir. Böyle bir bildiriyi ancak PKK terör örgütü yazabilir, PKK terör örgütünün gönüllü destekçileri yazabilir'' dedi.

Bozdağ, Bozok Üniversitesi Rektörlüğünü ziyareti öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin ''Bazı CHP'li milletvekilleri ile HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın, 'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' bildirisine imza atan akademisyenlere soruşturma açılmasını özgürlüğe müdahale olarak değerlendirdiklerini'' anımsatması üzerine Bozdağ, çeşitli üniversitelerde görev yapan bazı akademisyen ve araştırma görevlilerinin, terör örgütünün gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle devletin yürüttüğü, terörü ortadan kaldırmak, vatandaşların yaşam hakkını güvence altına almak, kamu düzenini, kamu güvenliğini sağlamaya dönük operasyonlara yönelik eleştirilerini, ifadelerini bir kez daha şiddetle kınadığını söyledi.

Akademisyenlerin bölgede devam eden operasyonların neden yapıldığına dair tek bir cümle söylemediğini belirten Bozdağ, ''Orada hendekleri kim kazdı, barikatları kim kurdu? Mayınları, tuzakları kim yaptı? Askerimize kim otomatik silahlarla, roketlerle, el yapımı bombalarla kanaslarla saldırıyor? Polisimize kim saldırıyo? Sivil vatandaşlarımızı kim katlediyor? Dün orada yapılan saldırıda 5,5 aylık bir yavrumuzu kim katletti. Bunlara dair en ufacık bir cümle dahi kurmamışlardır. Ben bu akademisyenlere soruyorum, siz Türkiye’de yaşıyorsanız bu sorulara lütfen cevap verin. Bu hendekleri kim kazdı, barikatları kim kurdu, mayınlı tuzakları kim yaptı, askere polise silahla kanasla, otomatik silahla, roketatarla, el yapımı bombalarla kim saldırıyor? Sivil vatandaşları kim öldürüyor? Lütfen cesursanız, yürekliyseniz, samimiyseniz, objektifseniz gerçekten insan haklarına inanıyorsanız bunları söyleyin'' diye konuştu.

Devletin görevinin vatandaşının can güvenliğini, mal güvenliğini sağlamak, kamu düzenini tesis etmek olduğunu anlatan Bozdağ, 'Bugün Türkiye’nin diğer illerinde sorun var mı? Yok. Orada herhangi bir uygulama var mı? Yok. Peki burada niye var? Burada sorun var, terör var, terörün yaptığı saldırılar var. Terör eylemleri var. Herkesin şunu iyi bilmesi lazım. Bu eylemler karşısında Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve hükümetinin aldığı tedbirler meşru tedbirlerdir, yasal tedbirlerdir, doğru tedbirlerdir, yapılması gerekenlerdir. Terör bitene kadar Türkiye’nin şehirleri, ilçeleri, beldeleri, köyleri, sokakları, caddeleri, dağları, ovaları terörden temizlenene kadar Türkiye Cumhuriyeti devleti terörle kararlı bir şekilde mücadelesine devam edecektir'' ifadelerini kullandı.

-''Böyle bir bildiriyi ancak PKK terör örgütü yazabilir''

Bozdağ, bildirinin 'PKK terör örgütü tarafından hazırlanıp, ona müzahir çevreler tarafından da imzası organize edilen bir bildiri' gibi durduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Çünkü bu bildiride dile getirilen görüşlere baktığınız zaman, bu görüşlerin tamamı PKK terör örgütünün görüşleridir. PKK’ya müzahir çevrelerin görüşleridir. Böyle bir bildiriyi ancak PKK terör örgütü yazabilir, PKK terör örgütünün gönüllü destekçileri yazabilir. Onun için bu akademisyenler ya bildiriyi okumadan imzaladılar... Eğer okumadan imzaladılarsa felaket bir şeydir. Okumadan bir şeyin altına nasıl imza atıyorlar? Okuyarak imzaladılarsa o da daha büyük bir felakettir. Bilimsel özerklikten, bağımsızlıktan, objektiflikten, haktan, adaletten bahseden insanlar böyle bir bildirinin, taraflı bir bildirinin sadece devleti suçlayan ve PKK terör örgütünü aklayan bir bildirinin altına nasıl imza atarlar. Belli ki kulaklarını gerçeğe kapatmışlardır, gözlerini gerçeğe kapatmışlardır. Akılları gerçeği idrak edemez durumdadır. Bir insanın kulakları gerçeğe kapalı olursa, gözleri gerçeği görmez ise aklı ile de gerçeği idrak etmezse o zaman hangi üniversitede akademisyen olursa olursun onun hiç kimseye faydası olmaz. Herkes 'aydınlar bildirisi' diyor. Kusura bakmasınlar aydın gerçeği görendir. Terör örgütünün istediklerini gerçek diye kamuoyuna takdim eden değildir. Aydınlar gerçeğe kulak verendir ama somut gerçeğe kulak verendir. Ortada somut gerçeğe kulak vermek yok, gerçeği görmek yok, PKK’nın gözüyle, PKK’nın diliyle PKK’nın kulağıyla gerçekleri çarpıtma vardır.''

Bildiride Türkiye Cumhuriyeti devletine büyük bir iftira olduğunu ve terör örgütünün alenen propagandası yapıldığını dile getiren Bozdağ, şöyle konuştu:

''Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. O yüzden ben bu bildirinin altına imza atanları, diploması olan insanlar olarak görüyorum. İsminin önünde profesör, doçent, yardımcı doçent, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi sıfatı olan insanlar olarak görüyorum ama bunların aydın olma özellikleri yoktur. Çünkü üniversite bitirmek, diploma almak bir takım isminin önüne sıfatlar koymak bir kişinin tek başına aydın olması için yetmez. Türkiye’nin gerçeklerine gözünü kapatanlar karanlığı aydınlık zannediyorlar. O nedenle ben o bildirinin altına imza atanları aydın olarak görmediğimi buradan bir kez daha ifade etmek isterim.

Aydınlar karanlıkta yürüyüp de kendi karanlıklarını Türkiye’ye aydınlık gibi gösteremezler. Gerçekten aydının ışığını herkese yansıtırlar. Ama maalesef terör örgütünün görüşlerini aydınlık olarak Türkiye'ye takdim eden bu karanlıkta yürüyen insanları, diplomalı insanlar olarak görüyorum. Belli ki diplomalar insanları tek başına aydınlatmaya yetmiyor. Belli ki sıfatlar insanları aydın yapmaya yetmiyor. O yüzden Türkiye’nin gerçek aydınlarının da bunun karşısında sesini yükseltmesini lazım. Medyadan duyuyoruz, ‘Okumadan imza attık, ben buna katılmıyorum” diyenler var. Eğer herhangi bir akademisyen bunun altına istemeden veya bu boyutunu bilmeden, okumadan imza atmışsa o zaman samimiyet testi ortada imzasını geri çeker, açıklama yapar 'imzamı çekiyorum' diyebilir. Bunu engelleyen kimse yok. ''

- ''Bu metni hazırlayanlar bir araya gelip cümle cümle müzakere mi etti''

''Belli ki bu organize bir iş. Türkiye’nin bu kadar üniversitesinde görev yapan akademisyenleri böyle bir metinin altına imzaya kim ikna etti, bu metni kim yazdı?'' diyen Bozdağ, ''Nerden geldi bu metin, Kandil'de mi yazıldı? Yoksa Türkiye’de herhangi bir üniversitede mi yazıldı? Bu metni hazırlayanlar bir araya gelip cümle cümle müzakere mi etti? 'Şöyle mi yazalım' dediler. Çalıştay mı düzenlediler, ne yaptılar, onun da Türkiye tarafından bilinmesi lazım. Kim organize etti, nasıl oldu, bütün bunların ortaya çıkmasında fayda vardır. Ben Türkiye’nin gerçek aydınlarının da sesini yükseltmesinin Türkiye’deki demokrasinin bir gereği olduğunu düşünüyorum'' ifadelerini kullandı.

CHP’nin tutumunu da eleştiren Bozdağ, şunları kaydetti:

''Çünkü CHP bölgede yaşanan terör saldırıları karşısında Türkiye Cumhuriyeti devletinin aldığı meşru tutumu, attığı meşru adımları görmezden gelen, gören aksine bunun karşısında PKK’ya bir cümle söylemeyen ve PKK’yı adeta haklı gören yaklaşımları kabul edilemez bir durumdur. Bu bildiride yazan konuların hangisi doğru? Bu bildiri, kimin kaleminden çıkmış, şu anda bu hendekleri, barikatları orada yapanlar kimlerdi? CHP’nin buna dair bir sözü var mı? Uzaylılar mı bu barikatları kurdu, hendekleri kazdı? Kim yaptı bunu, CHP’nin sayın genel başkanının çıkıp açıklaması lazım. Kamuoyuna da söylemesi lazım. 'Ey PKK' diyebiliyor m? Türkiye’nin Cumhurbaşkanına hakarette yarışanlar PKK’nin ele başı, eli kanlı teröristlerine tek bir kelime söyleyebiliyorlar mı? Her gün 'Diktatör, despot' diye bağırıyorlar. Ben buradan söylüyorum, bu eli kanlı teröristlere bir gün olsun 'ey eli kanlı teröristler' diye sesini yükseltiyorlar mı? Yükseltmiyorlar. Onun için de ben buradan CHP’ye oy veren seçmenlere sesleniyorum. Lütfen CHP’nin, Atatürk’ün kemiklerini sızlatan bu duruşu karşısında CHP’nin yönetimine tavır koyun, sesinizi yükseltin diye onlara davette bulunuyorum.''

(Bitti)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile