Adalet Bakani Gül, 18. Imam Hatipliler Kurultayi'nda Konustu Açiklamasi

'Bu ülkede hangi iktidar gelirse gelsin, mezhebinden, siyasi görüsünden, düsüncesinden, yasayisindan, kilik kiyafetinden dolayi ötekilestirilmesin diye bize düsen bir görev de yeni ve sivil anayasayla tüm bu hak ve özgürlükleri 84 milyon için güvence altina almaktir' 'Bugün Türkiye, her platformda, her zeminde adaleti, merhameti haykirmaktadir. Küresel adaletsizlige karsi Sayin Cumhurbaskani'mizin liderliginde Türkiye sesini, sözünü yükseltmektedir' 'Statükoyu, beyaz Toroslari siyah Audilere, faili meçhulleri 2023'lere tasiyan, tasimak isteyen zihniyet ile de mücadele edecegiz, reformlari sürdürecegiz. Yeni anayasayi milletimizle beraber yapacagiz'

Adalet Bakani Abdulhamit Gül, hazirlayacaklari yeni sivil anayasayla mezhebi, yasam tarzi, kilik kiyafeti gibi etkenler dolayisiyla insanlarin hiçbir zaman ötekilestirilmemesini hedeflediklerini bildirdi.

Gül, Aksaray Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen Önder 18. Imam Hatipliler Kurultayi'nda yaptigi konusmada, burada konusulacak konularin, egitim ve ögrenimde adalet bilinci ve hak duygusunun gelistirilmesinde faydali olacagini düsündügünü söyledi.

Adaletin ve merhamet degerlerinin birbirinden ayri düsünülemeyecegini belirten Gül, "Adalet ve merhamet, yeri ve gögü ayakta tutan temel sütundur. Yerle gögün ayakta kalabilmesi, insanligin ayakta kalabilmesi, adaletin ayakta kalabilmesiyle mümkündür. Bugün dünyanin dört bir yaninda yasanan zulümler, adaletin küresel anlaminda olmamasinin sonucudur. ÖNDER'in kurultayinda tema olarak 'adalet ve merhamet'i seçmesi, çok kiymetli ve anlamli." ifadelerini kullandi.

Gül, adaletin sadece durusma salonlarinda, adliye koridorlarina degil hayatin her alaninda gerekli bir deger oldugunu vurgulayarak söyle konustu:

"Merhameti ve adaleti bir deger olarak, bir motto olarak almamiz çok anlamli. Bu anlamda ÖNDER'i, emegi geçenleri ve geçecekleri canigönülden tebrik ediyorum. Merhamet kavrami bize ait bir kavramdir. Bati toplumlarinin aksine, iyiligin yansimasidir. Batida bir merhamet kavrami da karsimiza çikmaz. Acima ile merhamet birbirinden çok farklidir. Yine vicdan da bizim ve medeniyetimiz için en önemli degerlerden birisidir. Dünyanin adalete, merhamete, vicdana her zamankinden daha fazla ihtiyaci var. Bugün Türkiye, her platformda ve zeminde adaleti, merhameti haykirmaktadir. Küresel adaletsizlige karsi Sayin Cumhurbaskani'mizin liderliginde Türkiye, sesini, sözünü yükseltmektedir. 'Dünya besten daha büyüktür.' diyerek bu adaletsizligi küresel anlamda da haykiran bir Türkiye vardir ve sesini daha güçlü bir sekilde yükseltmeye devam edecektir."

- "28 Subat döneminde yapilanlari zihnimiz unutmamistir"

Hak ve adalet için çalistiklarini dile getiren Gül, "Haksiz, kirli ve zalim, alçakça yasayislar için yola çikanlarin hali de ortadadir. 28 Subat döneminde, bu darbe girisiminde, bu cuntaci, vesayetçi anlayis döneminde de yine evlatlarimiza yapilanlari hala zihnimiz unutmamistir. Milletin seçtigi hükümeti, vesayetle, zorbalikla düsürdüler, imam hatip ortaokullarini kapattilar, katsayi zulmüyle milli gençligin önünü kesmeye çalistilar, Kur'an kurslarini islevsiz hale getirmek istediler. Milletin oylariyla birinci parti olan Refah Partisi'ni kapattilar, Erbakan Hoca'miza siyasi yasaklar koydular, vakif ve dernekler üzerinde baski kurdular, dönemin yargisini zulme alet ettiler. Brifinglerle selam duran yargiyi insa ettiler. Basörtüsü yasagini, gerici bir uygulamayi bu ülkeye, bu cografyaya yasatmak istediler. Kisacasi bu toplumu 'korku toplumu' haline getirdiler. Türkiye 21. yüzyila böyle girdi. 'Bin yil sürecek' dediler ama millet, 3 Kasim 2002'de vaziyete el koydu. 'Söz milletin, irade benim' dedi, bu vesayetçi zihniyete dersini verdi. Iste o tarihten itibaren vesayete karsi milletin adami Recep Tayyip Erdogan liderliginde çok önemli adimlar atildi. Bundan sonra da atilmaya devam edecek." degerlendirmelerinde bulundu.

- " Bugün Türkiye, dünyada parmakla gösterilecek bir ülkedir"

Kimsenin inancindan, kilik kiyafetinden dolayi farkli bir muameleye tabi tutulmasi için önemli adimlar attiklarina isaret eden Gül, sözlerini söyle sürdürdü:

"Bizi millet olarak bir arada tutan temel maya, temel yaklasim birlik ve beraberliktir. Zaman degisse de tarih aksa da yine bu akisinin farkinda olarak degisimi yönetebilenler bu ülkede ekmege ekmek, asa as katmistir ve ülkeyi daha iyi noktalara ulastirmistir. Özümüzden, degerlerimizden, kopmadan, dönüsmeden degisebilerek gelecege medeniyetimizi tasavvurumuzu tasimak zorundayiz. Bu bizim tarihe ve cografyaya olan sorumlulugumuzdur. Bu sorumlulugu da hep beraber ortaya koymak zorundayiz. Bugün Türkiye, dünyada parmakla gösterilecek bir ülkedir. Elbette çok önemli adimlari attik. Kendi silahini üreten, asini kendi topragindan çikaran, sanayisiyle, üniversiteleriyle gelecege güvenle bakan, devleti ve milleti el ele olan bir ülkeyiz."

Gül, ülke insanin refahi ve daha iyi yasamasi için çalismaya devam edeceklerinin altini çizerek sunlari kaydetti:

"Tüm bu anlattigimiz vesayetçilerden kurtarilan Türkiye ile ilgili tüm bu haklar, esas itibariyla millete verilen bir lütuf degildir, bu milletin dogustan kazandigi bir haktir. Inanci, düsüncesi, mezhebi, siyasi görüsü, yasam tarzi ne olursa olsun, devlete düsen, yasam tarzina, bu inanca saygi göstermesi ve bu yasayisi güvence, teminat altina almasidir. Basi örtülü, basi açik, su mezhep, bu mezhep, su siyasi görüs, bu inanç, ne olursa olsun devlete düsen bu özgürlükleri teminat altina almaktir. Bu anlamda önümüze düsen bir görev de tüm bu hak ve özgürlüklerin, bir siyasi parti verdigi için degil, insanligin dogustan kazandigi bir hak oldugunu yeni bir anayasayla taçlandirma sorumlulugudur. Hangi iktidar gelirse gelsin, bu ülkede üniversite kapilarinda basörtülüler zulme ugramasin, üniversite egitim hakki elinden alinmasin, bu ülkede hangi iktidar gelirse gelsin mezhebinden, siyasi görüsünden, düsüncesinden, yasayisindan, kilik kiyafetinden dolayi ötekilestirilmesin diye bize düsen bir görev de yeni ve sivil anayasayla tüm bu hak ve özgürlükleri 84 milyon için güvence altina almaktir. Bunu da yapmak siyasetin boynunun borcudur. O yüzden reform irademizi daha güçlü bir sekilde sürdürecegiz. Birileri statükodan memnun olur. Neden? Statüko onlarin meslegidir, statüko onlarin ekmek kapisidir ama statüko ile de mücadele edecegiz. Reformlarimizi bu milletin lehine gelistirecegiz. Bu hepimizin üzerine düsen görevdir. Statüko, beyaz Toroslari ve faili meçhulleri sever ama biz statükoyu, beyaz Toroslari siyah Audilere, faili meçhulleri 2023'lere tasiyan, tasimak isteyen zihniyet ile de mücadele edecegiz, reformlari sürdürecegiz. Yeni anayasayi milletimizle beraber yapacagiz."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile