Adalet Bölge Değerlendirme Toplantısı

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: (1) 'Hedefimiz 82 milyon, doğusu ile batısı ile zengini ile fakiri ile siyasi düşüncesi ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun 'adliyenin kapısından girersem bana adil davranacaklardır, ayrıcalık ayrımcılık yapmayacaklardır' düşüncesini hakim kılmak bizim temel amacımızdır' 'Kamuoyuna açıklanan Yargı Reformu Belgesi çok olumlu tepkilerle karşılandı ve bu süreci biz yürütürken toplumun her kesimini dinleyerek, her kesimini paydaş kabul ederek, bu belgeyi hazırladık' 'Reform 2023'e kadar bir yol haritası niteliğindedir. 2023'e kadar gerek kanun gerektiren düzenlemeler, gerek Cumhurbaşkanlığı kararı gerektiren düzenlemeler, gerek bakanlık ya da kurumların karar alması gereken süreçler, reform birebir hayata geçerek uygulanmaktadır ve nitekim birinci paket olarak Meclise gelen bir teklif oldu' 'Özellikle pakette de ifade özgürlüğünü daha da güçlendiren, düşünce özgürlüğünü daha da tahkim eden, daha da güçlendiren çok önemli düzenlemeler bulunmaktadır ve yargının da iş yükünü hafifletecek yine vatandaşlarımızın günlük hayatlarını kolaylaştıracak düzenlemeler söz konusu. İfade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü hususunda Yargıtay yolunu açarak kanun yolunu genişletiyoruz ve böylece farklı istinaflarda da ortaya çıkan kararların bir yeknesak biçimde Yargıtayda içtihat bütünlüğü içerisinde bir karara bağlanmasını amaçlıyoruz' 'Siyasi istikrar, ekonomik istikrar kadar hukuk istikrarı da bir devlet için bir millet için çok önemlidir'

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Hedefimiz 82 milyon, doğusu ile batısı ile zengini ile fakiri ile siyasi düşüncesi ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun 'adliyenin kapısından girersem bana adil davranacaklardır, ayrıcalık ayrımcılık yapmayacaklardır' düşüncesini hakim kılmak bizim temel amacımızdır." dedi.

Gül, Ortahisar ilçesindeki bir otelde düzenlenen Adalet Bölge Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, toplantının yargı camiasına, adalet teşkilatına ve millete hayırlı olmasını diledi.

Bu tür toplantıların hem alandaki, adliyelerdeki meseleler, teşkilattaki insan kaynağı ihtiyacı, teknik ihtiyaçlar, mevzuat ihtiyaçları ve aksaklıkların yerinden tespiti adına çok önemli olduğunu düşündükleri platformlar olduğunu vurgulayan Gül, şunları söyledi:

"Böylece, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın 30 Mayıs'ta açıkladığı Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin de hedeflerini gerçekleştirmek adına çok önem verdiğimiz mecralardır çünkü reformlar sadece kağıt üzerinde kalmaz, bunun sahada uygulamasını görmek lazım ve esasen oradan gelen talepleri de takip etmek, dikkate almak, uygulamadaki aksaklıkları görmek çok önemlidir, işte yargıya güveni artırmak adına bu toplantılarda ihtiyaçlarımızı, eksiklerimizi değerlendirmek adına çok önemli olduğunu düşünüyoruz ve böylece hedeflerimizin gerçekleştirilmesi, reformlarımızın bir bir hayata geçirilmesi adına 2019 yılını da bir milat olarak görüyoruz. Bu hedefi gerçekleştirmek siz değerli yargı mensuplarının elinde şekillenecektir, bu yüzden bu toplantımızın hayırlı olmasını diliyorum ve hakiminden savcısına, mübaşirinden katibine kadar büyük bir aile olan adalet teşkilatının bu reforma sahip çıkması, bu reformun daha da iyi noktalara ulaşması hususundaki çabaları içinde ayrıca teşekkür ediyorum."

Vatandaşların Türk yargısından beklentisinin adil kararın makul sürede verilmesi olduğunu ifade eden Gül, "Haklıya hakkını vermek, suçluyu cezalandırmak vicdanları adaletle teskin etmek biricik vazifemizdir. Adalet duygusunu ayakta tutabilmek bizim en büyük vazifemizdir çünkü yeryüzünü ayakta tutan sütun adalettir, adalet olmazsa yer, gök bir araya gelir ve devletin, milletin bireylerin kendine ve geleceğine olan saygısı, güveni kalmaz." değerlendirmesinde bulundu.

Adaletin tecelli edeceği yerin de mahkemeler olduğunu belirten Gül, şöyle devam etti:

"Bu kapıya gelen herkes hakkına ereceğine inanmalıdır. Bu kapının önünden geçen herkes 'benim yolun Trabzon Adliyesine, Rize Adliyesine düşerse ben fakirim, ben şurada doğdum, ben şu düşünceye sahibim, şu yaşam tarzına sahibim bana bir ayrıcalık ya da ayrımcılık yapılmaz' düşüncesine sahip olması en büyük arzumuzdur. Elbette böyle bir şey yoktur ama böyle bir duyguya bir an için bile bir vatandaşımız kapılıyorsa, orada eksik bıraktığımız şeyler var demektir. Bizim hedefimiz 82 milyon, doğusu ile batısı ile zengini ile fakiri ile siyasi düşüncesi ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun 'adliyenin kapısından girersem bana adil davranacaklardır, ayrıcalık ayrımcılık yapmayacaklardır' düşüncesini hakim kılmak bizim temel amacımızdır. İşte bu konuda nerelerde eksiklik varsa, bu konudaki eksiklerimizi gidermek bizim bu dönemde çok önemli tarihi bir sorumluluğumuzdur. Çünkü insanlar herkesten hayal kırıklığına maruz kalabilir. Arkadaşından, eşinden, dostundan, iş ortağından ama ömrü boyunca sığınacağı, güveneceği tek liman, tek kale yargı teşkilatıdır, yargı mercileridir. Bu güvene layık olmak, bir an bile olsun bir vatandaşımızı hayal kırıklığına uğratmamak bu aziz milletin Türk yargısından beklentisidir ve bu beklenti haklı beklentidir, bu beklentiyi de sizlerin en güzeli ile yerine getirdiğinize, getireceğinize eksikleri de gidererek bu konuda önemli gelişmeler sağlayacağımıza inanıyorum ve özveriyle çalışan tüm yargı mensuplarımıza, tüm adliye teşkilatı çalışanlarımıza da bu vesileyle şükranlarımı, teşekkürlerimi sunuyorum."

- "Demokrasi ve özgürlükleri daha da güçlendirme temel görevimiz"

Kamuoyuna açıklanan Yargı Reformu Belgesi'nin çok olumlu tepkilerle karşılandığını belirten Gül, süreci yürütürken toplumun her kesimini dinleyerek, her kesimini paydaş kabul ederek, bu belgeyi hazırladıklarını aktardı.

Gül, "İşte bu süreçten sonra bir reform ikliminin oluşmasına da bu belge çok önemli katkıda bulundu. Reform konusundaki olumlu görüşlerini ifade edenler kadar eleştiren arkadaşların görüşleri de bizim için çok önemlidir çünkü dışlayıcı bir anlayışla reform yapılamaz. Tüm önerileri, tüm eleştirilere de bu çerçevede dikkate alarak bakanlık olarak revize eden dinamik bir süreci sürdürmeye çalışıyoruz. Bu iklimin korunması, demokrasi ve özgürlükleri daha da güçlendirme bizim temel görevimizdir ve bunu da hep birlikte gerçekleştireceğiz." dedi.

Reformun 2023'e kadar bir yol haritası niteliğinde olduğunu vurgulayan Gül, şu görüşlerini paylaştı:

"2023'e kadar gerek kanun gerektiren düzenlemeler, gerek Cumhurbaşkanlığı kararı gerektiren düzenlemeler, gerek bakanlık ya da kurumların karar alması gereken süreçler, reform birebir hayata geçerek uygulanmaktadır ve nitekim birinci paket olarak Meclise gelen bir teklif oldu. Özellikle pakette de ifade özgürlüğünü daha da güçlendiren, düşünce özgürlüğünü daha da tahkim eden, daha da güçlendiren çok önemli düzenlemeler bulunmaktadır ve yargının da iş yükünü hafifletecek yine vatandaşlarımızın günlük hayatlarını kolaylaştıracak düzenlemeler söz konusu. İfade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü hususunda Yargıtay yolunu açarak kanun yolunu genişletiyoruz ve böylece farklı istinaflarda da ortaya çıkan kararların bir yeknesak biçimde Yargıtayda içtihat bütünlüğü içerisinde bir karara bağlanmasını amaçlıyoruz. Siyasi istikrar, ekonomik istikrar kadar hukuk istikrarı da bir devlet için bir millet için çok önemlidir. Hukuki istikrar da olmazsa insanların yargıya güveni olmaz. İşte bu nedenle hukuk istikrarını sağlamak adına da çok önemli bir düzenlemeyle içtihat birliğini de sağlayacak şekilde düşünce, ifade özgürlüğünü daha da güçlendirici bu düzenleme yine yürürlüğe girmektedir."

Abdülhamit Gül, internete erişim anlamında sitenin topyekun hepsinin değil ilgili bir kısmını, suça sebep olan bir kısmının içeriğinin kapatılması hususunda bir düzenlemenin söz konusu olduğunu belirtti.

Gül, istinafların yargı sisteminde çok önemli bir hizmet gördüğünü bu nedenle, Trabzon'da da hizmete giren istinaf, bu yıl 4 yerde istinafı daha faaliyete getirdiklerini, istinafların Türk yargı sisteminde vatandaşlara büyük bir imkan sağladığını kaydetti.

Uygulamadaki ihtiyaçları dikkate alarak istinaf düzenlemesiyle ilgili de istinafı daha da güçlendirici birtakım düzenlemeler getirdiklerine işaret eden Gül, şöyle konuştu:

"Bu da istinaf sisteminin daha da güçlenmesine ve kararların daha niteliğinin artmasına destek verecektir. Böylece vatandaşlarımız için yargı mensuplarımız için yine avukatlarımız için de çok önemli bir netice olacağına inanıyoruz. İtiraz merci olarak daha önce istinafta daire kendi kararın itirazına da bakıyordu bunun itirazına bakacak bir kurul hususu da yine bu pakette yer almaktadır, bu da daha dinamik bir süreci ortaya koyacaktır. İstinafta kesinleşen bazı suçlar ama aynı dosyada Yargıtay'a giden bazı hususlar infaz hususunda adaletsizlik ortaya çıkartıyordu yani aynı dosyada iki sanık dosyası Yargıtaya gittiği için infazı bekliyor ama 5 yılın altında bir ceza almış, 3 yıl ceza almış aynı dosyada onun için kesinleşiyor, dosya Yargıtaya gitmiş esasen o cezaevine gidiyor, diğerleri Yargıtayı bekliyor. Yargıtaydan dosya bozulsa, beraat edilse, 'maddi olarak böyle bir konu yoktur, baki değildir' dense, o kişinin cezaevinde yattığı, 'pardon, özür dileriz, seni boşuna yatırmışız' deme sonucu çıkar. Böyle bir ihtimali, böyle bir riski asla kabul edemezdik, işte bu nedenle dosya Yargıtaya gittiğinde infazın ertelenmesi imkanı getiren bir düzenleme de yine bu pakette yer almıştır.

(Sürecek)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile