Türk-İş İl Temsilcisi Cemal Yaman, Adapazarı Şeker Fabrikası'nın dünü ve bugününün masaya yatırıldığı bir toplantı düzenleyerek tarafları bir araya getirdi. Toplantıya Türk-İş Eğitim Sekreteri ve Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök, Adapazarı Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aya, Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Oğuz Kalay, Genel Merkez yönetimi ve sendikacılar katıldı.
Toplantıda bir açıklama yapan Türk-İş Eğitim Sekreteri ve Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök şeker kanunu ile birlikte şeker sektörünün üzerindeki oyunların kendini gösterdiğini iddia etti.
Gök, açıklamasında, 2001 yılında şeker kanunu çıkarken kriz sonrası İMF'nin ve Avrupa Birliğinin baskısı neticesinde Türkiye'de 6,5 ton civarında bir pancar ekilmesi gerektiği ve başka türlü üretim yapılmaması gerektiği ortaya kondu" dedi.
2001 kanunu ile beraber nişasta bazlı şeker üretiminin Türkiye'de resmileşmesinin gündeme geldiğini anlatan Gök, şöyle konuştu: "Şimdi pancardan şeker elde eden ülkelere baktığımız zaman nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 2'leri geçmediğini görürüz. Fransa, Almanya gibi gerçekten pancar üreten ülkelerde yasaklandığı bile olmuştur. Mesela Avrupa Birliğinde Fransa pancardan şeker elde ettiği için nişasta bazlı şekeri yasaklamıştır. Hollanda yasaklamıştır. Almanya'da 1 bile değildir. Ama Türkiye'de şeker
kanunu ile beraber yüzde 10 kota verilmiş ve bu işletmelerin toplam kapasitesi 900 bin 90 tondur. Şeker kanunu çıkmadan 990 bin ton kapasiteli işletmelerin nasıl kurulduğunun cevabını Türk halkı özellikle pancar üreticilerinin düşünmesi gerekiyor. Yani dün Türkiye'de nişasta bazlı şeker üretimi yokken 550 bin tona yakın, 1 milyon pancar şekeri karşılığı nişasta bazlı şeker üreten işletmelere izin verildi. İlk önce bunun cevabını bulmamız lazım. Bunun cevabını aradığımız zaman Türkiye'ye diyorlar pancardan
şeker elde etme. Çünkü AB, Avrupa Birliği ülkelerinin içinde 6 tanesinden şeker elde edilebileceğini diğer ülkelerin pancar üretimini terk etmelerini söylüyor."
Şeker endüstrisinin Türkiye'de önemli bir yer tuttuğunu ve Türkiye'nin uluslararası pazarların kartelleri haline getirilmek istendiğini iddia eden Gök, şunları söyledi: "Biz, Avrupa Birliği ile ilgili müzakerelere devam edeceğiz. Türkiye'nin pancar şekeri ile ilgili, tarımla ilgili, Avrupa Birliği henüz bir sayfa açmadı. 2015- 2016 yıllarında Avrupa Birliği şeker rejimi hayata geçtiği zaman Türkiye'nin oradaki rolü ne olması gerekiyor. Bunun cevabı bizim için çalışanlar için gayet açık. Türkiye
uluslararası pazarların kartelleri haline getirilmek isteniyor. Türkiye'de 3 milyar dolara yakın yerli katma değer üretebilen başka bir kuruluş yok. Havasını, suyunu güneşini, paraya çevirebilen, dövize çevirebilen, başka bir kurum yok."
Türkiye'de zaman zaman otomotiv sektörünün çok konuşulduğunu anlatan Gök, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'ye kattığı katma değerin ne olduğunu bir araştıralım. Türkiye'de pancar, şeker sektörünün yılda 123 bin tam istihdam sağladığına bakınız. Sanayide 20 bin istihdam sağladığına bakınız. Tarımdaki istihdamın 5 - 6 milyon dolarla tam istihdam etmek mümkünken sanayide tam istihdamın rakamlarıyla 145 bin dolar olduğunu düşününüz. Türkiye'de kapanacak fabrikalara bakınız. Türk şekerin elinde bulunan
fabrikaların bu özelleştirme neticesinde zaten 20'ye yakını kapanacak. Bunun akabinde Ortadoğu ve Balkanların fabrikaları kapanmak zorunda kalacak. Türkiye'ye yarattığı katma değer ve işe bakınız. Nişasta bazlı şekerlerle ilgili Türkiye pancardan şeker elde edecekse, nişasta bazlı şekerleri niye Avrupa Birliği normlarında tutmadığının cevabını yine hep beraber aramak zorundayız. İthalatçı olacak bir ülkede Türkiye'nin dışarıya vereceği dövizi iyi hesap etmek mecburiyetindeyiz. Etrafı şeker ithalatçılarıyla
dolu ülkede, bu coğrafyada Türkiye neden pancarı terk etmek mecburiyetinde bırakılıyor, bunların cevaplarını aramak mecburiyetindeyiz."
TÜRKİYE'NİN KAYIPLARININ HESABI YAPILMALI
İşçi temsilcisi olarak bu hadiseyi analiz ettiklerini anlatan Gök, şöyle konuştu: "Türkiye'de sendikacıların görüntüsü geçmişiyle ilgili problemler olduğu için bunlar sendikacı işçi kendilerini düşünüyor şeklinde söylüyorlar ama Türkiye'nin kayıpları ile ilgili bir hesap yapılmamıştır. Türkiye'de yılda aşağı yukarı 7- 8 milyon tona yakın kaba yem ihtiyacını pancar küspesinden meydana getiriyor. Maya ihracatçısıyız Melastan meydana getiriyoruz. Dünya yenilebilir enerjiye geçerken, pozitif enerjiyi terk
ederken Türkiye yenilebilir enerjinin ne diye hammaddesi pancarı ne diye terk etmek istediğinin cevabını bilmemiz bunları bulmamız lazım."
Gök, siyasilere de seslenerek özelleştirme ile ülkeye ihanetin eş anlama geldiğini iddia ederek sözlerine şöyle devam etti: "Siyasetin şeker sektörüyle ilgili bilgi enformasyonu yapan insanların yanlış yaptığını düşünüyoruz. Pancar çiftçisinin şeker işçisinin ve devletin içinde olduğu belli bir modelle bu sektörün ayağa kalkması gerektiğini söylüyoruz. Burada şeker işçisine düşen her türlü fedakarlık ne türlü fedakarlık yapılması gerekiyorsa, her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız. Türkiye'deki
özelleştirmenin Türkiye'ye ihanetle eş anlama geldiğinin altını bir defa daha çizmek istiyorum. Pancar şeker sektörünün mutlaka ve mutlaka pancar üreticisinin şeker işçisi ve devletin içinde olduğu yeni bir model ile masaya yatırılıp Türkiye'de 2015'ler ve 2016'larda Avrupa Birliğinde Türkiye ne yapabilir. Dünya ticaret örgütünün öngörüsü ile ilgili gümrüklerin sıfırlanması ile ilgili Türkiye'nin sektörde ne yapmalı, fiyatları nasıl düşürmeli, bunları oturup masada tartışmamız gerekirken, Türkiye vc
ne olması gerekiyor. Bunun cevabözelleştirmeyi tartışıyor. Türkiye 2010 ve 2015'lerde özel sektör ve devletin pancardan şeker elde etmesi mümkün değil. Diğer taraftan şeker sektörü zarar ediyor."
Özelleşsin kar etsin görüşünün tamamen yanlış bir öngörü olduğunu anlatan Gök, şunları söyledi: "Bu neden Türkiye'de, şeker sektörü yapılanmasını bilmeden konuşulan bir söz. Bu siyasetin yanlış bilgilendirmesi ve bilgilendirilmesinin sonucudur. Türkiye'de en az 10 fabrika var. Bunların çoğu sosyal amaçlı. Doğuda şeker fabrikalarını kapat, devlet diye bir şey kalmaz. Bizim amacımız oralarda köylüyü yerinde tutarak doyurabilmek, göçü ve terörü önlemek. Devlet te bugün bunla ilgili bir şeyler yapıyor.
Devlet buralara teşvik veriyor. Bunların tartışılması lazım."
Gök, konuşmasının sonunda şeker fabrikalarında yaşanan kota sorunlarına dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu mantalite ile gittiğimiz zaman belki birkaç yıllığına Adapazarı Şeker Fabrikasının kotasını da çözmek mümkün olur. Türkiye'de sektörün yaşamayacağı ile ilgili tespitimiz var. Şeker işçisinin böyle bir tespiti var. Bunları konuşup tartışabildiğimiz zaman Adapazarı Şeker Fabrikasının da yaşayacağına emin olabilirsiniz. Bazı Avrupa ülkelerinde nişasta bazlı şeker üretimi yasaklandı.
Türkiye'de nişasta bazlı şeker üretimi kotası yüzde 10, Bakanlar Kurulu kararı ile sürekli yüzde 50 artırılıyor. Avrupa'daki nişasta bazlı şeker kotası gibi, Kota uygulansın Türkiye'de 2 ila 5 arası en azından 3 milyon ton daha pancar ekilecektir. Bu Adapazarı Şeker Fabrikasının pancar kotasını da halleder diğerlerini de halleder."
Bu mantıkla Türkiye'de pancar şeker sektörünün yaşama şansı olmadığını anlatan Gök, "2016 ve 2018'lerde dünya ticaret örgütünün öngörüleri var. Nişasta bazlı şekerlerle ilgili çok dava açtık. Kazandık AHİM'e bile götürdük. Nişasta bazlı şekerler sağlık açısından çok tartışılıyor. Mısırdan elde ediliyor. Türkiye hangi yıl 1 milyondan aşağı mısır ithal etmiş. Bunun Türk çiftçisine de bir katkısı yok. Böyle giderse bu mantıkla özel sektör dahil kimse yaşamaz."
Adapazarı Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aya da işçilerin sendikaya üye olup olamayacakları konusundaki soruya şöyle karşılık verdi: "Neden üye olmayalım. Ben zaten kendim çiftçi temsilciyim. Aynı alanda çalışıyoruz. Sendika ile görüşme halindeyiz. Örgütlenme ile ilgili sıkıntımız yok. İşçilerimizin örgütlenmesine sıcak bakıyoruz. Yakın bir zamanda işçilerimizin tamamı sendikaya üye olacaklar."
(RY-RY-HO-Y)
Adapazarı Şeker Fabrikası Masaya Yatırıldı
Türk-İş Eğitim Sekreteri ve Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök, şeker üzerinde oyunlar oynandığını söyledi.