Adıyaman Turizm Pastasından Payını Büyütmek İstiyor

Tarihi ve doğal zenginliklerine rağmen tanıtım ve altyapı eksiklikleri nedeniyle turizm pastasından yeterince pay alamayan Adıyaman'a, yapılan çalışmalarla daha çok turist çekilmesi hedefleniyor.

Yaklaşık 2 bin yıl önce kurulan antik Kommagene Krallığı'nın günümüze kadar ayakta kalan esrlerini barındıran, güneşin doğuşu ve batışının en güzel izlendiği yer olarak bilinen Nemrut Dağı ve doğal güzellikleriyle göz dolduran Adıyaman, turizm sezonunda atağa kalkmak istiyor.

Altyapı eksiklikleri giderilerek ve daha iyi tanıtım yapılarak, Adıyaman'ın turizm pastasından daha çok pay alması hedefleniyor.

Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden Adıyaman'ın, tarihi, doğal ve kültürel değerleri ile göz doldurduğunu söyledi.

Adıyaman'ın sahip olduğu 200 dolayında kültür varlığıyla adeta bir açık hava müzesini andırdığına işaret eden Demirtaş, altyapı ve tanıtım eksikliğinden dolayı şehrin turizm pastasından yeterince pay alamadığını ifade etti.

Adıyaman'ın zengin tarihi ve kültürel mirasını turizme kazandırarak kentin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmayı hedeflediklerini belirten Demirtaş, şunları kaydetti:

"Turizm sezonunun başladığı bugünlerde kentimizin zengin tarihi ve kültürel yapısını sistemli bir bütün halinde tanıtarak, yöreye gelen turist sayısını artırmayı hedefliyoruz. Bu nedenle ilimizin önemli turizm merkezlerini birer değere dönüştürmek ve turizm gelirlerinden yeterli payı alabilmek amacıyla turizm merkezlerimizin altyapısını iyileştirme çalışmaları başlattık. Bu kapsamda Kommagene medeniyetinin 5 büyük kentinden biri olan Perre Antik Kenti'nde başlatılan çevre düzenleme çalışmalarında sona gelindi."

Demirtaş, Perre Antik Kenti'ndeki çalışmaları bu yıl içinde tamamlayarak turizme kazandıracaklarını sözlerine ekledi.

-Açık hava müzesi: Adıyaman

Adıyaman, Kommagene kralı I. Antiokhos döneminde yapılan Karakuş Tümülüsü, Arsemia Örenyeri, Cendere Köprüsü, Perre Antik Kenti ve devasa tanrı heykellerin bulunduğu Nemrut Dağı'ıyla, ziyaretçilerini ağırlıyor.

Nemrut Dağı Milli Park giriş noktasında yer alan Karakuş Tümülüsü, günümüze kadar ayakta kalan sütunlarıyla dikkati çekiyor.

Kadınlar anıt mezarı olarak da bilinen ve Kommagene Kralı II. Mithridates tarafından annesi İsas adına yaptırılan anıt mezar, sütun üzerindeki kartaldan dolayı "Karakuş Tümülüsü" olarak anılıyor. Doğu, batı ve güney yönlerde 4 sütun bulunan anıt mezarın, doğudaki sütunun üstünde aslan ve kartal heykel kalıntıları, batıdaki sütunun üstünde tokalaşma steli, yerde ise aslan heykel parçası yer alıyor.

- Zamana direnen köprü: Cendere

Karakuş Tümülüsünün kuzeydoğusundaki Cendere Köprüsü de Kahta çayı üzerinde yer alan ve dünyanın halen kullanılmakta olan en eski köprülerinden biri olarak anılıyor.

Çayın en çok daraldığı kesimde iki ana kaya üzerinde 92 kesme taştan yapılan büyük kemer ve doğu tarafındaki küçük bir tali kemerden oluşan köprünün, üzerinde bulunan kitabelere göre, Roma İmparatoru Septimius Severus (193-211) tarafından karısı ve oğulları adına yaptırıldığı belirtiliyor. Birkaç yıl öncesine kadar araçların geçişine izin verilen köprüyü, yapılan yeni köprünün ardından sadece yayalar kullanabiliyor.

- "Anadolu'da bilinen en büyük Grekçe yazıt"

Kahta çayının doğusunda yer alan hakim bir tepedeki Arsemia Örenyeri ise Anadolu'da bilinen en büyük Grekçe yazıt ile dikkati çekiyor.

Grekçe yazıtından başlayarak 158 metre derinliğe inen bir tünel ile tünelin batısında benzer şekilde bir kaya dehlizi bulunuyor. "Antiokhos ile Heracles"in kabartma steli ise günümüze kadar sağlam kalan yapısıyla göze çarpıyor.

- Kaya mezarlarından oluşan antik kent: Perre

Kent merkezine 5 kilometre mesafede bulunan Perre Antik Kenti de 200 civarındaki kaya mezarı ve yerleşim yerini bünyesinde barındırıyor.

Erken Roma Dönemi ait Nekropol olan Antik Perre'nin kuruluşu kaynaklara göre Helenistik döneme kadar uzanmaktadır. Kommagene döneminde yerleşim yeri olduğu bilinen Perre, Roma döneminde bölgenin en büyük şehirleri arasında yer alırken, Bizans yerleşimine de rastlanmaktadır. Günümüze kadar ayakta kalan Roma çesmesi ve surların bir kısmı görülmektedir.

- Güneşin doğuşu ve batışının en güzel seyredildiği yer : Nemrut Dağı

"Dünyanın sekizinci harikası" olarak nitelendirilen Nemrut Dağı, yüksekliği 10 metreyi bulan heykelleriyle UNESCO Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır.

Nemrut Dağı, dev heykellerin ve anıt mezarın yanı sıra, dünyanın en muhteşem gün doğumu ve gün batışının seyredilebildiği yer olmasıyla da ilgi çekmektedir. Her yıl binlerce ziyaretçinin güneşin doğuşu ve batışını seyretmek için geldiği Nemrut Dağı, çevresindeki Kommagene Uygarlığı eserleri ile Türkiye'nin önemli Milli Parklarından biridir.

- Kommagene Krallığı

Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü verilerine göre, Yunanca "Genler Topluluğu" anlamına gelen Kommagene, Grek ve Pers uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir krallık.

Antik dünyanın küçük ancak güçlü ülkesi Kommagene, baba tarafı Pers Krallarından "Krallar Kralı" olarak anılan Darius ile anne tarafı Makedonya Hükümdarı Büyük İskender ile akraba olan bir prensin oğlu Mithradates Kallinikos tarafından, milattan önce 109 yılında bağımsız bir krallık olarak kuruldu.

Toros Dağları'ndaki çeşitli yolların birleştiği noktada bulunan antik Kommagene Krallığı, Suriye'nin Kuzeyi, Hatay, Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri'nin çevrelediği verimli topraklarda hüküm sürdü.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile