2019 yılının başlarında hedeflenen turist rekorunun aşıldığını, ancak bu hareketlilikten esnafın yeterli payı alamadığını belirten AESOB Başkanı Adlıhan Dere, turizmin başkenti ve dünyanın en çok turist ağırlayan üçüncü şehri konumundaki Antalya’da, herkesin memnun olacağı bir sistemin gerekli olduğunu vurguladı. Ocak ayından bu yana Antalya’yı ziyaret eden turist sayısının 15 milyon 38 bini aştığını belirten Dere, “Turizmin başkenti Antalyamızda, 2019’un ilk altı ayında 5 milyon 462 bin misafir ağırladık. Geçen yıl, toplam turist sayısı 13 milyon 642 bindi. Şuan geldiğimiz noktada, 15 milyon 38 bini aşkın turistin şehrimizi ziyaret ettiğini biliyoruz. Ancak turizm hareketliliğinin bu kadar yoğun olmasına rağmen, esnaf ve sanatkarlarımız turizmden hak ettikleri payı alamıyor. Bugün gelinen noktada, ‘her şey dahil’ tatil sistemine sıkışıp kalmış durumdayız. Bu sistemde turistler her türlü mal ve hizmet için bedelini peşin ödüyor. Dolayısıyla, otel dışına çıkıp ekstra para harcamak istemiyorlar. Şehrimize gelen bir turist uçaktan iniyor, otele transferi sağlanıyor, günü dolduğu zaman da kent ile ilgili hiçbir bilgi almadan, şehrin dokusunu öğrenmeden memleketine geri dönüyor. Yani bu sistemde otelde konaklayan bir turist, ayakta kaldığı müddetçe yiyip, içiyor sadece uyuduğu vakit yiyip, içmiyor. Dışarı çıkıp da yöresel lezzetlerimizi tatmıyor. Otelden dışarı çıkartıldığında ise, yalnızca belirli shopping centerlara götürülüyor ve tekrar otele geri getiriliyor. Turistin çarşıya inmesi, Antalyamızın yöresel lezzetlerini tatması, hediyelik eşya dükkanlarını ziyaret etmesi, lokantalarımızda yemek yemesi, bakkaldan, büfeden alışveriş yapması, yabancı misafirlerimize kültürümüzün ve geleneklerimizin aktarılması açısından da son derece önemlidir. Kısacası, bir turist Antalyamıza geldiği zaman çarşıya, pazara, caddelere inmeli, Türk kültürünü öğrenmeli, halk ve esnaf ile kaynaşmalı, şehrin güzelliklerini görmeli, misafirperverliğimizi, sıcakkanlılığımızı tanımalı. Bu şehrin havasını solumalı, şehirle ilgili fikir sahibi olmalı. Böylece, hem Antalyamızı, hem de ülkemizi dünyaya daha doğru bir şekilde tanıtabiliriz” dedi.
“Kanuni düzenleme yapılması gerekli”
Antalya’ya gelen turistlerin kentin doğal, tarihi, kültürel zenginlikleri ve ilgi çekici yerlerini görmeden ülkelerine döndüklerini vurgulayan Dere, “Turizme dair beklenti ve önceliklerin değiştiği dünyada, yükselen trendleri göz önüne alarak turizm alanında yeni bir sayfa açmamız şart. Herkesin memnun olacağı, her kesimin turizmden hak ettiği payı alabileceği kanuni düzenleme yapılması gerekiyor. Kitle turizmi için uygun bir seçenek gibi görünen her şey dahil sisteminin, esnaf ve sanatkarlarımızın yanı sıra, şehir ekonomisine olan katkısı da oldukça az. Bizim dinlenme, yeme, içme turizmi yerine, nitelikli turist olarak tabir edilen turist kitlesini hedeflememiz gerekiyor. Antalyamızda, kongre turizminden kültür turizmine kadar, pek çok turizm türünü kullanacağımız imkanlar mevcut. Gerek kongre turizmi, gerekse kültür ve doğa turizmi gibi, turizmin diğer alanlarına da önem vermemiz gerekiyor. Ulaşım ağı ve lokasyon özelliklerimiz nedeniyle, çok daha cazip duruma gelmeliyiz. Ancak, bu sistemi değiştirmediğimiz takdirde, turizmden hak ettiğimiz payı alamayacağız" ifadelerinde bulundu.
“Turizmin niteliğini arttırmalıyız”
Antalya’nın en önemli turizm destinasyonlarından biri olduğunu ifade eden Dere, “Yıllardır istenilen sonucu vermeyen ve sürdürülebilir olmayan ‘her şey dahil’ sistemine takılıp kalmak yerine, alternatif üretmemiz gerekiyor. Alternatifler, gerekli kanuni düzenlemelerin bir an evvel yapılmasıyla sağlanabilir. Antalyamızın sahip olduğu değerler başka bir yerde olsaydı, turizmin getirileri çok daha fazla olurdu. Akdeniz’de en büyük rakibimiz olan İspanya’nın 2017 yılında gelen yabancı turist sayısı 82 milyona ulaşırken, turizm geliri 105 milyar dolar, kişi başı ortalama harcama 1.280 dolar olarak gerçekleşti. Çünkü orada oteller, genellikle ‘oda kahvaltı’ olarak hizmet verirken, ‘her şey dahil’ tatil sistemi ise, yok denilecek kadar az durumda. Şehir merkezindeki otellerde sadece oda satış yöntemleri uygulanıyor, kahvaltı için dahi ayrı ücret alınıyor. Turistler her türlü ihtiyaçlarını, kentte faaliyet gösteren dükkanlar aracılığıyla karşılıyor. İspanya’da turist başına ortalama harcamanın, ülkemize göre çok yüksek olmasının asıl nedeni, bireysel seyahat eden ve harcama düzeyi yüksek, yani nitelikli turist olarak adlandırılan, üst segment kitleye hitap etmesinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla her platformda yüksek sesle ifade ettiğimiz, Antalyamızda her şey dahil sisteminin revize edilmesi ve alternatiflerin üretilmesi gerekiyor. Bizler de AESOB olarak, üzerimize düşen sorunlulukları yerine getirme konusunda, son derece kararlıyız. Gelecek yılın turizm sezonuna hazırlık açısından, 2020 yılının başından itibaren, esnafımıza yönelik eğitimlere ağırlık vereceğiz. Etkili iletişimden, satış tekniklerine, yabancı dil eğitiminden genel kültür eğitimlerine kadar pek çok alanda, esnafımızın eğitimlerine katkı sunacağız. Ürünlerin fiyatlandırılması ve etiketleme işlemlerine yönelik denetimlerimizi arttırarak, esnafımızı da, kurallara uygun ticari faaliyet yapmaları konusunda, yol gösterici olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu nedenle, esnaf ve sanatkarlar olarak hem bizlerin, hem de turizmin tüm paydaşlarının kazanacağı ve memnun olacağı kanuni düzenlemelerin kısa sürede hayata geçirilmesini talep ediyoruz" mesajını verdi.
AESOB Başkanı Dere Açıklaması 'Esnaf, Turizmden Hakettiği Payı Alamıyor'
AESOB Başkanı Adlıhan Dere, esnaf ve sanatkarların turizmden hak ettikleri payı alamadıklarını dile getirerek herşey dahil sistemin yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade etti.