Afet Eğitimi Anaokulunda Başlamalı
Arama Kurtarma Dernekleri Federasyonu (AKDF) Genel Başkan Yardımcısı Veli Tiryaki, Japonya’daki gibi bir afet bilincinin oluşturulması için Türkiye’de afet eğitiminin anaokulundan başlaması gerektiğini belirtti.
17 Ağustos 1999 günü saat 03.02’de Türkiye’nin korkunç bir sarsıntı ile uyandığını anımsatan AKDF Genel Başkan Yardımcısı Veli Tiryaki, “Resmi rakamlarla 18 bin kişi enkaz altında bir daha uyanamadı. Türkiye’nin beklediği her resmi toplantı ve seminerlerde hazırlıklı olduğumuz deprem gerçeği ile karşılaşmıştık. Çok geniş bir coğrafyayı etkileyen depremde maalesef sınıfta kaldık. Ülke olarak Marmara depremini milat kabul ettik. Ders aldığımızı sandık. Hemen yeni yapılanmalar yapıldı. Depremler ülkesi Türkiye, 1999 acı deneyiminden sonra çok yönlü düzenleme ve önlemler almak üzere, kısmi de olsa kurumsal ve yasal önlemler almaya başlamış, Kanun Hükmünde Kararnameler ile ‘yapı denetimi’, ‘zorunlu sigorta’, ‘mesleki yetkinlik’ konularında adımlar atmış, Afetler ve İmar yasalarında yeni düzenleme taslakları gündeme getirmişti. Bunların ‘risk azaltma’ yönünde değişen dünya afetler politikasına uyumlu olması ümit verici görülmekteydi. Sivil savunma teşkilatı yapılandırıldı. Başbakanlığa bağlı Türkiye Afet Yönetimi Başkanlığı kuruldu.Ankara’da Alanında uzman bilim adamlarından oluşan Ulusal Deprem Konseyi kuruldu. Ulusal Deprem Konseyi depreme hazırlık konusunda yapılacak çalışmalarla ilgili hükümete ve kamu kuruluşlarına önerilerde buluyordu. Sonra duyduk ki Ulusal deprem konseyi lağvedilmiş. UDK Deprem tahminlerine ilişkin doğru ve güvenilir bilgiler verilmesi, politika ve stratejiler üreterek gerekli araştırma alanlarının belirlenmesi, kamu kuruluşlarına danışmanlık yapan özerk bir kuruluş olarak düşünülmüştü. UDK’nın lağvedilmesiyle Türkiye kendi bilgi birikiminden ve kendine yeterliğinden kaybetmiştir. Daha sonra yeniden yapılanmaya gidilerek 5902 sayılı yasayla 17 Haziran 2009 tarihinde Afet Acil Durum Başkanlığı kuruldu. Ancak kuruluşundan iki yıl geçmesine rağmen kurumun yapılanması hala tamamlanamamıştır. Akreditasyon konusu Afetlerde gönüllülerin durumu hala açıklığa kavuşamamıştır” dedi.Japonya’da dünyanın bilinen dördüncü en büyük depreminde dev bir tufan yüzünden yıkılan yapı sayısı 100 bini geçtiğini hatırlatan Tiryaki, yüksek teknolojiyi dize getiren bu büyük felaketten çıkarılacak dersler olduğu kaydederek, “Japonya’daki 8.9 büyüklüğündeki böyle bir depremde bile ki bizim Marmara Depremi’nden 40 katı daha büyük seviyedeki sarsıntıda tek bir binanın yıkılmaması, yıkılmış binaların da tufan felaketinden dolayı yıkılmış olmasıdır. Japon halkının depremi karşılarken gösterdiği bilinç ve disiplin insanların felaket anında bile bu derece eğitimli ve denetimli davranmaları gıpta edilecek bir şey. Japonlar deprem davranışını öylesine içselleştirmişler ki, deprem anında tek kişi bile panik yapmamış. Panik yüzünden atlayıp da canından olan tek insan, verilen bilgilere göre ne yazık ki bir Türk. Bunlar yanında, Japonya’da, dünyadaki çok kötü örneklerin aksine, depremin kaosundan yararlanarak yapılmış tek hırsızlık ve yağma olayına rastlanmaması, çok uygar ve sağlıklı bir toplum yapısını yansıtıyor. Ülkemizde aynı bilinci oluşturmanın yolu Anaokulunda Afet eğitiminin başlamasıdır. Eğitim uzun bir süreçtir. Okullarda afetlere ancak uygulamalı gösterilerek anlatılarak bilincin oluşturulması gerekmektedir. Türkiye’de Sürdürülebilir Ulusal bir afet planı uygulamamız gerekmektedir” şeklinde konuştu.