'Afete Dirençli Toplum Oluşturmada Yerel Yönetimlerin Rolü' Çalıştayı

AFAD tarafından düzenlenen çalıştay, BM Risk Azaltma Birimi temsilcileri, Ankara, İstanbul, Antalya, Gaziantep, Kocaeli ve Yalova'daki belediyeler, AFAD ile Çevre ve Şehircilik il müdürlüklerinden uzmanların katılımıyla başladı AFAD Başkanı Güllüoğlu: 'Yerel yönetimler, afetlerde temel aktör. AFAD veya bakanlıklar gibi merkezi otoriteler gerek politika gerek bütçeyi organize etme anlamında çok önemli role sahip ancak afet konusunun öncelikle yerelde anlaşılması ve gerekli tedbirlerin alınması, toplumdaki bu farkındalığın yerelde artırılması çok önemli'

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenen "Afete Dirençli Toplum Oluşturmada Yerel Yönetimlerin Rolü" çalıştayı başladı.

Başisekele'de bir otelde düzenlenen çalıştayın açılışında konuşan Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, çalıştayda ağırlıklı olarak acil durum öncesinde şehirlerde risk azaltma çalışmalarının gözden geçirileceğini, yerel yönetimlerin uygulamalarının paylaşılacağını, kentsel risk ve planlama gibi temel kavramların tartışılacağını söyledi.

AFAD Başkanlığı'nın 2009 yılında kurulduktan sonra devletin bu konuda yeni bir yapılanma içerisinde girdiğini ve farklı bakanlıklarda olan görevlerin tek bir noktada birleştirildiğini belirten Aksoy, "Bu model sadece afet olduğunda afete müdahale değil, afet bölgesinde zararların azaltılması yönünde bir çalışma ortaya koydu. Türkiye Afet Müdahale Planı bu kapsamda Türkiye genelinde hazırlanıyor. Türkiye'de afete müdahale konusundaki başarımızı afet öncesinde yapacağımız azaltıcı çalışmalarla daha iyi bir noktaya taşıyacağız." diye konuştu.

Aksoy, Kocaeli'de de çok önemli çalışmalar yaptıklarına dikkati çekerek, "Kocaeli 1999'daki Marmara Depremi'ni yaşamış ve bu konuda önemli deneyimlere sahip illerden birisidir. Önümüzdeki dönemde 1999 depreminden kalan hasarlı binalarımız varsa bunları ortadan kaldırmak yapmamız gereken çalışmaların içerisinde yer alıyor." ifadelerini kullandı.

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu da şehirlerin afetlerden etkilenmemesi için devlete ve yerel yönetimlere önemli görevler düştüğünü vurgulayarak, Kocaeli'de pek çok afetin tedbirinin alınması noktasında önemli çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

Türkiye'de 24 Haziran'daki seçimlerinden sonra yeni bir sistem kurulacağına işaret eden Karaosmanoğlu, "Yeni dönemde kararları çok daha hızlı alacağız. Yerel yönetimlerin görev ve yetkileri artacak. Herkes görevini yaptığı zaman işler çok daha güzel gidecek. Devlet organizatör ve denetleyicidir. Bunu yaparsak afetleri çok daha hızlı azaltırız." değerlendirmesinde bulundu.

- "Yerel yönetimler afetlerde temel aktörler"

AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ise dünyada afetlerin ve şehirlerdeki nüfusun arttığını belirterek, 1950'lerde yüzde 30 oranında olan şehirlerin nüfusunun bugün yüzde 50'yi geçtiğini, bundan dolayı da şehirlerin afetlerden etkilenme ihtimalinin arttığını anlattı.

Deprem, sel, sıcak hava dalgaları gibi birçok afet türü olduğunu kaydeden Güllüoğlu, dünyadaki farklı şehirlerin bu alandaki tecrübelerini paylaşması için Birleşmiş Milletler tarafından "Dirençli Şehirler Kampanyası" yürütüldüğünü anımsattı. Bugünkü çalıştaya Yalova, Kocaeli, İstanbul, Gaziantep ve Antalya'nın yerel yöneticilerinin katıldığını belirten Güllüoğlu, Birleşmiş Milletler temsilcilerinin dünyanın farklı yerlerindeki örnekleri paylaşacağını anlattı.

Güllüoğlu, "Yerel yönetimler afetlerde temel aktör. AFAD veya bakanlıklar gibi merkezi otoriteler gerek politika gerek bütçeyi organize etme anlamında çok önemli role sahip ancak afet konusunun öncelikle yerelde anlaşılması ve gerekli tebdirlerin alınması, toplumdaki bu farkındalığın yerelde artırılması çok önemli." diye konuştu.

Dirençli bir şehir oluşturmanın 3 temel kuralı olduğunu dikkati çeken Güllüoğlu, şunları kaydetti:

"Birincisi riski anlamak ve bilmek. Gaziantep'teki riskle İstanbul'daki risk, Yalova'daki riskle Antalya'daki risk birbirinden çok farklı. Birinde deprem daha önde görünürken diğerinde belki kuraklık, sel veya orman yangını gibi farklı afet türleri öne çıkabiliyor. İkinci olarak yerel yönetimlerin bu riski anladıktan sonra yatırım ve planlama yaparken her türlü yerel yönetim hizmetlerinin bu risklere göre yapılması. Üçüncü olarak da güvenli binalar ve güvenli tesisler. Bunlar yapılırsa afete daha dirençli şehirler ortaya çıkar ve afet olduğu zaman can ve mal kayıpları daha az olur."

Açılış konuşmalarının ardından çalıştayın oturum bölümlerine geçildi.

Organizasyonun ilk gününde dünya ve Türkiye'deki iyi uygulama örnekleriyle ilgili paylaşımlar yapılacak. Yarın oluşturulacak çalışma masalarında dirençliliğin oluşturulmasında yaşanan sorunlar ve potansiyeller ile çözüm önerilerinin ele alınacağı çalıştay, tartışma ve değerlendirme bölümüyle sona erecek.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile