Kuzey Afrika’daki siyasi istikrarsızlığın yakın dönemde düzelmesi beklenmediğinden Afrika kıtası ile ticaret hacmini korumak ve artırmak için Sahra Altı Afrika’ya yönelik ihracatımızı artırmak eskisinden daha büyük önem taşıyor. Afrika Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, Eski Devlet Bakanı Yrd. Doç. Dr. Yüksel Yalova konuya ilişkin “Türkiye’nin Afrika’ya ihraç ettiği başlıca kalemler olan demir çelik ve ürünleri, makine ve kazanlar, madeni yağlar, motorlu taşıt ve yedek parça ile elektrik kablo ve malzemelerinde ana rakipler Çin, Güney Afrika ve Hindistan ağırlıklı olmak üzere BRICS ülkeleri ile Fransa, İtalya, Almanya başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleridir. Ancak bu iki büyük blokla ilgili gelişmeler, önümüzdeki dönemde Afrika’da rekabetin daha da zorlaşacağı, önlem alınmazsa halihazırda gümrük, lojistik ve bankacılık maliyetlerinden ötürü zor koşullarda mücadele eden ihracatçılarımızı daha da zor günlerin beklediğini gösteriyor “ açıklamalarında bulundu.
Avrupa Birliği, Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) ve Moritanya’dan oluşan Batı Afrika ülkeleri grubu, Doğu Afrika Topluluğu (EAC) ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC) ile Ekonomik Ortaklık Anlaşmaları müzakerelerini tamamladı. Bu üç grup,Türkiye’nin Sahra Altı Afrika’da en fazla ihracat yaptığı Güney Afrika, Nijerya, Angola, Gana, Senegal, Tanzanya ve Kenya başta olmak üzere 28 Afrika ülkesini içeriyor. Buna göre bugüne kadar Avrupa Birliği pazarına tek taraflı tercihli erişimden yararlanan bu ülkeler artık kendi pazarlarının yaklaşık yüzde 75’ini, 20 yıllık bir süre zarfında aşamalı olarak gümrüksüz ve kotasız Avrupa Birliği ürünlerine açmak zorunda görünüyor. DEİK Türk-Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Tamer Taşkın da bugüne kadar Afrika pazarında ‘Avrupa kalitesinde, Asya’dan ucuz’ bulunan Türk ürünlerinin katlandığı yüksek lojistik ve bankacılık maliyetlerine ilaveten bu pazara gümrüksüz ve kotasız girecek Avrupa mallarıyla nasıl rekabet edeceğinin düşünülmesi gerektiğinin altını çiziyor. Avrupa Birliği’nin bu girişimleri yanında Afrika kıtası ile toplam ticareti geçen yıl 376 milyar dolar olan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS ülkelerinin kurduğu Kalkınma Bankası, 9-10 Temmuz 2015’te düzenlenen zirve vesilesiyle ilk toplantısını gerçekleştirdi. Kayıtlı sermayesi 100 milyar dolar olan ve Afrika kıtasındaki ulaşım, enerji, altyapı ve sanayi projelerine Dünya Bankası ve IBRD’den daha fazla risk alarak yatırım yapması beklenen bankanın da 2016’nın ilk çeyreğinde faaliyete geçmesi bekleniyor. Bankanın destekleyeceği ortak kalkınma projeleri vasıtasıyla Afrika’nın en büyük ticaret partneri olan Çin’in yanında diğer BRICS ülkelerinin de bölgeyle ticari bağlarını güçlendireceğini öngörmek mümkün.
“Rekabetin bu şekilde kızıştığı Afrika kıtasındaki ülkelerle ilgili mevcut ticari ilişkilerimizi korumak ve artırmak istiyorsak kıtaya yönelik çok taraflı angajmanları yakından takip etmemiz, rekabet gücümüzü azaltan gümrük vergileri ve tarife dışı engellerin kaldırılmasına ilişkin girişimlere ağırlık vermemiz gerekiyor” diyen İstanbul Aydın Üniversitesi Afrika Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Yalova, açıklamalarına şöyle devam etti: “Afrika ülkelerinin bölgesel anlaşmalarını ileri sürerek Türkiye ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalamaktan kaçındığını biliyoruz. Bu nedenle İstanbul Aydın Üniversitesi Afrika Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak AB ile Gümrük Birliği anlaşmamızın modernizasyonunu öngören Mutabakat Zaptı’nın 12 Mayıs’ta imzalanmış olmasını sevindirici bir gelişme olarak görüyoruz. 2016’da müzakerelerinin başlatılması öngörülen revizyon sürecinin, Türkiye’nin AB ile ABD arasında müzakereleri yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTYO) veya Cezayir, Meksika ve Güney Afrika gibi ülkelerle imzaladığı ikili STA’lar yanında Afrika’daki bölgesel gruplarla imzalayarak yürürlüğe koyacağı Ekonomik Ortaklık Anlaşmalarına da dahil olmasını sağlaması veya en azından söz konusu ülkelerle Türkiye’yi ikili anlaşmaları müzakere etmek için masaya oturtacak bir formül getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde son on beş yıldır açılmaya çalıştığımız Afrika pazarında bizi sıkıntılı günler bekliyor” dedi.
Afrika İle Ticaretimiz Alarm Veriyor
Türkiye’nin son 10 yılda Kuzey Afrika ülkelerine düzenli olarak artan ihracatı, bölgede Arap Baharı’nın ilk başta oluşturduğu olumlu havanın kaybolmasıyla birlikte azalma eğilimine girdi. 2015’in ilk altı ayında bölgeye yönelik ihracat rakamları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 20 oranında düşüş sergiledi.