Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi Direktörü (ODIHR) Douglas Wake, Macaristan'da yapılan genel seçimlerin "yabancı düşmanı söylemler ve korku havası içinde geçtiğini" bildirdi.
Wake, başkent Budapeşte'de düzenlediği basın toplantısında, Macaristan'da 8 Nisan'da gerçekleştirilen ve Fidesz-KDNP koalisyonunun resmi olmayan sonuçlara göre yüzde 48,8'lik oy oranıyla kazandığı genel seçime yönelik değerlendirmelerde bulundu.
İktidardaki partilerin kaynaklarının birbiriyle iç içe olduğunu ve bunun genel seçimlerdeki rekabet eşitliğini etkilediğini belirten Wake, ''Seçmenler bir çok aday arasından tercihte bulunabilmesine rağmen, korku havası, yabancı düşmanı söylemler, medyanın tek taraflılığı ve şeffaf olmayan kampanya finansmanı gerçek anlamda siyasi tartışma fırsatını sınırlandırdı.'' dedi.
Seçimlerin şeffaf ve teknik açıdan uygun ama seçim atmosferinin düşmanca olduğuna değinen Wake, yakın zamanda yapılan kanuni değişikliklerden dolayı bilgiye erişim, medya ve toplanma özgürlüğünün sınırlandırıldığını ifade etti.
- Fidesz-KDNP koalisyonu, oyların yüzde 48'ini aldı
Seçim sonuçlarına göre, Fidesz-KDNP koalisyonu oyların yüzde 48'ini, Jobbik oyların yüzde 19'unu, Macaristan Sosyalist Parti (MSZP) - Macaristan için Diyalog Partisi (PM) oyların yüzde 12'sini, Yeşiller Partisi (LMP) oyların yüzde 6'sını, Demokratik Koalisyonu (DK) ise oyların yüzde 5'ini alarak mecliste temsil hakkı kazanmıştı.
- Seçimin ana konusu sığınmacılar ve İslam
Nüfusunun sadece yüzde 0,2'sini Müslümanlar'ın oluşturduğu Macaristan'da seçim kampanyalarının ana konusu sığınmacılar ve İslam oldu.
Başbakan Viktor Orban başta olmak üzere, birçok hükümet yetkilisi, Avrupa'nın sığınmacılar tarafından istila edildiğini, kiliselerin kapatılarak yerlerine camilerin açıldığını, sığınmacıların yaşadıkları bölgelerde kendi kanunlarını yürürlüğe koyduğunu ileri sürdü.
AGİT'ten Macaristan'daki Seçime Eleştiri
ODIHR Direktörü Wake: 'Seçmenler birçok aday arasından tercihte bulunabilmesine rağmen, korku havası, yabancı düşmanı söylemler, medyanın tek taraflılığı ve şeffaf olmayan kampanya finansmanı gerçek anlamda siyasi tartışma fırsatını sınırlandırdı'.