Ahlat'ta 16'ncı Yüzyılda Popüler Olan Sanatlar Yaşatılamaya Başlandı

16'ncı yüzyıla kadar seramik ve çini konusunda dünyaya hitap eden Bitlis'in Ahlat ilçesinde, unutulan bu sanatları yaşatmak için bir dizi çalışma başlatıldı.

Bitlis'in Ahlat Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı; seramik ve cam teknolojisi, çini işlemeciliği, gümüş ve altın işlemeciliği ile doğal taşları işleme alanında 4 atölye kurdu. Atölyelerde çini ve seramik üretiminin yanı sıra, obsidyen taşı da kesilerek hediyelik eşya üretimi ve gümüş işlemeciliği yapılmaya başlandı. Selçuklu Çarşısı'nda belediyeye ait iş yerindeki atölyelerde düzenlenen açılış töreninde bir konuşma yapan Ahlat Kaymakamı Bilal Şentürk, Ahlat'ta geçmişten günümüze var olan, ancak zaman
içinde unutulan ve yok olma noktasına gelen ürünlerin kalıntılarının sadece müzelerde sergilenen çini örnekleri olduğunu bildiklerini söyledi. Ortaklaşa yürütülen çalışmalarla çini ve seramik atölyeleri kurduklarını ifade eden Şentürk, "Hem Nemrut Dağı'nda hem de Süphan Dağı'nda bol miktarda obsidyen taşı var. Bunları keserek hediyelik eşya olarak değerlendirerek üzere gümüş takı ve obsidyen taşı işletmeciliği atölyeleri oluşturduk. Oluşturduğumuz 4 atölyede hem çini hem de seramik üretimi olacak. Ayrıca
obsidyen taşı kesilerek hediyelik eşya üretimi yapılacak hem de gümüş işlemeciliği yapılacak. İlçenin tarihi dokusuna ve geçmişteki zengin kültürel ve sanatsal çalışmalarını da değerlendirebileceğimiz bir atölye oluşturmuş olduk. İş-Kur desteği ile şu anda 40 kursiyerimiz mevcut. Amacımız bu kursiyerlerimizi yetiştirerek belli meslek sahibi yapmak. Burası aynı zamanda bir fabrikanın mikro örneğidir. İnşallah önümüzdeki günlerde burası bir fabrikaya dönüşerek önemli bir istihdam kapısı olacak. Ahlat'a
gelecek olanların her bütçeye her zevke hitap edecek ürün almaları yönünde bir ortam oluşturduk. Umarım bu ilçemize, ilimize ve turizme önemli katkı sağlayacaktır. Ahlat'taki zengin desen çeşitliliği bir başka yerde yok diye düşünüyorum. Tespit ettiğimiz bu desenleri bundan sonra çini ve seramik motiflerinde kullanmak, obsidyen taşı ve takılarda da kullanarak hem ürün çeşitliliğine hem de tanıtıma bu yönde de katkı sunulacak diye düşünüyorum" dedi.
Ahlat Belediye Başkanı Abdulalim Mümtaz Çoban ise, bir toplumun gelişmişliğini, kalkınma sürecini ele alırken, bunun medeniyetle olan bağlarını eğer ön planda tutma şansı olmazsa, bu sürecin takip etme şansının olmadığının görüldüğünü ifade etti. Çoban, "Özellikle İlçe Kaymakamımıza teşekkür ederek kaybolan sanat ve zanaatın hayata geçmesi noktasında bir adım attık. Bugün bir atölye mahiyetinde olan buranın yarın bir fabrikaya dönüştürülmesi noktasında hiçbir sıkıntı yaşamayacağımız bir zenginliğin
başlangıcındayız. 16'ncı yüzyıla kadar Ahlat dünyanın çeşitli ülkeleri de dahil olmak üzere seramik ve çini el zanaatlarını yayarken 21'nci yüzyılda bastondan öteye gitmeyen el sanatı anlayışıyla karşı karşıya kalması bizleri sıkıntıya sokuyordu. Ama bugünden itibaren Ahlat bu mahcubiyeti yaşamayacak, kendi üzerinde bulunan değerlerini sadece hayata geçirmesini sağlaması bile başlı başına bir olay olacaktır diye düşünüyorum. İbni Haldun'un çok güzel bir sözü var, 'su ne kadar suya benzerse istikbalde o
kadar maziye benzer' diyor. Mazimiz çok zengin, inşallah istikbalimizde ondan zengin olacaktır" şeklinde konuştu.
Ahlat Kaymakamı Bilal Şentürk ve Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, daha sonra bu müessesenin açılışında emeği geçen Türk Kültürüne Hizmet Vakfı'na, Erzurum Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden Doç. Dr. Tahsin Parlak'a, iş adamları Zeki Peker ve Cahit Değerli ile ilçedeki kazı ekibine, İş-Kur ve İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürlükleri'ne teşekkür etti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile