Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Gülşen Damgacı, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü dolaysıyla açıklamalarda bulundu. Damgacı, Alzheimer hastalığının başta unutkanlık olmak üzere, konuşma bozukluğuna giden, yer bulmada zorlanma, eşyaları ya da kişileri tanıyamama ile giden bellek problemleri yanında saldırganlık, uyku bozukluğu, belirsizlik, mutsuzluk, depresyon gibi belirtileri de içine alan, davranışsal problemlerle giden dejeneratif bir beyin hastalığı olduğunu söyledi.
Dünyada 47 milyon kişide bu hastalığın olduğunu kaydeden Gülşen Damgacı, bu rakamın 2030 yılında 76 milyona çıkacağını vurguladı. Ülkemizde 600 bin kişi ve ailesinin Alzheimer hastalığıyla mücadele ettiğini kaydeden Damgacı, “Genetik geçiş olarak baktığımızda ailesinde, birinci derece akrabalarında, anne, baba, kardeş gibi Alzheimer hastalığı olan mevcut kişilerde bu hastalık riski yaklaşık 2 kat kadar artmaktadır. Ama bunun dışında genetik geçiş oranımız yaklaşık yüzde 2 ila 5 gibi bir orandadır. Hasta öncelikle bize unutkanlık şikayetiyle başvurur. Ancak hastalar unutkanlığının farkında değiller. Genelde yakınları tarafından fark edilir. Yeni olayları öğrenmede güçlük yaşarlar. Kişileri tanımada zorluklar olur. Yön bulmada zorlanırlar. Bunun yanında para saymada güçlükleri olur. Kelime bulmada zorlanma, bunun yanında beceriksizlik gibi belli kusurların yanında saldırganlık, bazen yakınlarını para çalmakla suçlama gibi belirtilerin eşlik ettiği bir bellek problemidir aslında. Hasta bunun farkında olmayabilir. Ama hasta yakınları bunun farkındadır. Yaşlılık demek unutkanlık demek değildir. ’Yaşlıdır unutur’ kelimesi aslında bizim için bu hastalığı erken teşhis etmede yanlış bir bakış açısı oluşturmaktadır. O yüzden erken teşhiste hastalığın tanı ve tedavisi önemli olduğundan bu anlamda hastaları takip etmek önemlidir” diye konuştu.
Yaş arttıkça hastalık riskinin arttığına dikkat çeken Damgacı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun yanında kadın cinsiyet, düşük eğitim seviyesi, düşük sosyo ekonomik durum gibi risk faktörlerimiz var. Koruyucu faktörlerimiz var. Aslında düzenle beslenme, egzersiz koruyucu, Akdeniz tipi diyet, yeşil sebze ve meyvelerle beslenme gibi koruyucu durumlar var. Ama kanıtlanmış bir durum yok. Erken teşhis beyinde bu yıkımı azaltıyor. Kesinlikle durdurmuyor ama hastalığı yavaşlatıyor. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, bu konuda Alzheimer hastalarını destek olan bir merkezdir. Anılarımıza sahip çıkalım, doktora erken başvuralım.”
Ailesinde Alzheimer Hastası Bulunanlar Daha Fazla Risk Altında
Türkiye’de 600 bin kişinin Alzheimer hastalığıyla mücadele ettiğini belirten Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Gülşen Damgacı, erken teşhisin önemine dikkat çekerek, “Genetik geçiş olarak baktığımızda ailesinde, birinci derece akrabalarında, anne, baba, kardeş gibi Alzheimer hastalığı olan mevcut kişilerde bu hastalık riski yaklaşık 2 kat kadar artmaktadır” dedi.