AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek'in konuşmalarından satır başları:
SÖZCÜ YAZARI ÇÖLAŞAN'DAN AKILALMAZ GAZZE YORUMU!
“Filistin belası başımıza açılmak üzere.' diyor. Filistin'in bir ‘bela' olarak görüyor. Yani işte bunlar bu ülkenin içerisinde özellikle sol cenahı temsil eden, temsil ettiğini düşünen ve oradan kalkıp da Filistin'deki hayatını sürdürmeye çalışan çocuklarla, kadınlarla ilgili olarak onları, maalesef ‘bela' olarak gören bir zihniyet. Düşünebiliyor musunuz?
“Bunlar vicdansız, bunlar merhametsiz. Bunlar da zerre kadar merhamet olsa, zerre kadar bir bunlarda duygu olsa, bunlar kalkıp şu kelimeleri kullanamaz. Ne diyor bakın Allah aşkına? ‘Pirefabrik konutlar Gazze'ye gidecek. Kızılay'ın çadırları, yiyecek stokları da aynı yolu izleyecek.' diyor. Bununla alakalı, ‘Buraya niye yardım edecekler?' diyor. Düşünebiliyor musunuz? Bu ülkenin bir yazarı bütün dünyanın katliam yaptığını gördüğü İsrail'in, Gazzelilere yaptıklarını görüyor ve buna rağmen kalkıyor ‘Bir de Filistin belasını başımıza açacaksınız.' diyor. Ya bunlara yazar, bunlara gazetici demek mümkün değil. Bunlarda utanma duygusu yok. Bunlarda vicdan yok, merhamet yok. Bunlar yıllar boyunca bu ülkenin içerisindeki insanlarla ilgili ahkam kesmeye kalktılar. Yani şimdi bugün Türkiye'nin, Suriye ile ilgili politikalarının ne kadar doğru olduğunu hep birlikte görüyoruz.”
ÖZGÜR ÖZEL'DEN BU KEZ DE KREDİ KARTI VAADİ!
“Teyo Dayı diye birisi vardı biliyor musunuz? O Teyo Dayı, sürekli atması ile bilinirdi. Sayın Özgür Özel aynı o Teyo Dayı 'ya benziyor. Bunu neye dayanarak söylüyorum? Traktör veriyorlardı. Daha sonrasında ne söylediler? Traktör yok. ‘Biz, onu seçim vaadi diye öyle söyledik.' dedi. Hani çiftçiye bedava traktör veriyordu. Ya şimdi Özgür Özel'e şunu sormak lazım. Sen milletin kredi kartı borçlarını silmeyi boşver. İzmir'deki belediyelerin, işçilerin maaşını ödeyemiyor. Batırdın belediyeleri. Rezil durumdasınız. Ankara'da zannediyorum, Portaş iki aydır belediyede maaşları ödeyemiyor. Ya gel şunlara bir bak. Senin belediyelerin çöp içinde, çukur içinde ve buralarda rüşvet almış başını gidiyor. Kredi kartı borçlarını sileceklermiş.”
“Üniversite okuyan öğrencilere ve diğer öğrencilere, ulaşım bedava olacaktı. Ekrem İmamoğlu'nun vaadi vardı, hatırlıyor musunuz? Bütün Türkiye'de, CHP'nin vaadiydi aslında bu. Peki sormak istiyorum. Bugün hangi Cumhuriyet Halk Partili belediyede, öğrencilere ulaşın bedava? Yok. Ankara'da su parası, rekor fiyatlara geldi. Elektrik faturalarını falan çoktan geçmiş durumda. Neymiş, kredi kartı borçlarını silecekmiş. Üç katına, beş katına çıkartmanın derdine düşerler. Bunların bu laflarına, inanmamak lazım. Bu güne kadar hangi konuda ‘indirim yapacağız' dedilerse hepsine zam yaptılar. Hani ulaşımda indirim olacaktı. Zam oldu. Suda indirim olacaktı. Su, insan hakkı dedi, Mansur Yavaş aylarca. Zam yaptı. Ve rekor zamlar yaptı. Traktörü bedava veriyordun, Sayın Özgür Özel. Nerede bu traktörler? Yok, traktör.”
“Kılıçdaroğlu'nun vaadi vardı o dönemlerde. ‘Yardıma muhtaç ailelere şu kadar para vereceğiz.' diye. Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Meclis kürsüsünden demişti ki, ‘Ya arkadaş İzmir Belediyesi, sende değil mi? Hadi gel ver bakalım bu paraları.' demişti. Ses çıkmamıştı. Bunlar ta önceden bu yana. Her zaman maalesef bu şekilde, o Teyo Dayı gibi atarak bir siyaset kurmaya çalışıyorlar.”
ALİ MAHİR BAŞARIR HADDİNİ AŞTI!
“Türkiye Cumhuriyeti'ndeki, Sayın Cumhurbaşkanımıza ‘kudursada' tabirini kullanıyor. Senin tasman kimin elinde belli değil, Ali Mahir. Yani Ali Mahir'in tasması yurt dışındakilerin mi elinde, başkalarının mı elinde? İlk önce bunu anlatması lazım. Ali Mahir Başarır, seni insanları satmandan iyi tanırız. Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekliyordun bir ara. Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kaybedeceğini görünce, Özgür Özel'in safına geçtin. Kemal Bey'in seçimi kaybettiği gün Veli Ağbaba'ya sarılarak zıplamaya başladın. Veli Ağbaba'ya nasıl sarılıp zıpladığını biz çok iyi biliriz. Şimdi bu ahlaksız adam, bu utanmaz adam, ‘Bu seçim namuslular ile namussuzlar arasındadır.' diyor. Ben bir CHP'li seçmene nasıl bu tabiri kullanabilirim mesela ‘namuslular ile namussuzlar arasında' diye? Sen bütün Türkiye'de, Sayın Cumhurbaşkanımıza yüzde ellinin üstünde oy veren bir kitleye, nasıl bu tabiri kullanmaya kalkarsın? Sen kalkıp da koca bir camiaya, cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere, insanlara bu tabiri nasıl kullanırsın? Ağızları leş gibi, ağızları lağıma dönmüş bu adamların. Bu kadar pislik adam bunlar. Bunların siyasetten bir an önce yok olması lazım. Ahlak fukararları bunlar. Sen nasıl ‘namuslular ile namussuzlar arasında seçim geçer' dersin ya. Bu ülkede ki bu kadar insanın oy verdiği bir cumhurbaşkanına ve kitlesine, buradaki bütün insanlara, sen kimsin de namussuz demeye kalkıyorsun?”

YAVAŞ'TAN SORUŞTURMA AÇIKLAMASI!
“Zaten sorun yoksa, savcılığın soruşturmasından niye endişe ediyorsunuz? Etmeyin. Zaten bu konuyla ilgili bir probleminizin olmadığını düşünüyorsanız savcılığın, sizi soruşturmasından endişe etmeyin. Ama anlatın Ebru Gündeş'e 5 milyon TL para verdiğiniz halde, 69 milyona nasıl konser yaptığını herhalde savcılığa anlatacak. Mesela 119 milyon TL'ye Mor ve Ötesi konserini nasıl yaptığınızı anlatın. 42 milyon TL'ye yaptığınız Tan Taşçı konserini anlatın. Niye korkuyorsunuz ki? Yani kimse Sayın Yavaş'a sen bunları yaptın. Londra'daki kızına evini nasıl aldın diye sormuyor. Millet diyor ki şu anda, sen bu işleri nasıl yaptın diyor. Bunu soruyor. Bu soruların cevabını Sayın Yavaş'ın vermesi lazım. Arkadaşlarına güveniyorsa bunun cevabını vermesi lazım. Yoksa şu anda cezaevinde bulunan bu organizasyon firmanlarının sahipleri suçluysa, çıkıp Sayın Yavaş'ın, ‘Bu adamlar götürmüş. Benim de haberim yoktu.' demesi lazım. Yani zaten genel itibariyle ‘çevresine böyle diyor' diye, haberler bize geliyor. ‘Yani yaptılarsa cezasını çeksinler. Benim bu işlerle alakam yok.' diyormuş Sayın Yavaş. Bu konular ile ilgili korkunuz yoksa, bırakın savcılık sizi soruştursun. Zaten aklanırsınız.”



















