Ak Parti’den Chp’nin ’Sivil İtaatsizlik’ Çağrısına Tepki

AK Parti Grup Başkanıvekili Bekir Bozdağ, yüksek yargının yeniden yapılanmasına ilişkin düzenlemelere karşı CHP’nin ’sivil itaatsizlik’ çağrısını, "Bu CHP’nin acz içinde olduğunun bir itirafıdır. Bir parti politika üretemezse, umut üretemezse, proje ürete

Bozdağ, TBMM’de gazetecilerin sorusu üzerine yüksek yargının yeniden yapılanmasına ilişkin düzenlemelere karşı CHP’nin ’sivil itaatsizlik’ çağrısını değerlendirdi. "Bu CHP’nin acz içinde olduğunun bir itirafıdır" diyen Bozdağ, "Bir parti politika üretemezse, umut üretemezse, proje üretemezse, yaptıklarıyla daha iyiyi gerçekleştirme noktasında topluma olumlu kanaatler ortaya koyamazsa, o zaman ne yapıyor? İftiralara başvuruyor, başka hukuk dışı yöntemlere başvuruyor veya onları zorlayan başka adımlaratıyor" dedi. Kemal Kıldırdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olduktan sonra hakaretten dolayı hakkında Anayasa Komisyonu’na 6 ay içinde 6’dan fazla fezleke geldiğine işaret eden Bozdağ, "Ayak üstü insanların haysiyetiyle, onuruyla o kadar kolay oynanıyor ki, bu kabul edilebilir bir iş değil. Bir ülkenin ana muhalefet partisi liderinin daha ciddi olması ve elindeki dosyaları açıkladığı zaman onun altının dolu olması lazım" diye konuştu. Kılıçdaroğlu’nun Kayseri ile ilgili açıklamalarının ardından kendi sitesinden tekzip yayınlamak zorunda kaldığını vurgulayan Bozdağ, bazı kişilerin açtığı tazminat davalarının da Kılıçdaroğlu aleyhine sonuçlandığını bildirdi. "CHP’NİN YENİ GENEL BAŞKANI DA SELEFLERİNİN YOLUNU SEÇTİ" Malatya AK Parti Merkez İlçe Başkanı’nın büyük bir yolsuzluk yaptığını öne süren Kılıçdaroğlu’nun daha sonra hakkında açılan tazminat davasını kaybettiğine işaret eden Bozdağ, şunları kaydetti: "İsim aynı, sadece isim benzerliği diye bizim ilçe başkanımızı yolsuzluk yapmakla itham ediyor. Mahkeme nüfus kayıtlarını getirdiğinde o kişiyle, bu kişi arasında hiçbir alakanın olmadığı ortaya çıkıyor. Mahkeme iftirayı tespit ediyor ve Sayın Kılıçdaroğlu tazminata mahkum oluyor. Savunmasında da biz internetten indirdik diyor. İnternette bir sürü insanlar hakkında iftira atılıyor. İnsanların haysiyetiyle, şerefiyle bu kadar kolay oynayamazsınız. CHP’ye benim tavsiyem şudur: iftiralarla, yalanla ya dahukuk dışına çıkarak, insanları korkutarak, korkuyu öfkeyi kabartarak, insanları sorgulamadan belli cephelere ve gruplara ayırarak değil, umudu çoğaltarak, projelerini çoğaltarak, AK Parti ile her alanda üreteceği projelerle rekabet etmesi lazımdır. Bu yollara tevessül etmek siyaseten demokratik bir ülkede fayda getirmez. Milletimiz, insanları korkutarak, korkuyu büyüterek, olmayan konuları abartarak veya varolan konuları başkalaştırarak, insanları birbirlerine karşı duygu bölünmesine iterek, cepheleşmedenmedet umanları biliyor. CHP’nin yeni genel başkanı da seleflerinin geleneğine uyarak aynı yolu seçiyor. Bir yandan korkuları törpülerken, öte yandan iftiralarla yol almaya çalışıyor ama korku pompalamak ve iftira üretmek bu arabayı götürmez. Mumu yatsıya kadar bile yanmaz. Çünkü yalan üzerine, iftira üzerine, yolun aydınlık bir şekilde yürünmesinin imkanı yoktur." BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMASI Bozdağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in başkanlık sistemine ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Meclis Başkanı’nın kendi görüşünü açıklaması gayet normaldir. Türkiye’de her konunun tartışılmasında yarar vardır. Tartışma yaşanırken kimileri çekincelerini ifade edebilir, kimileri yararlarını ifade edebilir. Sonuçta bu tartışmalar yapılır, herkes kendi kanaatlerini dile getirmiş olur. Bu çerçevede Sayın Cumhurbaşkanı da kendi kanaatinidile getirmiştir. Normal bir açıklamadır" şeklinde konuştu. Bir gazetecinin, ’Bu noktada böyle bir düzenleme kapıda mı?’ yönündeki sorusu üzerine Bozdağ, şöyle devam etti: "Bir düzenleme yapılması ya da yaklaştığıyla ilgili değil. Gazetecilerin sorusu üzerine Sayın Cumhurbaşkanın bir açıklaması var. Yoksa gündemde böyle bir çalışma var da, bu çalışmaya dönük bir açıklama değil. Gazetecilerin konuya ilişkin soruya Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği cevap ile alakalı. O nedenle o çerçevede değerlendirmek lazım. Türkiye başkanlık sistemini sadece bugün tartışmıyor. Cumhuriyetin kurulduğu günlere kadar giderseniz o tarihte de bu tartışmaların yapıldığını görürsünüz. Turgut Özaldöneminde bunun yoğunlukla tartışıldığını görürsünüz. 1997 yılında Sayın Demirel’in bunu gündeme getirmesiyle çok ciddi anlamda bunun tartışıldığını görürsünüz. Yani Türkiye, başkanlık sistemini bugün tartışmıyor. Bundan önce de tartışmış, bu konuda doktora tezleri, bir takım çalışmalar, raporlar yapılmış. Tartışmaların olmasından rahatsız olmamak lazım. Tartışmalar elbette olacaktır, olmasında da yarar vardır. Sayın Cumhurbaşkanının böyle bir değerlendirme yapması gayet normal. Herkes böyle birdeğerlendirme yapabilir. Bu tür değerlendirmelerin serbest ve hür biçimde yapılmasında fayda vardır."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile