AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kayseri Milletvekilleri Yaşar Karayel ve Ahmet Öksüzkaya ile birlikte CHP'nin, 'yolsuzluk'' iddialarına tek tek cevap verdi. Elinde 10'nun üzerinde sarı ve mavi dosyalarla gelen Elitaş, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, ''17 Temmuz 2007'de emniyete gönüllü olarak giderek itiraflarda bulunduğunu'' ileri sürdüğü Hacı Ali Hamurcu'nun, belediyenin şikayeti üzerine kaçarken başka bir ilde yakalandığını söyledi.
Elitaş, Kılıçdaroğlu'nun, bütçe görüşmesinde gündeme getirdiği iddialara gerek Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin gerekse İçişleri Bakanlığı'nın gerekli cevapları verdiğini hatırlattı. AK Partili Elitaş, CHP Genel Başkanı ve bu dosyayı koltuğunun altında gezdirip, millete, rüşvet, yolsuzluk olduğunu iddia eden milletvekilinin gerçeği kavrayarak, bu olayın üzerine gitmeyip en azından özür dilemesi gerektiğini ifade etti.
Elitaş, Kayseri milletvekilleri olarak konuyu detaylıca incelediklerini ve Kılıçdaroğlu'nun iddialarının ne kadar yanıltıcı, doğrulukla hiç alakası olmayan, hatta yalan denilebilecek bir şekilde ortaya çıktığını gördüklerini kaydetti. Elitaş, şunları söyledi: "Bir kere en büyük yalan, bu yalan. Çünkü Sayın Kılıçdaroğlu bu dava ile ilgili başlangıçtaki olayları saklayarak, kamuoyundan gizleyerek, AK Parti üzerine, birileri tarafından eline tutuşturulmuş çamuru atmaya çalışıyor. Oysa işin doğrusu, işin gerçeği, olayın başlangıç tarihi 23 Haziran 2007. Büyükşehir Belediyesine yapılan şikayet üzerine, sorumluluk hissi gereğince Büyükşehir Belediye Başkanlığı teftiş kuruluna talimatını veriyor. Kurul da incelemesini yaptıktan sonra 25 Haziran 2007'de savcılığa suç duyurusunda bulunuyor.
Savcılıktan alınan talimat gereği emniyet, bu kişiyi yakalama gayreti içerisine giriyor ve 17 Temmuz 2007'de yakalıyor. Oysaki Kılıçdaroğlu, 'vatandaş gönüllü bir şekilde emniyete giderek, ihbarda ve itiraflarda bulunuyor' diyor. Halbuki şahıs, itirafta bulunmak değil, kendisi üzerine yapılan iddialarla ilgili olduğundan kaçıyor ve başka bir ilde yakalanarak, sorgulamaya alınıyor."
AK Partili Mustafa Elitaş, basın toplantısında gazetecilerin sorularını da cevapladı. CHP'li Kulkuloğlu'nun Yakup Erikel adlı avukatın dosyayı kapatması için Ankara'dan görevlendirildiğini söylediğinin hatırlatılması üzerine "O konunun muhatabı olarak, Sayın Kılıçdaroğlu, TBMM'de Sayın Bülent Arınç'ı göstermişti. Sayın Arınç gerekli cevabı vermiştir. Bu konuyla ilgili iddialar varsa mahkeme orada. Suç duyurularını yaparlar. Hassas bir vatandaş örneği göstererek, iddialarla kamuoyunu yanıltmazlar ve mahkemeye müracaat ederler. Yakup Erikel adlı şahsı da görevlendiren, Hacı Ali Hamurcu'nun avukatı olan Yakup Erikel'in kardeşi olan Yusuf Erikel'dir.'' cevabını verdi. Yakup Erikel'in, otel masraflarının belediye tarafından karşılandığına dair iddialar bulunduğu hatırlatılınca Elitaş, ''Eğer öyle bir belge varsa bize açıklaması lazım. 'İşte belgesi' diyecek." diye konuştu.
Elitaş, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, CHP'nin bazı belgelerin gizlendiğine yönelik sözlerine karşılık ''Halkın kafası mı karışmış, Kılıçdaroğlu'nun kafası mı karışmış ona bakmak lazım. İşte asıl mesele orada. Eğer belgeleri olayın başlangıç tarihinden başlatmış olsaydı bu sonuca varmazdı. Halk doğruları anlardı. Sayın Kılıçdaroğlu, halkın kafasını karıştırmak için, bilerek, isteyerek yanıltmak için yalan söylemiştir. Belgeleri gizlemiştir.'' ifadelerini kullandı.
Mustafa Elitaş, CHP'nin 10 sayfası gizlendiği dediği dosyalara ilişkin ise şunları söyledi: "İfade metnindeki 16 sayfalık kısmı, Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yaptığı şikayetle ilgili.
10 sayfası da kişinin yalan ifadeleriyle ilgilidir. Kişinin kendisi hakkındaki yalan beyanlar hukuken dosyada verilmez. Taksi duraklarıyla kısmını tek başına yapıyor, diğerlerini organize olarak ifade ediyor. 'Şuna şu kadar verdik' diyor. 'Bundan şu kadar hisseyi bu aldı, şu kadar hisseyi şu aldı', hepsini soyut şekilde söylüyor. O tahminler üzerine savcılık da sorumluluk gereğince bunu ihbar kabul ediyor ve 31 Temmuz'da İçişleri Bakanlığı'na bu konuyla ilgili dava açmak için yazı yazıyor."
Elitaş, 'Sayın Kulkuloğlu'nun, görevlendirilen bilirkişi heyetinde 'sağlık görevlileri' de bulunduğu yönünde iddiaları oldu. Bir de görevlendirmeyi yapan Vali Yardımcısının Gaziantep'e tayini neden çıkarıldı.' sorularına, "Şahıs, GSM ruhsatı verilirken yapılan yolsuzlukları ihbar ettiğini söylüyor. GSM ruhsatı vermekle görevli kim var? Halk sağlığı uzmanı. Halk sağlığı uzmanı olarak GSM ruhsatını değerlendirmek üzere tam konunun uzmanı kişiler isteniyor. İmar konusunda da harita mühendisleri gönderiliyor. Söz konusu Kayseri Vali Vekili'nin, Resmi Gazete'de yayımlanan atama kararı uyarınca, Kayseri ile eşdeğer bir yere Vali Yardımcısı olarak gönderildi." dedi.
Bir gazetecinin, 'Bu iddialarla ilgili bir televizyon kanalında yüz yüze tartışmayı kabul eder misiniz?' sorusuna ise Elitaş, ''Bu iddiayı gündeme taşıyan Sayın Kılıçdaroğlu'dur. Belediye Başkanı iddianın karşı tarafıdır. Sayın Kılıçdaroğlu, bu konuyla ilgili ya Büyükşehir Belediye Başkanı ile muhatap olacaktır, arzu ederse bizlerle de muhatap olabilir. İftira belgelerini çantasında taşıyıp, bazı belgeleri karartarak, milleti yanıltarak, Genel Başkanı'na yalan söylettiren Sayın Kulkuloğlu, bizim muhatabımız değildir. Sayın Kılıçdaroğlu, herkese, 'buyrun, hodri meydan televizyona' diyor ya. Sayın Kılıçdaroğlu'na biz de belediye başkanımız adına, 'hodri meydan hangi televizyona çıkarsanız. Biz de dosyalarımızla gelelim, siz de dosyalarınızla gelin' diyoruz. Buradan Sayın Kılıçdaroğlu'na çağrıda bulunuyoruz. Kulkuloğlu kesinlikle bizim muhatabımız değildir.'' karşılığını verdi.
Mustafa Elitaş, Hamurcu'nun ifadesinde adları geçen kişilerle ilgili, ''Savcılık konuyu soruşturmuş ve iddiaların, asılsız, mesnetsiz, dayanaksız olduğunu ve hatta iftira olduğunu tespit ettikten sonra bunun kovuşturulmasına yer olmadığına karar vermiş.'' ifadelerini kullandı.
Bakan Yıldız ise bir gazetecinin 'Yakup Erikel'in bürosuna, önce Başbakan danışmanı sonradan Bakan olan bir kişinin de gittiği iddia ediliyor. O Bakan siz misiniz?' sorusuna, ''Burada Kayseri Milletvekili sıfatıyla bulunuyorum. Hep beraber 22 yıllık arkadaşımıza destek veriyoruz. Beraber belediye meclisi üyeliği yaptık, beraber çalıştık. Merkezi ve yerel yönetimlerin geçen 8 sene içinde yaptıkları ve anlatamadıkları birçok faaliyet varken, yapmadıkları işleri savunma ihtiyacı hissettirmeleri bir kasta mahsustur. Biz işlerimizi yapalım, bırakın. Burada Ankara'da özellikle Meclis'te bulunurken günlük 118 telefonla, günlük 80 ziyaretçiyle karşılaştığımız anlar oldu. Birçok kimseyle de görüşüldü. Bunların içinde Yakup Bey de olabilir. Bir başkası da olabilir. Bizim tasvip etmediğimiz insanlar da olur, tasvip ettiğimiz insanlar da olabilir. O açıdan bunu farklı mecralara taşıma ihtiyacını ben yine farklı bir kasta mahsus olarak görüyorum.'' karşılığını verdi.
Yıldız, 'Sizin onun bürosuna gittiğiniz söyleniyor.' sözlerine karşılık da ''Hayır. Meclis'teki odaya gelmişti, bir başka gerekçeyle gelmişti, bu gerekçeyle değil.'' diye konuştu.