AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu , Türkiye ' nin dış politika ekseninin kaydığı yönündeki eleştirilere cevap verdi . Aksu , yazılı açıklamasında , son günlerde Türkiye ' nin ekseni hakkında bazı çevreler tarafından yorumlar yapıldığını hatırlatarak , Türkiye ' nin kabuğunu kırması , iç sorunlarından , kısır gündemlerden sıyrılıp bölgesel ve küresel bir vizyon ortaya koyması , küresel sistemde etkin olan güçlerin dahi tereddüt ettiği konularda net fikirler ortaya koymasının bazı tartışmaları beraberinde getirdiğini ifade etti .
STATÜKONUN EKSENİ KAYDI
Aksu , Türkiye ' nin etkinliğini kabullenemeyenlerin ortaya attığı bir argümanla Türkiye ' nin önünün kesilmeye çalışıldığını ifade etti . Aksu , açıklamasına şöyle devam etti :
" Dünyada yaşanan köklü değişimleri algılamakta kimi zaman zorlanan ama daha çok da direnen statükocu çevrelerin bugün ısrarla gündemde tutmaya çalıştıkları konu , ülkemizin ekseninin kayıp kaymadığıdır . Aslında durum çok açıktır . Kayan , Türkiye ' nin ekseni değildir . Bu şayiayı ortaya atan statükocuların elindeki iktidar gücü kaymıştır . Eksen kayması iddiaları , geçmişteki iktidarlar üzerindeki ağırlıklarını AK Parti döneminde kaybeden , etkinliklerini yitiren ama hepsinden önemlisi eskiye dönüş konusunda umutlarını da kaybeden çevrelerin sansasyonudur . "
Aksu , Türkiye ' nin yeni dünyada hak ettiği etkin yere ulaşma girişimlerini ve süreçlerini eksen kayması olarak yaftalamanın haksızlık olduğunu kaydetti . Türkiye ' nin eksen kayması yaşadığı yönündeki sansasyonu yapanların hazmedemedikleri noktanın , sadece dış siyasette değil her alanda yeni aktörlerin sisteme girmiş olmasından kaynaklandığını öne süren Aksu , " Alıştıkları , nemalandıkları düzen sona ermiştir . Tekelerin sona ermiş olmasıdır , rekabetin gelmiş olmasıdır . Anadolu ' nun insan kaynaklarının , değerlerinin yönetime aktarılmış olmasıdır . Eksen kayması dedikleri şey ; bu insan kaynaklarının iç siyasette ' sivil vesayet ' spekülasyonu çıkartarak bir sonuç elde edemeyince , şimdide dış politikada ' eksen kayması ' var diyerek nafile bir çabayla sonuç almaya çalışıyorlar . " dedi .
" ZAMANIN RUHUNA UYGUN SİYASET İZLENİYOR "
Aksu , soğuk savaşı zihinlerinde bitiremeyenlerin , Türkiye ' nin son yıllarda aldığı mesafeyi kabullenemediğini ve tartışmalardan medet umduklarını kaydetti .
Türkiye ' nin ilişkilerindeki açılımları , çok yönlülüğü , çeşitliliği algılamakta zorlananların , aslında dünyadaki değişimleri de ıskaladıklarını ifade eden Aksu , açıklamasında şu ifadeleri kullandı :
" Türkiye zamanın ruhuna uygun bir siyaset izlemektedir . Bugün Türkiye ' de de , Dünyada da statik eksenler değil , dinamik eksenler mevcuttur . Türkiye dünyaya entegre olamaz , çünkü bizim kendimize özgü şartlarımız var diyerek evrensel standartların insanımızla buluşmasına mani olanların , bu bakış açısıyla ülkemizin on yıllar kaybetmesine sebep olanların bu anlayamadıkları daha doğrusu anlamak istemedikleri bir dünyada yaşıyoruz . Türkiye bir yandan batıyla ilişkilerini geliştirmekte , AB ile müzakerelerde tam üyelik yolunda elinden gelen ne varsa yapmakta , bir taraftan da bugüne kadar ihmal ettiği yakın çevresini , bölgesini ve doğuyu gündemine almaktadır . Türkiye ' nin statik değil , dinamik bir ekseni vardır . Türkiye kendi ajandasını takip etmektedir . Türkiye dış politikadaki açılımlarını onun , bunun yaptıklarına karşı bir tepkiyle değil , çok boyutlu bir aksiyona dayalı yapmaktadır . "
" ADIMLAR BİR İKAME , ALTERNATİF BULMA SAİKİYLE ATILMIYOR "
Aksu , AB içindeki bazı vizyonsuz siyasetçilerin bugün sahip oldukları ağırlığa yarın sahip olamayacaklarını ve yakın gelecekte Türkiye ' nin ağırlığını , önemini hakkıyla tahlil eden siyasetçilerin iş başı yapacağına işaret etti . Aksu , açıklamasını şöyle sürdürdü :
" Türkiye , attığı adımları bir ikame , alternatif bulma saikiyle yapmamaktadır . Türkiye bölgesinin imkanlarını , fırsatlarını dünyayla buluşturmaya çalışmaktadır . Türkiye ' nin dünyada son 8 yılda kat ettiği mesafeyi , edindiği konumu geniş bir perspektiften değerlendirmek yerine , dar pencerelerden , iç hesaplardan , ellerinden kayan iktidar gücünden yola çıkarak değerlendirmek , zihinleri bulandırmaya çalışmak doğru ve sağlıklı bir yaklaşım değildir . "