AK Parti Genel Başkanı Ve Başbakan Davutoğlu Açıklaması (3)

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz bu dönemde hükümet görüşmeleri yaparken oyalanmayla uğraşmadık, ülke yönettik. Yüreğimiz yanarak şehit cenazelerinin başında eşleriyle aileleriyle beraber olduk. Bütün güvenlik ikazlarına rağmen Ceylanpınar'da oradaki vatandaşlarımızla kilometrelerce yolu yürüdüm ki şunu göstermek için. 'Burada Kürt, Türk, Arap, hepimiz birlikteyiz' diye. Bir elimiz yağda bir elimiz balda tatil yapmadık. Oyalama da yapmadık. Bunlar bizim üzerimizdeki ulvi görevler" dedi.

Davutoğlu, TRT'deki "Başbakan ile Özel Yayın" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Hükümet kurma sürecinde vakit kaybı olduğu yönündeki tartışmalarla ilgili Davutoğlu, "14 Temmuz'dan bugüne kadar MHP ile aynı CHP gibi bütün müktesebatı gözden geçirip yol alabilirdik. Vakit kaybı varsa biz kimseye, 'CHP ile koalisyon kuracağız' diye taahhütte bulunmadık. CHP de taahhütte bulunmadı. 'Deneyeceğiz' dedik, denedik. O arada eğer MHP bize koalisyon ihtimali, sinyali, ışığı verseydi vakit kaybetmezdik" diye konuştu.

Bahçeli'nin, CHP ile koalisyon olmadığı ortaya çıkınca "gelin birlikte koalisyon görüşmeleri yapabiliriz" sinyalini vermediğinin atını çizen Davutoğlu, "CHP ile daha hızlı bir takvim yapıp MHP ile de görüşecek bir aralık kalırdı. Bize 'görüşmeye gerek yok ama isterseniz görüşebiliriz' denildi ama ben sözümü verdiğim için görüşme talebinde bulundum. Bugün cevabını aldık, inşallah pazartesi görüşeceğiz ama bu arka planı herkesin bilmesi lazımki kimse kimseyi olmadık şeylere ilzam etmesin. Biz vakit geçirmeye oynamadık, tiyatro da yapmadık. Arkadaşlarımız oturup 35 saat karşılıklı olarak vakit kaybına oynamadı. Biz Sayın Kılıçdaroğlu ile saatlerce görüşmeyi boşuna yapmadık" değerlendirmesinde bulundu.

Hükümet kurma sürecinde ülkede terör saldırılarının olduğunu dile getiren Davutoğlu, bir taraftan operasyonları ve krizleri yönettiğini ve Çankaya'da gece yarılarına kadar operasyonlarla ilgili bilgi aldığını söyledi.

-"Millet hepimize görev vermiş"

Günlerce Çankaya Köşkü'nde komuta kademesiyle sabahladıklarını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Biraz önce Hava Kuvvetleri Komutanlığının devir teslim töreninden geldim. Orada da o konuları ele aldık. Genelkurmay Başkanımızın veda ziyaretini bile güvenlik konularının görüşüldüğü bir halde yaptık. Bir taraftan bunu yürütürken diğer taraftan da hükümet görüşmelerini yürütmeye çalışıyoruz. Vakit kaybından bahsediliyor. O zaman bugün söylediğim şey sertlik anlamında değil ama yüreğimden gelen bir sesle söylüyorum. Peki biz bunları yaparken siz ne yaptınız? Sadece bize görev verdiniz. 'Sen şunu yap, sen şunu yap' diye. Siz ne yaptınız? Siz ne yapacaksınız? Millet hepimize görev vermiş. Ne teklif ettiniz? 'Siz şunu yapın' demenin ötesinde 'ben de şunu yaparım' diye neyi önerdiniz? Şartlar öne sürmek, bir takım şeyleri zikretmek doğru değil. Dikte etmek de doğru değil. 'Şunlar olursa konuşuruz.' Olmaz. Şimdi dolayısıyla bugün itibarıyla MHP ile de bu çerçevede konuşacağız ama bu arka planın bilinmesi önemli ki önemli gördüğüm için söylüyorum."

Görevi devraldıktan 11 gün sonra sonra üç terör örgütünün eş zamanlı saldırısına ve savaş ilanına muhatap kaldıklarına dikkati çeken Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu konuda da destek aldık. Sayın Bahçeli'den de Sayın Kılıçdaroğlu'ndan da. Herhangi bir haksızlık yapılmasını istemem. Telefonda destek beyanı oldu ama kastettiğim şey şu: Biz bu dönemde hükümet görüşmeleri yaparken oyalanmayla uğraşmadık, ülke yönettik. Yüreğimiz yanarak şehit cenazelerinin başında eşleriyle aileleriyle beraber olduk. Bütün güvenlik ikazlarına rağmen Ceylanpınar'da, oradaki vatandaşlarımızla kilometrelerce yolu yürüdüm ki şunu göstermek için. 'Burada Türk, Kürt, Arap hepimiz birlikteyiz' diye. Bir elimiz yağda bir elimiz balda tatil yapmadık. Oyalama da yapmadık. Bunlar bizim üzerimizdeki ulvi görevler."

Davutoğlu, herkesin birbirini saygıyla, görev yapma bilinciyle ve inançla anlaması gerektiğini dile getirdi.

Siyasi liderlerden ve muhataplarından sadece nezaket beklediğini vurgulayan Davutoğlu, "Doğru bir üslup, iyi bir istişare yöntemi ve ortak olduğumuz hususlarda birlikte hareket, ortak olmadığımız hususlarda karşılıklı saygıyla 'bunlarda anlaşamıyoruz' diyelim ama birbirimizi demagojik ifadelerle ve gerçekten zedeleyici bir üslupla rencide etmeyelim" diye konuştu.

-"MHP en başında kendisi devre dışına çıkardı"

Yola çıkarken zihninde 9 senaryo bulunduğunu aktaran Davutoğlu, şunları söyledi:

"Olabilecek en iyi senaryo sürdürülebilir hükümet kurmaktı. CHP ile olabilecek senaryoların değişik versiyonlarını denedik, olmadı. Üç dört alternatif... MHP ile de aynı benzer versiyonlar vardı zihnimizde ama bunların bir kısmını MHP en başında kendisi devre dışına çıkardı. 'Ben bu işte yokum' anlamına gelen o kadar çok söz sarf edildi ki biz hesaplarımızı yaparken onu gözeterek, o ifadeleri gözeterek yapmak durumunda kaldık. Pazartesi günü hiçbir ön yargı olmadan oturup konuşacağız. Birbirimizi rencide etmeden, ortak şeyler etrafında, hükümet kurmak ve seçime gitmek de dahil her şeyi konuşmaya hazırız. Bizden bu anlamda engelleyici bir tutum olmaz ama dün erken seçimden bahsetme sebebim daha önce Sayın Bahçeli ve MHP yetkililerinin daha önce koalisyonla ilgili verdiği olumsuz ifadeler ve bu konudaki negatif niyet beyanları, açık anlamda söylediğim. Şimdi oturup konuşacağız. Elimizde 23 Ağustos'a kadar ya bir hükümet kurmak ya da meclis kararıyla seçime gitmek var. Ben tercihim açık söyleyeyim.

23 Ağustos'tan sonra bu meselenin Cumhurbaşkanımıza tevdi edilmesine ihtiyaç duymayan bir yönetimi bizim kendi aramızda siyasi parti liderleri olarak çözmemiz ve bulmamız. Hükümet kursak da seçime gitsek de bizim kararımızla gitmemiz lazım. Bu milletin bize olan güvenini artırır. Millet ne der, 'Tamam denediler, olmadı ama kendi kararlarıyla gittiler, ülkeyi krize sokmadan, bir olağanüstü hal görüntüsüne sokmadan götürdüler' der. Cumhurbaşkanımızın kuracağı bir hükümet formülü, 23 Ağustos'tan sonra birbiriyle anlaşması çok zor 4 partiden oluşan bir Bakanlar Kurulu, ulusal birlik görüntüsü gibi bir şey denir ama bu onun için değil seçime götürecek."

Davutoğlu, ülkenin terörle mücadele ettiğini, küresel alanda ekonomik kriz yaşandığını söyledi.

Bütün bunların da etkin karar alınmasını engelleyeceğine işaret eden Davutoğlu, "Sayın Bahçeli'nin bunun için daha önce 'Mevcut hükumetle seçime gidilebilir" diye bir ifadesi var mesela. Yani seçim kararı almak suretiyle mevcut hükumetle gidilebilir. Başka formüller... Bunları ben yine kimseye empoze ediyor değilim. Bunlar onların ifadeleri, ihtimaller arasında hepsi olabilir" diye konuştu.

-"Gerekiyorsa üçümüz bir araya gelelim"

Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'na "Değişik alternatifleri birlikte düşünelim. Gerekiyorsa üçümüz bir araya gelelim" şeklinde çağrıda bulunan Davutoğlu, bundan çekinmeyeceğini ve iki liderle de üçlü olarak bir araya gelmeye hazır olduğunu ifade etti.

"Yeterki siyasi liderler oturdular ve bir çözüm buldular dedirtelim" değerlendirmesini yapan Davutoğlu, bu denildiği takdirde siyasete güvenin, itibarın artacağını söyledi.

12 Eylül öncesinde, aylarca hükümet kurulamadığı ve azınlık hükümetleriyle işler yürütüldüğü için 12 Eylül dönemi anayasasında 45 günlük sürenin yer aldığını anlatan Davutoğlu, güvensizlik nedeniyle bu tedbirin alındığını aktardı.

Siyaset kurumuna tekrar böyle bir güvensizlik atfedilmesindense bir araya gelinip konuşulması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu Cumhurbaşkanımızın kararına bırakmadan bir çözüm bulalım. Bırakılırsa bu gayri yasal mı? Hayır. Anayasa bunu tanımlıyor ama o zaman halk hepimize soracak. Ben halkın huzuruna çok rahat çıkıp 'gece gündüz uğraştık' diyebilirim. Diğer parti liderlerinin de mutlaka diyecekleri söz olur. Halk bakar, kimler uğraştı, kimler başkalarına görev tevdi etti, kendisi topa girmedi ve kimler de hükümet kurulmasına pozitif katkı yapmak yerine, kavgacı bir dille, 'asla şununla olmaz' deyip, buradaki kavgayı toplum sathına yayıp, 'sırtımızı PKK'ya dayadık' dedi. Halk bunların hepsini görür ve bilir."

Terör olayları ile 1990'lı yıllara geri dönüldüğü şeklindeki tartışmaların hatırlatılması ve yakın geleceği nasıl öngördüğünün sorulması üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin tarihten gelen güçlü kültürel dokuları olduğu gibi yakın tarihten gelen ciddi meselelerinin bulunduğuna işaret etti.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus devlet kurulurken bir imparatorluk bakiyesi olarak bütün unsurlarıyla doğduğunu vurgulayan Davutoğlu, eskiden Osmanlı tebasında yaşayan herkese Türk denildiğini söyledi.

Türk kavramının bütün bir Osmanlı ortak kültürünün kimliği olarak addedildiğini ifade eden Davutoğlu, farklı kimliklerin bu coğrafyada hep yaşadığını belirtti.

Bunlardan kimlik çatışması üretmeye çalışan 12 Eylül zihniyeti gibi baskıcı, totaliter, diktatör, faşizan zihniyetler olduğu gibi Marksist, Leninist, Stalinist yöntemlerle etnik ayrımlar üzerinden herhangi bir yerde "Sadece ben egemen olurum" diyen PKK zihniyetinin de bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, PKK'nın olduğu herhangi bir yerde ikinci bir düşünceye fırsat tanınmadığına işaret etti.

Davutoğlu, "1900'lı yıllarda Kuzey Irak'ta Barzani ile yapılan çatışmaları herkes bilir. Şimdi Kobani ve Haseke'de kendileri gibi düşünmeyen herkesi 2013'te daha DEAŞ oraya gelmeden önce sürdüler" diye konuştu.

(Sürecek)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile