Ak Parti Genel Başkar Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, okullardan andımızın kaldırılmasıyla ilgili MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eleştirilerine sert tepki göstererek, “Her sabah minicik çocukları soğukta, karda kıştı sıraya geçirip bunu yapmanın ne manası var.

Bahçeli, andın unutulmamasını istemiyorsa MHP’nin her grup toplantısında kendisi söyleyip orada katılanlar da tekrarlayabilirler” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Demokratikleşme paketinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanmasının ardından MHP ve CHP tarafından gelen eleştireler sert tepki gösteren Çelik, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun açıklanan paketteki önerilerin kendi önerileri olduğu yönündeki açıklamaları olduğunu hatırlatarak, “Sayın Kılıçdaorğlu, ‘bu bizim önerilerimiz arasında vardı’ diyor. İyi ya işte desteklesene... Hayır desteklemeyiz. Madem sizin ödevleriniz arasında vardı, madem AK parti bunu öneriyor, bu bir ortak payda demektir. Buyurun destek olalım. Sadece oy kaygısıyla hareket etmeyelim. Sorumluluk bunu gerektirir” dedi.

“HZ. İSA’NIN NEFESİ TÜRÜNDEN GELİRSE KUSURA BAKMAYIN BU KARŞILIK BULMAZ”
Partisi adına, TBMM’deki müzakereler esnasında muhalefetten gelecek makul meşru mantıklı taleplere açık olduklarını ifade eden Çelik, “Ama öyle davul tozu minare gölgesi Hz. İsa’nın nefesi türünden gelirse kusura bakmayın bu karşılık bulmaz. Biz uçuk şeylere kapalıyız, aşırılıklara kapalıyız. Türkiye şartlarını gözetmeyecek olan ve hakikaten bizim 76 milyonun birliğini bütünlüğünü kardeşliğini esas almayan tekliflere kapalıyız” diye konuştu.

“BAHÇELİ, O BAYRAMLIK AĞZINI BİR KEZ DAHA AÇTI”
Demokratikleşme paketinin açıklanmasının ardından pakete tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi de eleştiren Çelik, Bahçeli’nin kendilerinin alışık olduğu ve bildik o üslubunu kullandığını dile getirdi. Bahçeli’nin AK Parti’ye, Başbakan Erdoğan’a ve kendilerine hakaret ettiğini sözlerine ekleyen Çelik, “O bayramlık ağzını bir kez daha açtı. Bize ettikleri haksızlıkları hakaretleri bühtanları kendilerine aynen iade ediyoruz. MHP şunu da bilmelidir; iktidara, başbakana hükümete küfrederek, hakaret ederek, tahkir ederek kendi sözünü geçiremezsiniz, diyalog bu değil, ortak paydalarda buluşmak bu değil. Sayın başbakanımız veciz bir şekilde ifade etti, programımızda ne varsa, sonraki hükümet programlarımızda, seçim beyannamelerimizde ne varsa, son olarak 2011’de yayınladığımız hedef 2023 isimli seçim beyannamemizin ileri demokrasi bölümünde ne varsa, 2023 siyasi vizyon belgemizde ne varsa, akil insanların vatandaşın nabzını tutarken getirdikleri 7 bölgeden ne varsa, olması gereken, olmaması gerekenler, bunlar derlenip toparlanmış ve bir paket olarak halka arz edilmiştir. Eksiği var mı fazlası var mı? Elbette var. Yeryüzünde hiçbir siyasi irade yoktur ki bir asırda birikmiş tahribatı, bütün sorunları sihirli bir dokunuşla bir anda halledebilecek, yeryüzünde bir siyasi irade yoktur.”

“DARALTILMIŞ BÖLGEDE 5 MİLLETVEKİLİ YARIŞACAK DİYORUZ YA ORADA DA NİSPİ TEMSİL UYGULANACAK”
Demokratikleşme paketinin siyasetin alanını, meşruiyetin alanını genişlettiğinin altını çizen Çelik, “Niye bunları yaptılar. Siyasetin alanını ve meşruiyetin alanını genişletirseniz gayrimeşruluğun illegalitenin alanını daraltırsınız. İnsanımız siyasete yönelsin. Siyaseten beklenti içinde olsun” şeklinde konuştu.

Paketteki seçim barajıyla ilgili üz seçenek sunduklarını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
“Arkadaş biri çıktı dedi ki barajı kaldırıyorlar deniz getiriyorlar. Yüzücü acemi olursa havuz bile olsa boğulur, havuz da olsa ırmak da, göl de olsa baraj da, olsa, deniz de olsa fark etmez. Bunlar siyasetin acemisi, hangi seçim sistemi yüzde 2, 3, 5 oy alan partiyi iktidara taşır? Efendim çoğunluk sistemi getirecekmişiz de bu da felaket olacakmış. Demokrat partinin 52’de iktidara gelmesi gibi olacakmış. AK Parti’nin çoğunluk sistemi getirmek gibi bir niyeti yok, biz nispi temsil sisteminden hiç vazgeçmedik. Daraltılmış bölgede 5 milletvekili yarışacak diyoruz ya orada da nispi temsil uygulanacak. Siyasetin cahili olanlar televizyonlarda konuşuyor hayretler içinde kalıyorum. Barajlı sistem nispi temsil devam edecek. 5 vekili olan bölgede baraj otomatikman yüzde 20’ye çıkmıyor mu? Hayır çıkmıyor. Kaça çıkıyor. En yüksek oy alan partinin oyunun beşe bölünmesinden çıkan sonuç neyse ona çıkıyor. Ha biz bunu istemiyoruz. Dün bir gazeteci yazmış. 3 seçenekle bizi niye karşı karşıya bırakıyorsunuz. Ben de o arkadaşa nazikçe dedim ki sayın x, işte buna dar bölge diyorlar. Biz zaten bunu önermişiz. Dolayısıyla bilmeden fikir ve bilgi zemininde olmadan konuştuklarımız boşa gider. Çok alan partinin lehine olur. Bugünkü sistem öyle değil mi? Hangi sistemi getirseniz böyle olur. Yüzde 10 barajı fiilen anlamını yitirmiştir. CHP’nin baraj problemi yok, MHP’nin yok, AK Parti’nin zaten yok. BDP de etrafından dolanarak hallediyor o işi zaten. Yüzde 10 barajının pratikte bir faydası yok zaten.”

“BİZE EŞ BAŞKANLIK LAZIM DEĞİL”
Eş başkanlık eleştirilerine de cevap veren Çelik, AK Parti’nin eş başkanlık derdinin olmadığını söyledi.

Çelik, “Bizim böyle bir derdimiz yok. Bize eş başkanlık lazım da değil. Baktık ki muhalefet liderleri partilerini yönetemiyorlar onlara bir imkan hazırlayalım dedik, yanlarına bir adam getirsinler yedek medek bir şey yapsınlar. Sayın Sarıgül bekliyor şimdi. Kılıçdaroğlu ne zaman çağıracak gel ben bu işi yapamıyorum bu işi beraber idare edelim demesini bekliyor. Ama AK Partinin böyle bir niyeti de yok böyle bir planlaması da yok” dedi.

“CEZAEVİNDE BULUNAN ÖĞRENCİLERDEN 81’İ HÜKÜMLÜ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutuklu öğrenciler ile ilgili bilgiler verdiğini anımsatan Çelik, şuanda Türkiye’de 356 cezaevinde 157 üniversite öğrencinin bulunduğunu kaydetti.

Cezaevinde bulunan öğrencilerden 81’inin hükümlü olduğunun altını çizen Çelik, “Yargı 81 öğrenci ile ilgili kararını verdi. Onlar hükümlü de olsa, olsun biz onları çıkaralım. Öğrenci değil mi girmesin cezaevine. Ben öğrenciyim burayı yakıp yıkacağım. Ben öğrenciyim arkadaşımı öldüreceğim. Neymiş peki bu hükümlülerin suçları? Yaralama, yağma, uyuşturucu madde alma kullanma satma neyse…Terör. Terör birinci sırada, öldürme veya öldürmeye teşebbüs. Bunlar hükümlü. Tutuklu olan 76’sı nedir. Sebebi nedir bunların içeride bulunmasının. Terör, uyuşturucu, adam öldürme yaralama, suç işlemek amacıyla örgüt kurma” dedi.

“KAÇ TANE ÇARŞAFLI VAR ÜNİVERSİTEDE? BU TOPLUM AKLİ OLANI BULUR”
Hiç kimsenin hayat tarzına müdahale etmediklerini, etmeyeceklerini söyleyen ve demokratikleşme paketinin bunun garantisi olduğunu ifade eden Çelik, "Gazeteciler bana, 'Başörtüsü serbest bırakıldı. Peki endişeli laiklerin endişesi ne olacak' diye soruyor. Onlar da bizim vatandaşımızdır, endişeleri varsa onu gidermek de bizim boynumuzun borcudur. Hiçbir şekilde insanların hayat tarzına ilişilemez maddesi bunun için getirilmiştir. Ayrımcılığa tabi tutulamaz hiç kimse. Ben içmiyorum, ama içki içene karışma hakkım yoktur. Öyle giyinirim veya böyle giyinirim kimse karışamaz. 'Başörtüsü serbest olursa üniversiteler çarşaflılar dolacak' diyorlar. Kaç tane çarşaflı var üniversitede? Bu toplum akli olanı bulur. Başına örtü takmak çarşaf giyeceği anlamına gelmez. Toplumu rahat bırakalım. Herkesin inancı devletin garantisi altındadır. Bizim bütün çabamız budur" dedi.

“BAHÇELİ HER GRUP TOPLANTISINDA ANDIMIZI SÖYLESİN”
Demokratikleşme Paketi içerisinde yer alan Andımızın kaldırılmasıyla ilgili gelen eleştirilere de cevap veren Çelik, şunları kaydetti:
“Hani şunu anlarım diploma törenleri esnasında Meclis’te milletvekilliği yemini bazı mesleklere girerken bu yapılır. Dünyada örnekleri var. Ama her sabah minicik çocukları soğukta, karda kışta sıraya geçirip bunu yapmanın ne manası var. Ben 2003’te ilköğretim yönetmeliğini değiştirip ‘yabancıların and içme mecburiyeti yoktur’ hükmünü getirdim diye kıyamet kopardılar. Antalya’da yaşayan Alanya’da yaşayan Almanlar, Bodrum da yaşayan İngilizler bana müracaat ettiler Sayın bakan biz çocuklarımızı, torunlarımızı sizin okullarınıza gönderiyoruz her sabah çocuklarımızı sıraya geçiriyorlar ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım, varlığım Türk varlığına armağan olsun…’ şimdi bu hızlı hamasi ulusalcı nutuklar atan ulusalcılardan birine dedim ki Almanya’daki Türklerin çocuklarını sıraya geçirseler her sabah ben ‘germenim varlığım germen varlığına armağan’ olsun dedirtirlerse ne yaparsın dedim Almanya’yı başlarına yıkarız dedi.

Tutarlı olalım, empati yapalım. O zaman söyledim; Almanın çocuğu Türküm diye başladığı zaman her çekimli cümle bir fiil cümlesidir. Birinci cümle bir hüküm cümlesidir. Arkasından doğruyum birincisi yalan olduğu için ikincisi otomatikman yalan. Her sabah başkasının çocuklarına yalan söyletmek zorunda mıyız. Bahçeli Andın unutulmasını istemiyorsa MHP’nin her grup toplantısında kendisi söyleyip orada katılanlar da tekrarlayabilirler.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile