Benim milletim bu ülkede omurgalı siyaset istiyor. CHP ve MHP'nin düştükleri çukura baktıkça sorumluluğumuzun bir kez daha büyük olduğunu idrak ediyoruz" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde gerçekleştirilen Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, çok farklı bir ramazan ayına girildiğini belirterek, "Yaklaşık yüzyıldır içinde bulunduğumuz coğrafyada her Ramazan buruk geçti. Filistin'de hemen her Ramazan buruk yaşandı. Mısır onyıllar boyunca baskı ve zulümle yönetildi. Her Ramazan buruk geçti bu bölgelerde. Suriye aynı şeklide onyıllarca Ramazan dikta rejimlerin gölgesinde buruk geçti. Son 4 yıldır bir de buna kan eklendi. Kitlesel katliamlar eklendi. Irak deseniz aynı rejimde. Her Ramazan hüzünlü idrak edildi. Afganistan onlarca yıl Ramazanı acıyla idrak etti. Myanmar'dan başlayarak Afrika'nın batısına kadar yeni çatışmalarla, baskı ve zulümler ya da yoksullukla idrak edeceği bir Ramazana yaklaşıyor. Bütün mazlum, mağdur ve yoksul kardeşlerimiz iç in bu Ramazan'da inşallah çokça dua edeceğiz. Coğrafyamızın içinde bulunduğu durumu her zamankinden daha çok tefekkür edeceğiz" dedi.
“BİZ SADECE HAKKIN, BARIŞIN YANINDAYIZ”
Mezhep çatışmalarına asla prim vermediklerini anlatan Erdoğan, "Her zaman birleştirici, bütünleştirici ve yapıcı bir görev üstlendi. Şu anda Ortadoğu'da devam eden bütün anlaşmazlıklarda, Kuzey Afrika'da devam eden gerilimde biz sadece hakkın, barışın yanındayız. Allahın izniyle hiç kimse bizi bu kardeş kavgalarının içine çekemeyecek. Biz farklı bir ülkeyiz, bu coğrafyada en köklü devlet geleneğine sahip olan bir ülkeyiz. Yüzyıllar boyunca idaremiz altında olan topraklarda barışı, kardeşliği dayanışmayı hakim kıldı. Huzur ve barışı tesis ettik. Ortadoğu'daki yangının ülkemize sirayet etmesine biz asla izin vermeyiz. Bizim kendi gündemimiz var. Yanıbaşımızda devam eden çatışmalara rağmen biz Türkiye'yi barış ve istikrar içinde geleceğe taşımayı sürdüreceğiz. Türkiye kendisine gıpta ile bakılan bir ülke olmaya devam edecek. Kendi ülkemizi topraklarımızı korumak adına huzuru muhafaza etmek adına bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmelere, haksızlıklar karşısında susanlardan olmayacağız. Ortadoğu'da oluk oluk kan akarken biz seyirci kalamayız. Mısır'da insanlık dramı yaşanırken görmezden gelemeyiz. Suriye'de insanlık ölürken hiçbirşey yokmuş gibi davranamayız. Ya elimizde, ya dilimizde müdahale ederiz" ifadelerini kullandı.
Suriye'de, Irak'ta Türkmenler tehdit edilirken bana ne deyip oralardaki tehdide sırtımızı dönemeyeceklerini söyleyen Erdoğan, "Türkiye, Musul'da alıkonulan vatandaşlarımızla ilgili olarak ne gerekiyorsa yapıyor bunu bilmenizi isterim. Irak'ta Türkmen kardeşlerimizin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde sivil halka bir an önce yardım eli uzatmak için ilgili kurumlarımızı harekete geçirdik" diye konuştu.
Her türlü senaryoya karşı hazırlıklı durumda olduklarına dikkati çeken Erdoğan, "Ancak en başta gerek orada alıkonulan 80 vatandaşımızın, Türkmen kardeşlerimizin can güvenliğini tehdit edecek şeyden hassasiyetle kaçınıyoruz. CHP ve MHP bölgedeki durumu zorlaştırmak için alıkonulan vatandaşlarımız için ellerinden geleni yapıyorlar. İnsanların can güvenliğini hiçbir zaman kendilerine mesele edinmediler. Şu anda iç siyaset uğruna alıkonulan vatandaşlarımızı, Türkmenleri zora sokacak tavır içindeler" ifadelerine yer verdi.
"MHP DE CHP DE KİMLİKSİZ, FIRSATÇI PARTİLERE DÖNÜŞTÜ"
"77 milyonun vicdanına sesleniyorum" diyen Başbakan Erdoğan, "CHP, MHP onların yandaş medyası bize bu konuda konuşmamız için neden baskı yapıyorlar. Bizim 80 vatandaşımız bir örgütün elinde alıkonulmuş vaziyetteler. Bizim bu örgütle kışkırtıcı açıklama yapmamızı, yangının üstüne körükle gitmemizi bekliyorlar. Bu alçakça bir siyasettir. CHP de MHP de son derce çaresiz bir haldeler. İkisinin de kafası çok karışık. Ne CHP de ne MHP'de ilke kalmadı. CHP'nin Genel Müdürü o koltuğa oturdu. Hep söylüyor ya Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu partiyi 4 yıl içinde paçavraya çevirdi. Bu iki Genel Başkanın yönetiminde CHP de MHP de kimliksiz, fırsatçı partilere dönüştü. CHP Genel Başkanı dün çıkmış Anayasa Mahkemesi'ni övüyor" şeklinde konuştu.
"Gerçi CHP Genel Müdürü oy vereceği sandığı bulup da hayır diyemedi" diyen Erdoğan, "Günlerce halka hayır çağrısı yaptı. Şimdi karşı çıktıkları Anayasa değişikliğinin neticelerini alıyorlar. Balyoz, Ergenekon davasıyla ilgili Pensilvanya'ya söylemediklerini bırakmadılar, şimdi idare etmeye çalışıyorlar. Bir yerde ayakları dolaşacak ve göreceksiniz kafa üstü çakılacaklar. 30 Mart'ta hem CHP hem MHP seçmeni bu genel başkanlara artık yeter gidin dedi ama ikisinde de yüz yok. Milletin mesajını alacak seviye yok. Bahçeli her hafta grup kürsüsüne çıkıyor, bir saat boyunca edep ve ahlaka sığmayacak açıklamalar yapıyor" diye konuştu.
"YILLARIN MHP'SİNİ ALDIN CHP'NİN OYUNCAĞI HALİNE GETİRDİN"
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye seslenerek, "Yılların MHP'sini aldın CHP'nin oyuncağı, marjinal sol örgütlerin kuklası, Pensilvanya şantaj çetesinin mahkumu haline getirdin. MHP7nin ilkelerini götürdün atın tepsiler içinde şantaj çetelerine teslim ettin. Pınarhisar'daki günlerin güzle günlerdi o günleri arayacaksın diyor.Bizi kendin gibi şantaja, tehdide boyun eğecek mi sandın" diye sordu.
"MESELE ÖLÜMDEN KORKMAK DEĞİL, MESELE ŞAİRİN İFADESİYLE ÖLÜMÜ KORKUTMAKTIR"
"Siz, Bolu, Sakarya depreminde bunları altında kaldınız" diyen Erdoğan, "Siz, o depremlerde vatandaşımızı ve şehirlerimizi ayağa kaldıramadınız. Bankalarımız iflasa gidiyordu. Yoksulluk başını almış gidiyordu, artık biz ihtiyacımız olan ürünleri bulamaz hale gelmiştik. Petrolü alamaz hale gelmiştik, siz bize böyle bir Türkiye teslim ettiniz. Ziraat ve Halkbankası'nı birleştirmek durumunda kaldınız. Vakıfbank tamamen batıp gidiyordu, siz busunuz ya. Biz sizlerden böyle bir Türkiye'yi aldık. Yurtdışında olan vatandaşlarımızın artık biz alnımız dik yürüyoruz Başbakanım bize bunu siz sağlıyorsunuz' der hale getirdik. Eğer bugün Avrupa'da gittiğimiz son ziyaretlerde onbinlerle kucaklaşabiliyorsak bunu bir nedeni var. Bunlar durup dururken olmuyor. Biz burada millet için bayrak için ölmeye çıktık. Değil hapis ey bahçeli biz senin ölüm tehditlerine boyun eğmeyiz, pabuç bırakmayız. Biz senin hapis tehdidinden de ölüm tehdidinden de korkmayız. Ölüm er ya da geç olacaktır. Her şeyden önce bizim için ölüm mukadderdir. Her nefis er veya geç ölümü tadacaktır. Mesele ölümden korkmak değil, mesele yine şairin ifadesiyle ölümü korkutmaktır. Biz bunun için buradayız. 2000 yılında MHP devletin ortağıydı, Bahçeli Başbakan Yardımcısıydı. Bir Cumhurbaşkanı adayını dayattılar, MHP'ye bu adayı seçtirdiler. Bir MHP milletvekili adaylığını açıkladı.
Kendi arkadaşlarını dövdüler. MHP o gün DSP ve ANAP'ın oyuncağıydı. O günlerde MHP'ye Cumhurbaşkanı adayı dayattılar, bugün de aynı şekilde aday dayattılar" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Göreceksiniz 10 Ağustos'ta bir kez daha yenilecekler ama izzetleriyle değil alınlarındaki lekeyle yenilecekler. Benim milletim bu ülkede omurgalı siyaset istiyor. CHP ve MHP'nin düştükleri çukura baktıkça sorumluluğumuzun bir kez daha büyük olduğunu idrak ediyoruz. Biz muhalefetin bu acizliğine, bu zavallı haline bakacak, rehavete kapılmayacak tam tersine saflarımızı daha da sıklaştıracağız" dedi.
"ÇETELER İŞ BAŞINDA"
“Bu ülkede yıllar boyunca siyaseti bir rant kapısı olarak görenler, ikbal kapısı, makam kapısı görenler oldu. Milletin oyuyla iş başına geldiler, her seferinde ülkeye millete ağır faturalar yükleyerek gittiler” diyen Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz gelene kadar Türkiye'de toplam böldüğümüz zaman ortalama iktidarların dönemi 16 ay. 16 ayın iktidar süreci olarak olduğu bir ülke güven ülkesi olabilir mi, tabii ki olmaz. Küresel ve ulusal yatırımcı böyle bir ülkede gelip yatırım yapmaz. Yatırımcı önünü görecek. Yarın ne olacak, bunu bilmiyor. Böyle bir ülkeye gelip yatırım yaparlar mı, yapmazlar. Bunlar sadece kendilerini, çevrelerini düşündüler. Çevrelerine hortumla kaynak aktardılar. Mafya iş başında. Çeteler iş başında. Onlar kabine kurdular, hükümetleri indirdiler hükümetler kurdular. Biz bu kısır döngüye son vermek gayesiyle AK Parti'yi kurduk. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele etmek için yola çıktık. Mevki, makam rütbe peşinde olmadık. Genel Başkanlık, Başbakanlık koltuğu, Bakanlık koltuğu bizler için 12 yıl boyunca ateşten gömlek olmuştur. Ne şahsım ne de çalışma arkadaşlarım o makamların keyfini sürme gayretine düşmedik. Biz, 780 bin kilometrekareye mahkum olmadık, tüm dünyayı fellik fellik dolaştık. Övünerek söylüyorum, bugün bizim ihracatçımızın dünyada gitmediği ülke kalmamıştır. Dünyada ürünlerimizin girmediği ülke kalmamıştır. Biz böyle bir ülke olduk. En zor zamanlarda bile bir yer tıkanırken Rabbim bize kapılar açtı."
Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, ben, Bakanlarımız hep beraber yanlarına aldılar iş adamlarımız gittikleri ülkelere taşıdılar. Oralarda kendimize ürünlerimizi satabileceğimiz, ikili yatırımlar yapabileceğimiz ortaklar aradık. Bundan sonra da böyle devam edecek. Milletimiz içinde dert dinleyerek günlerimizi geçirdik. Yüzde yüz bunları hallettik mi şüphesiz hayır. Niye hayat her gün güncelleniyor, buna yetişmek kolay değil. Birçoğumuz evlerinin yollarını unuttular, bırakınız eşlerimizi, çocuklarımız kendi canımızdan dahi geçtik. Şu anda hasta yatağında olan arkadaşlarımız var. Bunlar durup dururken olmuyor. Bu gayret içerisinde olanlar. Biz ne dedik, bu can bu millete, vatana feda olsun. 12 yıl boyunca millet, bayrak, ülke için çalıştık. Hastalığımızdan kendilerine nema çıkarmak isteyenler oldu. Millet her şeyin farkındaydı. İnşallah bundan sonra da bizler aynı kararlılıkla, azimle çalışacağız, CHP'nin Genel müdürü hata yaptığında sadece kendisine partisine zarar verir. Aynı şekilde MHP'nin başında ki zat. Diğer Partilerin Genel Başkanları da. Biz yanlış yaparsak sadece partimiz değil bundan dava, Türkiye zarar görür. Biz bir dava partisiyiz. Biz Selçukludan gelen Osmanlı'yla zirveye ulaşan Cumhuriyet ile devam eden köklü bir davanın sorumluluğundaki partiyiz. Biz yanlış yaparsak sadece Türkiye değil, Irak'ın kardeşlik davası, Mısır'ın davası zarar görür."
"ŞU ANDA AKBABALAR PUSUYA YATTILAR"
Erdoğan, "Bir sandık müşahidimiz, belde ilçe il başkanımız sadece görev yaptığı bölgede değil, insanlığın mesuliyetini üzerinde taşıyor. Sorumluluğumuz, sorumluğumuz o kadar büyük ki yapılan yanlış bu büyük medeniyetin gönlünü yaralayacak kadar büyük olur. Nasıl ki suya düşen taş dalga dalga ufuklara ulaşıyorsa, sizin yapacağınız her yanlış ufuklara ulaşır insanlığın kalbini kırar. Şu anda akbabalar pusuya yattılar. AK Parti içinde bir nifak çıksın diye bekliyorlar. 12 yıl boyunca pusuda beklediler. Bugün de yarın da Allahın izniyle istediklerini alamayacaklar. Biz dost ve kardeşlerimiz için umut, düşmanlarımız için azap olmaya devam edeceğiz. Asırlardır isimleri değil, hep davayı konuştuk. Bugün de isimleri değil davayı konuşacağız. İsimler fani, ama bu dava bakidir. Alparslan, Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet Han geldiler göçüp gittiler Gazi Mustafa Kemal, Turgut Özal, geldiler mücadele ettiler ve göçüp gittiler. Göçüp gitmeyen davadır. Baki kalan Türkiye Cumhuriyeti, ayyıldızlı bayrağımız ve milletimiz oldu. Daha nice isimler göçüp gidecek. Allahın izniyle bu ülke var olmaya şanlı bayrak dalgalanmaya devam edecek. Yine hatırlatmak isterim ki aranızdan birini ölüme değil Cumhurbaşkanlığı makamına uğurlayacağız Görev değişecek ama dava şuuru değişmeyecek. Böyle bir süreçte kim ki isimleri tartışarak inanın sadece partimize değil en başta bu kadim davaya haksızlık eder" şeklinde konuştu.
"İSİMLER, RÜTBELER, MAKAMLAR, MEVKİLER BU HAREKET İÇİNDE EHEMMİYETİ EN DÜŞÜK UNSURLARDIR"
"İsimler, rütbeler, makamlar, mevkiler de bu hareket içinde ehemmiyeti en düşük unsurlardır" diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sadece şu salondaki her bir kardeşim gerektiğinde vazife verildiğinde, o vazifeyi hakkıyla yapacak birikime, güce ve kudrete sahiptir. Son derce hassas bir imtihandan geçiyoruz. Sanıyorum ki bu imtihanda teşkilatımdaki her bir arkadaşım dava şuuruyla hareket edecektir. Cumhurbaşkanı adayımız kim olursa olsun, AK Partinin emanetindeki büyük Türkiye sancağının en güçlü şekilde dalgalanacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Önümüzdeki süreç bizim için bir imtihandır Son bir senedir de büyük bir imtihandan geçiyoruz. Gezi olayları, 17 ve 25 Aralık'ta son derece büyük bir imtihana maruz kaldık. Bu alçakça saldırılara göğüs gerdik. Son 1 yıllık süreçte bizler de gerçek ile sahteyi birbirinden ayırt etme fırsatı bulduk. Kimlerin tuzluk olduğunu, kimlerin tarafsız kalarak susarak ihaneti onayladığını gördük. Mesele, vatan topraklarına saldırıldığında tepki verebilmektir. Mesele budur. Üzülerek söylemeliyim ki bize ve vatanımıza saldırıldığında seyretmekle yetinenler oldu. Ama bilsinler ki millet de teşkilatımızda bu suskunluğu not etmiştir. Arkadaşlar biz safları sık tutacağız. Şu anda elimize gelen belge ve bulguları gördükçe aman yarabbi bu devletin mekanizmaları içine bunlar nasıl sızdılar. Bu ülkeye nasıl ihanet ettiler. bu ihanet şebekesini bizim sadece ülkemizde değil tüm dünyada tanıtmak görevimizdir. Bunu dün Avrupa Birliği Büyükelçileriyle yaptığım toplantıda da söyledim. Tüm bunlara rağmen biz aramazdaki muhabbeti muhafaza edeceğiz, gece gündüz ilerlemeye devam edeceğiz. Dost, zor zamanda belli olur. Dostumuzu ve hasmımızı daha iyi öğrenerek usanmadan Türkiye'yi büyüteceğiz."
Salı günü Cumhurbaşkanlığı için adayını ATO'nun kongre merkezinde açıklayacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Adayımızın açıklanmasının ardından adayımız için milletimizden yetki isteyeceğiz. Bir kez daha çok çalışacak kapı kapı dolaşacağız. Bu seçim 2015 genel seçimlerini işaret fişeğidir. Bir kez daha şerefli mücadele vereceğiz. Pazar günü Türkiye genelinde 9 kişilik yönetim kurul üyeleri kendi aralarında toplantı yaptılar. Nerelere takviye yapacağımız ortaya çıktı. İlk Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye ve dünyanın sandıklara en iyi çıkan partisi olacağız. 10 Ağustos seçimlerinin ardından çok farklı bir Türkiye'nin kapıları aralanacak. Salı günü büyük bir salonda bir kez daha birlikte olacak, sizlerle hasbıhal edeceğiz. Allah yar ve yardımcımız olsun diyorum" dedi
Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı…(1)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin, "Göreceksiniz 10 Ağustos'ta bir kez daha yenilecekler ama izzetleriyle değil alınlarındaki lekeyle yenilecekler.