Elitaş, Meclis'te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. "Taksim Gezi Parkı olayları halen devam ediyor. Bu çerçevede, Başbakan Erdoğan'ın, 'demokrasiye can feda olsun' açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Elitaş, olaylarda taşkınlığın kalmadığı yönünde bilgi aldıklarını ifade etti.
"Taksim'de olayların yatıştığını, başka taraflara doğru gittiğini, Kızılay'da da bugün itibariyle ve dün olayların olmadığını Kuğulu Park tarafına doğru geldiğini biliyoruz" diyen Eliktaş, demokrasinin başkalarının hakkını yok etmeye yönelik olmaması, insanların dileklerini, taleplerini belirli ölçü dahilinde başkalarını rahatsız etmeden dile getirmesi gerektiğine dikkati çekti.
Elitaş, şöyle devam etti:
"Fakat yapılan eylemler çığırından çıktı, farklı bir mecraya doğru gitmeye başladı.
İyi niyetli olan eylem artık demokrasinin önünü tıkayıcı bir hale doğru gitmeye başladı.
Ben inançla, imanla bu meseleyi, bir ağaç meselesini, yeşili inanarak savunan insanların artık bunu iyi görmelerini, farklı bir noktaya doğru ülkemizi götürmeye, çekmeye çalışan marjinal unsurların değirmenine su taşımamalarını rica ediyorum, istirham ediyorum. Çünkü ilk çıktığında belki makul karşılanabilen olay artık farklı bir noktaya gitti. Ülkemizin 50 vilayetinde aniden bu olayın bastırılıması bir organize işin olduğunun en önemli göstergesi. İkinci gün tüm Türkiye'de 49 vilayette eylemlerin yapılması basit bir iş değil, bir organizasyonun işidir. Bunu 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde gördük. Arkasından AK Parti'nin kapatılma davasının geldiğini gördük."
-"Faiz lobisini rahatsız etmiş olabilir"
Ne zaman Türkiye huzura, refaha ve ileriye doğru hızla koşmaya başlasa birilerinin bundan rahatsız olduğunu ifade eden Elitaş, faiz oranlarının düşmesinin, tüketici faiz oranlarının makul bir seviyeye indirilmesinin ve bu yıl, son 50-60 yılın en başarılı mayıs ayının yaşanmasının birilerini rahatsız etmiş olabileceğini iddia etti. Elitaş, "Cumhuriyet tarihinin belki de Avrupa'nın, dünyanın en önemli ihalesi 30 milyar doları geçen üçüncü havaalanı ihalesinin yapılması, otoyol ihalesi, Kanal İstanbul projesi birilerini rahatsız etmiş olabilir. 14 Mayıs ta IMF ile olan bağlarımızın tamamen koparılıp, artık Türkiye'nin dış dünyadan borç alan değil, dış dünyaya borç veren bir konuma gelmesi faiz lobisini rahatsız etmiş olabilir. Karmaşadan para kazananlarda olmuştur. Bu süreçte spekülasyon, manipülasyon yapanlar vatandaşımızın cebindeki parayı almak için gayret gösteriyorlar. Ben sağduyulu vatandaşlarımdan istirham ediyorum. Olay amacına kendi anlamlarında ulaştıysa artık bunları bitirmeleri gerekir. Hiç kimse Türkiye'nin geleceğini, bekasını sonlandırmaya çalışanlara, dünyada yükselen itibarını düşürmek için gayret gösterenlere fırsat vermemelidir" diye konuştu.
Elitaş, medyadan, Eylül 2011'de İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis'nde Gezi Parkı'yla ilgili yapılan meclis tartışmalarını, CHP'li meclis üyelerinin konuşmalarını kamuoyuna yansıtmalarını rica etti.
Orada Topçu Kışlası'nın da, Gezi Parkı'nın yayalaştırılmasının da bulunduğunu ifade eden Elitaş, CHP'li meclis üyelerinin, "bunu 20 yıldır sizin zihniyetiniz idare ediyor, niye bugüne kadar getirmediniz?", "bu Taksim'in yayalaştırılması için yapılmış en güzel projedir" dediklerini, "bu proje bizim projemizdir" diyerek sahiplenmeye kalktıklarını söyledi.
Elitaş, "Her ne hikmetse CHP kendi meclis üyelerinin savundukları, benimsedikleri projeyle ilgili AK Parti'yi yeşili talan etmekle, Taksim'i bir beton yığını haline getirmekle suçluyor. Halbuki inceleme fırsatı bulanlar Gezi Parkı'nın çok güzel bir noktaya doğru geleceğini, yaşanabilir bir Taksim olmasına büyük katkı sağlanacağını göreceklerdir" şeklinde konuştu.
-"Başbakan'a gösterilen sevginin tezahürü"-
Elitaş, "AK Parti bu eylemlerden hangi dersi çıkardı?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Bununla ilgili eylem yapanların ne düşüncede olduklarını görmek lazım. 10-15 yıl önce Türkiye'de yeşil konuşulmazdı. Türkiye'de insanların yeşil, ağaç sevgisi ortaya çıkmazdı. Ama AK Parti iktidarları, belediyecilikleri döneminde yeşil alan 10'a katladıysa artık vatandaş yeşille içiçe yaşamaya alışmış. Yeşile gelecek bir zarara karşı tepkisini bir an önce göstermesi önemli bir noktadır. Ağaç, yeşil, tabiat sevgisiyle örtüşen bir iktidarın sonucunda vatandaştaki oluşan bir hassasiyet olarak değerlendirmek gerekir. Yoksa 15, 20 yıl önce bir ağaçla ilgili herhangi bir tepki ortaya çıkabilir miydi? Koç Üniversitesi yapılırken binlerce ağaç kesildi, nakledilmedi. Kim tepkisini gösterdi? Gezi Parkı'ndaki 8 tanesi taşınmış, 2 tanesi yaşından dolayı kesilmek mecburiyetinde kalmış ağaçlarla ilgili gösterilen tepkinin, Koç Üniversitesi yapılırken kesilen ağaçlar için zerresinin, milyonda birinin gösterilmemesi enterasandır. Belki bu gelişmeyle paralel olmuş olabilir."
Mustafa Elitaş, "Sizin kazandırdığınız hassasiyet size tepki olarak geri dönmüş olmuyor mu?" sorusuna, "Vatandaşın yeşil hassasiyetinin zirveye ulaştığının, tabiat sevgisinin iyi bir noktaya doğru geldiğinin göstergesi diye değerlendirmek gerekiyor" karşılığını verdi.
"Başbakan'ın dün geceki konuşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Elitaş, organize olmamasına, AK Parti sözcüsünün "gitmeyin" çağrısında bulunmasına rağmen orada gece saat 2'de çok büyük kalabalığın toplanabilmesinin önemli olduğunu söyledi.
Bunu, Başbakan'a gösterilen sevginin tezahürü olarak gördüğünü vurgulayan Elitaş, "Bu millet artık şunu gördü. Demokrasi milletin sandıktaki analarının ak sütü gibi helal oylarıyla tespit edilmiş. Önümüzde mahalli idareler seçimleri var. O seçimlerde herkes gerekli mesajını, direktiflerini sandıkta gösterir. Herkesin sandıktaki sonuçları iyi bir değerlendirme yapması gerekir. Ama birilerinin kalkıp, 'AK Parti kapatılmalıdır, devrim geliyor hadi' diye galeyana getirerek, hele hele twitterda, sosyal medyada yalan haberlerle insanları farklı bir noktaya doğru götürmek herhalde bizim düşünmemiz gereken nokta budur. Bizim almamız gereken tavsiyeler uyarılar neyse, bu sağduyulu vatandaşlarımızın da tahrik eden, kışkırtan, insanlarımızın ölmesine, yaralanmasına, polisimizin şehit olmasına sebep olmaları noktasında biraz bu insalara vicdan azabı çekmelerinde tepki göstermeleri gerekir" diye konuştu.
Başbakan'ın karşılanmasında,"Bırak gidelim, Taksim'i ezelim" şeklinde sloganların atıldığı ve twitterda, "Anıtkabir'i de yıkarız" ifadesinin yer aldığının belirtilmesi üzerine Elitaş, "Onunla ilgili istifa işlemi gerçekleşmiştir, istifa ettirilmiştir. Bildiğim kadarıyla polis bu tahrikler konusunda herhalde onu da gözaltına aldı. Böyle sloganların yanlış olduğunu ifade ediyorum. Bu örgütlü bir organizasyon değil, kendiliğinden gelen bir topluluk. Kendiliğinden gelişen topluluk içerisindeki o sloganları da uygun bulmadığımı ifade ediyorum" dedi.
"Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı geri çekildi mi?" sorusuna Elitaş, "TBMM'de biz günde 2 madde görüşebiliyoruz. Bu tasarı 60-70 madde civarında. O tasarıyı TBMM'de görüşmemiz şu anda bulunduğumuz ortam çerçevesinde zor" yanıtını verdi.
Elitaş, muhalefetin İçtüzüğü istismar ederek her gün grup önerisi getirmeye başladığını söyledi.
Türkiye'de muhalefet sorunu bulunduğuna işaret eden Elitaş, "Ana muhalefet sorunu vardır. Özellikle ana muhalefet partisi kendi içerisindeki bir birlikteliği biraraya getiremezse, halkın dertlerini meselelerini, çilelerini, sorunlarını, taleplerini TBMM'de dile getiremezse birileri ana muhalefet olmak için ortaya çıkar. Ana muhalefetin kendisine çeki düzen vermesi gerekir. Ana muhalefette 15-20 tane grup başkanvekili var, 3-4 tane genel başkan var, 4'e, 5'e bölünmüş bir parti var. Sayın Kılıçdaroğlu'na, 'CHP'nin genel müdürü olmaya çalışıyor' diyorum ama daha hala daire başkanı olamadı" dedi.
Ak Parti Grup Başkanvekili Elitaş Açıklaması
TBMM - AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün gece havalimanında karşılanması sırasında atılan sloganları yanlış bulduğunu söyledi.