Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çanakkale Zaferi ve Çanakkale Şehitleri ile ilgili uzun bir konuşma yapan Erdoğan, nerede şehit varsa kendilerinin sahip çıktığını söyledi.
Kürsüden çok önemli bir müjdeyi de paylaşmak istediğini söyleyen Erdoğan, Türkmenistan'ın Belh şehrinde bulunan Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan'ın mezarının tespit edileceğini söyledi.
Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov'un bu konudaki çalışmaları başlatacağını kaydeden Erdoğan, Alparslan'ın mezarının tespit edilmesinin ardından Türkiye'nin TİKA aracılığıyla harekete geçeceğini söyledi ve "Sultan Alparslan'a yaraşır bir türbeyi orada inşa edeceğiz" dedi.
AK PARTİ GRUBU İSTİKLAL MARŞI'NI AYAKTA ALKIŞLADI Başbakan Erdoğan konuşmasının bir bölümünde ise 92 yıl önce, 1921 yılında İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabul edilmesine de değindi. İstiklal Marşı'nın daha ilk mısrasının Meclis'te okunmasının ardından genel kurulda şiddetli bir alkış koptuğunu anlatan Başbakan Erdoğan, "İstiklal Marşı'nın her kıtası alkışlarla kesilmiş. Bazı mısraların ardından inşallah nidaları yükselmiş, son mısra okununca dakikalarca meclis şiiri ayakta alkışlamıştı" dedi.
Başbakan Erdoğan bu sözleri söylerken AK Parti Grubu'nda bulunan bütün milletvekilleri ve ziyaretçiler ayağa kalkarak bir süre ilk Meclis'te olduğu gibi uzun süre İstiklal Marşı'nı alkışladı. Başbakan Erdoğan da alkışa eşlik ettikten sonra, İstiklal Marşı'nın son 4 kıtasını okumak istediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, İstiklal Marşı'nın son 4 kıtasını okumadan önce ise şunları söyledi: "Bu son 4 kıtayı birilerinin özellikle bilmesini, özellikle anlamasını istiyorum. Geçtiğimiz günler içinde terörle mücadele eden şehitlerimiz için 'Türk askeri boşuna öldü' diyen bazı kendini bilmezlerin, bazı densizlerin bu milletin manifestosu olan 76 milyonun ortak hissiyatını yansıtan 4 kıtayı özellikle dinlemelerini arzu ediyorum. Zira vatanı için toprağı için namusu ve şerefi için, dini için toprağa düşen her müslüman asker bizim inancımızda şehittir. Onlar, peygamberlikten sonra en büyük mertebeye ulaşmış, Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle ölü olmayan dirilerdir. Kalbinde millet sevgisi, ülke sevgisi, insan sevgisi olmayanlar milletimizin kutsal değerlerinden nasibini alamayanlar onların boşuna öldüğü iddiasıyla ancak kendilerini küçültürler, kendilerini alçaltırlar. Bu ülkeye şehitler sayesinde alçaklar uğramadı, inşallah hiçbir zaman da alçaklar uğrayamayacaklar." Başbakan Erdoğan konuşmasının ardından ise İstiklal Marşı'nın son kıtasını okudu. Başbakan Erdoğan bitirmek üzereyken salondaki milletekilleri ve ziyaretçiler de tekrar ayağa kalkarak, İstiklal Marşı'nın "Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal" kısmını hep birlikte söyledi ve uzun süre tekrar alkış tuttu.
"DÜNYANIN EN BÜYÜK DİKTATÖRLERİYLE CHP HEYETLERİNİ HEP AYNI KAREDE GÖRÜRSÜNÜZ" Başbakan Erdoğan, Suriye'deki gelişmelerle ilgili de değerlendirmelerde bulurak CHP'ye yüklendi. Ortadoğu'nun Kerbela olayından bu yana sık sık katliamların yaşandığı bir coğrafya olduğunu anlatan Erdoğan, Kerbela'dan ders çıkarılması gerekirken, yüzyıllar boyunca aynı acının tekrar tekrar yaşandığını ifade etti.
Suriye'de çıkan olayların 2. yılını doldurduğunu, Esad'ın 70 binden fazla insanı katlettiğini anlatan Erdoğan, "Türkiye, Suriye'de yaşanan olaylarda en küçük bir dahili olmayan tam tersine bu olayların çıkmaması için çıktıktan sonra da bu olayların durması için samimi şekilde çaba sarf eden bir ülke olmuştur" diye konuştu.
CHP milletvekillerinin kısa süre önce Suriye'ye giderek Esad'la fotoğraf çektirmelerini de eleştiren Başbakan Erdoğan, "İşte CHP, tarihin bu en kanlı diktatörlerinden biriyle sürekli fotoğraf çektiriyor. Ama bir taraftan da kalkıp, Akçakale'deki o şehitlerimizin evine gidip orayı ziyaret ediyor. Bun ne perhiz bu ne lahana turşusu" şeklinde konuştu.
CHP'nin hep diktatörlerle aynı karede yer aldığını söyleyen Başbakan Erdoğan, CHP'ye yönelik eleştirilerinde şunları söyledi: "Geçmişe dönüp bakın. Dünyanın büyük diktatörleriyle CHP heyetlerini hep aynı karede görürsünüz. Onların genlerinde var. Bugün de tarihi ıskalamayorlar, bugünde dünyanın en zalim diktatörüyle aynı kareye girmekten hiç çekinmiyorlar. Türkiye'de biz kanı durdurmak için, anaların gözyaşını dindirmek için adeta çırpınırken; bu CHP bizim karşımıza bir duvar gibi dikiliyor. Ama gidip Suriye halkını katliamdan geçiren bir diktatörün sırtını sıvazlamaktan hiç utanmıyor, hiç sıkılmıyor.
Diyarbakır'a gidemeyecek haldeler ama Şam'dan hiç değilse çıkamıyorlar. Yarın o diktatör oradan gittiğinde CHP Suriye halkının yüzüne nasıl bakacak? Bırakın Suriye halkını, yarın o diktatörün Türkiye üzerine kirli planları, terörle kirli ilişkisi ortaya çıktığında bu CHP Türkiye'nin yüzüne nasıl bakacak? Bakınız İçişleri Bakanlığımız, 11 Şubat'ta Cilvegözü gümrük kapımıza yapılan ve 4'ü Türkiye, 10'u Suriye vatandaşı 14 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıyı geçen hafta aydınlattı. Bu alçakça saldırının altından Suriye istihbaratı ve Suriye Devleti çıktı. Biz er yada geç bu saldırının hesabını sorarız ve soracağız. Ama CHP bunun hesabını nasıl verecek? Şam'a giden o CHP heyetleri bu milletin yüzüne nasıl bakacak? CHP bunu Türkiye'ye nasıl izah edecek? Her fırsatta 'biz Atatürk'ün kurduğu partiyiz' diyorlar. Atatürk'ün kurduğu partiyi Türkiye düşmanı devletlerle işbirliği noktasına getirmek bu CHP'nin içine siniyor mu? CHP şuanda 'düşmanımın düşmanı dostumdur' şeklinde ucuz bir politikaya başvuruyor. Ama onlara hatırlatıyorum, Suriye'nin şuandaki zalim rejimi AK Parti'nin değil, Recep Tayyip Erdoğan'ın değil, hem kendi halkının hem Türkiye'nin düşmanıdır bunu bilin.
Şunu da hiç tereddüt etmeden söyleyeceğim. CHP içinde öyleleri var ki, yarın Allah korusun bir düşman gözünü topraklarımıza dikse, 'sizi AK Parti'den kurtaracağız' dese, giderler onun boynuna sarılırlar. İnanın sarılırlar." "NE İÇTİKLERİNİ MERAK EDİYORUM" Başbakan Erdoğan, CHP'ye yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Yaptıkları politika böylesine ucuz bir politikadır. Ne dediklerini, ne yaptıklarını, kiminle hangi karede yer aldıklarını bilmeyecek kadar kendilerinden geçmiş durumdalar: Bunların ne içitkilerini gerçekten merak ediyorum. CHP Genel Başkanı bir röportajında ne içtiklerini söylemiş. Meğer rakıyı sulu içiyorlarmış. Ben Rizeliyim, İstanbulda doğdum büyüdüm. Diyorum ki, siz böye işçmeye devam ederseniz, elbette Rize'nin tulumuna da çıkar gayda dersiniz.
Beni Mardin'de söylediğimi Rize'de söyleyememekle itham ediyor. Ben Mardin'de söylediğimi Rize'de de söylerim Sayın Kılıçdaroğlu. Ama sen 'Rize'ye gidiyorum' deyip İskoçya'ya giderken ne ben şaşırırm, ne de bu millet şaşırır. Bunlar elifi görse mertek, tulumu görse gayda, zurnayı görse trampet zannediyor. Model bu. "
Ak Parti Grup Toplantısı (2)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP heyetlerinin hep dünyanın en büyük diktatörleriyle aynı karede yer aldığını, Atatürk'ün kurduğu partiyi Türkiye düşmanı devletlerle işbirliği noktasına getirdiklerini söyleyerek, "CHP içinde öyleleri var ki, yarın Allah korusun bir düşman gözünü topraklarımıza dikse, 'sizi AK Parti'den kurtaracağız' dese, giderler onun boynuna sarılırlar" dedi.