Ak Parti'li Çelik: Chp Yargının Siyasallaşması Konusunda Da Özeleştiri Yapmalı

Eski Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un, CHP adına Türk yargısını şekillendirdiğini kaydeden Çelik, “Sizin heykelini diktiğiniz, kutsallaştırdığınız kimselerin esas bölücülüğü nasıl yaptıklarını, bu ülkede gayrimüslimi, Kürt vatandaşları, Alevi vatandaşları, mütedeyyin insanları nasıl ötekileştirdikleri, inim inim inlettikleri, tarihin kayıtlarında mevcut.” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, düzenlediği basın toplantısında yargının siyasallaştırması konusunda da CHP’nin kendisini öz eleştiriye tabi tutması gerektiğini ifade etti.
Çelik, “Mahmut Esat Bozkurt, CHP adına Türk yargısını şekillendiren Adalet Bakanıdır… Mahmut Esat Bozkurt diyor ki, ‘Bu milletin efendisi Türk’tür. Öz Türk olmayanın bu memlekette bir hakkı vardır, o da köle olmaktır, hizmetçi olmaktır.’ Diyeceksiniz ki, ‘Mahmut Esat Bozkurt’un söylediği beni neden bağlasın ki, şu kadar önce söyledi, öldü, hesabını Allah’a verecek.’ Ama daha birkaç ay önce Sayın Kılıçdaroğlu, siz gittiniz Kuşadası’nda Mahmut Esat Bozkurt’un adını verdiğiniz parkı açtınız. O’nun heykelinin açılışını yaptınız. Sizin bu şekilde heykelini diktiğiniz, kutsallaştırdığınız kimselerin esas bölücülüğü nasıl yaptıklarını, bu ülkede gayrimüslimi, Kürt vatandaşları, Alevi vatandaşları, mütedeyyin insanları nasıl ötekileştirdikleri, inim inim inlettikleri, tarihin kayıtlarında mevcut.” diye konuştu.

“KILIÇDAROĞLU, TÜRK SİYASETİNDE ÇARPITMANIN NE OLDUĞUNU ORTAYA KOYAN KİŞİDİR.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türk siyasetinde çok pişkin bir şekilde çarpıtmanın ne olduğunu ortaya koyan kişi olduğunu söyleyen Çelik, CHP Genel Başkanı’nın dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmaya değindi.
Çelik, “Milli Mücadele devam ederken, Kılıçdaroğlu’nun ecdadı kahramanlık sergilerken, Başbakan’ın babası, dedesi de kümeslerde saklanıyormuş.” dedi.
Çelik ardından, Başbakan Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun ‘Silivri toplama kampı’ ifadesine yönelik yaptığı konuşmadan ilgili bölümü okuyarak şöyle devam etti: “O samanlıklarda, kümeslerde gizlenen insanlar niçin gizleniyordu biliyor musunuz? Sen Arapça ezan okudun, diye jandarma dipçiğine muhatap olduğu için oralarda gizleniyordu. `Sen Elifba cüzi bulunduruyorsun` diye insanlar tahkikata uğradığı için oralarda saklanıyorlardı. İnsanların dini pratiklerini yerine getirmelerinden, dininden, diyanetinden dolayı, tek parti dönemi hegemonyasına muhatap olan bu insanlar kendi devletinin şerrinden korunmak için oralara saklanıyorlardı. Sayın Kılıçdaroğlu, öyle anlatıyor ki, O’nun dedeleri İstiklal Savaşı sırasında Ankara’da kahramanlık sedaları ile ortaya çıkarken, Sayın Başbakan’ın dedesi, babası da efendim, samanlıklarda kümeslerde saklanıyormuş. Bu kadar yalan, çarpıtma, yırtma, yapıştırma bugüne kadar görülmedi. Dün Sayın Kılıçdaroğlu’nu grup toplantısında dinleyen insanlar Başbakan gerçekten böyle bir şey söyledi zanneder. Herkes savaşa giderken, bunlar da samanlıkta, kümeste saklanıyorlar. Bu tek kelime ile ayıp.”
Kılıçdaroğlu’nun, ‘Bu tarih hepimizin tarihidir’ şeklindeki sözlerini de hatırlatan Çelik, “31 Mart, İstiklal Mahkemeleri, Sarıkamış’ta soğuktan ölen askerlerimiz, Damat Ferit, Menemen hadisesi, Ali Şükrü Bey’in katledilmesi, Elifba cüzünün yasak edilmesi, darbeler, 28 Şubat’ da bizim tarihimiz… Bunları Türk milleti yapmadı, Türk milleti adına yetki kullandığını düşünen, devlet içerisinde devlet gücünü kullanan birçok çete bunları yaptı. Çete yapmadı zaman zaman. Meşru hükümetler de yaptı, yanlış yaptı. Millet adına karar verme yetkisine sahip olan bir çok insan yanlış yaptı.” şeklinde konuştu.

"MHP ULUSALCILIKTA CHP İLE AYNI NOKTAYA GELDİ"
Konuşmasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi de eleştiren Çelik, “Sayın Bahçeli ve ekibi ulusalcılık konusunda CHP ile aynı noktaya geldi.” dedi.
Bahçeli’nin, İstiklal Mahkemelerinin zulümlerini kuruluş yıllarının olağanüstü yargılama anlayışı olarak nitelendirdiğini belirten Çelik, Türkiye’de İstiklal Mahkemeleri dosyasının henüz açılmadığını kaydetti. Çelik, “Kel Alileri, Ali Çetinkayaları kutsayacaksınız, ondan sonra da AK Parti’nin bölücülük yaptığından bahsedeceksiniz. Buna tek kelime ile pes diyorum.” şekline konuştu.

"KUYUCU MURAT PAŞA USULLERİ İLE TERÖRLE MÜCADELE EDİLMEZ"
Tarihten ders çıkarmak gerektiğini söyleyen Çelik, “Öz eleştiri yapmak, insanın kendi tarihi ile yüzleşmesi, birilerinin zannettiği gibi Türk milletini şöyle ya da böyle göstermek değildir. Sayın Bahçeli, ‘Bizans’tan, Haçlı Ordularından da özür dileyecek misiniz?’ diyor. Sayın Bahçeli, Bizans’tan, haçlı ordularından tabi ki özür dilenmeyecek. Savaş hukuku denen bir şey var. Savaşta bile, kadınları çocukları mağaralara doldurup, zehirli gazla öldürürseniz, savaş suçu işlemiş olursunuz, katil olursunuz. ‘Terörle mücadeleden dolayı da Başbakan özür dileyecek miymiş?’ Terörle mücadeleden dolayı AK Parti’de, Başbakan da özür dilemedi dilemeyecek. Ancak Güneydoğu’da vatandaşa dışkıyı Türk milleti yedirmedi. Siz terörle mücadele ediyorum diyerek, vatandaşın köyünü boşaltıyorsanız, köyleri yakarsanız, binlerce insanı öldürürseniz, faili meçhul cinayet işlerseniz, devlet adına hareket ettiğini söyleyen bir kısım çetelerin bunları yapmasına müsaade ederseniz, bu terörle mücadele değil. Bu terörün safına insan kazandırmaktır.” dedi.
Terörle mücadelenin devam edeceğini dile getiren Çelik, “Ama Kuyucu Murat Paşa usulleri ile terörle mücadele edilmez. Hukuk içinde kalarak terörle mücadele edilir. Suçların kişiselliği ilkesi göz ardı edilmeden terörle mücadele edilir. Oğlu yeni dağa çıkmış, 65 yaşındaki adamın helikoptere bindirilip Cudi Dağları`na bırakıldığını, ‘git oğlunun yerini ara’ dendiğini ben biliyorum. Ben bunun şahidiyim. Böyle bir şey olabilir mi?” şeklinde konuştu.
Çelik, insanların gönlünü kazanmadan da terörle mücadele edilemeyeceğini vurguladı. Terörden, terörle mücadeleden zarar gören vatandaşlar olduğunu söyleyen Çelik, “Devlet, bunlara şu anda maddi tazminat ödüyor. Bizim hükümetimizin ödediği tazminat 2 katrilyonu geçmiştir. Bu insani bir şeydir. Bu maddeden özür dilemek. Terörist ile sokaktaki vatandaşı birbirinden ayırmazsanız, çıkıp Sayın Bahçeli gibi ‘Terörden dolayı özür dileyecek misiniz?’ diye soru sorarsınız. Dersimdeki isyancılar, Bahçeli’nin ifadesi ile söylüyorum bugünün PKK’sı gibiymiş. Mağaralara çoluk çocuğu doldurup onları zehirli gazla, fareleri öldürür gibi öldürmek hangi kitapta yazar?” diye sordu.