Akbal'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Garantör” Önerisi

Akbal'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Garantör” Önerisi

Güneydoğu Genç İşadamları Derneği (GÜNGİAD) Başkanı Hakan Akbal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, 7 Haziran seçimlerinde “garantör” olma önerisinde bulundu. Akbal, HDP’ye yönelik saldırılara seyirci kalınmamasını da isteyerek, Antalya, Rize, Uşak, Trabzon, Zonguldak ve Bilecik’te HDP’ye yapılan saldırıların, temsilde adaletin sağlanmasına olan inançlarını azalttığına dikkat çekti.

GÜNGİAD Başkanı Hakan Akbal, 7 Haziran seçimleri ve farklı kentlerde seçim çalışmalarını sürdüren HDP’lilere yapılan saldırılara ilişkin yazılı açıklama yaptı. 7 Haziran 2015’te Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birinin gerçekleştirileceğine dikkat çeken Akbal, bu seçimin Türkiye’nin demokrasi tecrübesi açısından bir dönüm noktası olacağını kaydetti.

8 Haziran’da ya demokrasinin olgunlaştırarak daha ileri bir seviyeye taşınacağını ya da hukuk devleti ve demokrasi ilkelerinden uzaklaşılacağını vurgulayan Akbal, “Seçime yaklaştığımız bu günlerde özellikle HDP’ye yapılan saldırılar ve bu saldırılara onay veren bir tavır geliştiren kamu otoritesi, seçimin tarafsız bir şekilde yürütülmesi konusundaki kaygılarımızın artmasına yol açmaktadır. Bu kaygılarla anayasaya, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye bağlı kalacağına dair ant içen, devletin başı olarak milletin birliğini temsil eden sayın Cumhurbaşkanı’ndan 7 Haziran’da yapılacak seçime ‘garantör’ olmasını talep ediyoruz” dedi.

“CUMHURBAŞKANI SEÇİM KURULLARINA TALİMAT GÖNDERMELİ”

Bu garantörlük kapsamında, oyların “sayım döküm cetveline” eksiksiz geçirilmesi ve kayba uğramadan elektronik ortama aktarılmasının güvencesinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olmasını isteyen Akbal, şunları kaydetti:

“Sayın Cumhurbaşkanı devletin başı olarak bütün il ve ilçe seçim kurullarına bu konuyla ilgili talimat göndermelidir. İş dünyasını temsil eden kuruluşumuz GÜNGİAD adına bütün partilerin seçime eşit koşullarda girmesini temel bir anayasal hak olarak görmekteyiz. Bu hak, aynı zamanda demokrasi ve hukuk devletinin ABC’sidir. Sandığa atılan her bir oy ise demokrasinin namusudur. Sandığa atılan her bir oy ‘sayım-döküm cetveline’ eksiksiz olarak geçirilmeli ve sonuçlara yansımalıdır. Ancak bu koşullar altında ‘temsilde adalet’ ilkesinin tecelli etmesi mümkün olacaktır.”

“SALDIRILAR SİSTEMATİK BİR HAL ALMAYA BAŞLADI”

Antalya, Rize, Uşak, Trabzon ve daha dün Zonguldak ve Bilecik’te HDP’ye yapılan saldırıların temsilde adaletin sağlanmasına olan inançlarını azalttığına da işaret eden Akbal, şu ifadelerde bulundu:

“HDP’ye yapılan saldırılar her geçen daha sistematik bir hal almaya başlamıştır. Ankara’da HDP genel merkezinin kurşunlanmasına yeterli tepki verilmemesi, bu tip saldırılara onay verildiği izlenimine yol açmış ve kurşunlama olayın ardından diğer saldırıların da önü açılmıştır. Trabzon’da 1 Mayıs kutlamaları için bir araya gelen kortejde yer alan HDP’liler, öfkeli bir kalabalığın saldırısı sonucu kortej dışına çıkartılmış, saldırıya uğramış ve parti flamaları yakılmıştır. En son Zonguldak ve Bilecik’te yapılan saldırılarda, öfkeli vatandaşlar Estergon Kalesini yeniden fetheden bir eda içerisinde HDP bayraklarını yakıp yerine Türk bayrağı dikmektedirler. Bu yolun doğru bir yol olmadığı konusundaki görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşma gereği duyduk. HDP bürolarına yapılan saldırılardan bir ‘fetih’ hikayesi çıkartılması ve bayrak dikenlere Ulubatlı Hasan muamelesi yapılması konusundaki kamusal yaklaşım, doğrudan bir arada yaşama ve kardeşlik konusundaki duygularımızı hedef almaktadır.”

“SESSİZ KALMAK SALDIRILARI YAYGINLAŞTIRABİLİR”

Bu tip olayların “seçime eşit koşullarda katılma” konusundaki demokrasi şiarını gölgelediğine de vurgu yapan Akbal, şunları söyledi:

“Kamu otoritesinin bu tür adli olaylara onay verircesine seyirci kalması, seçimi ve demokrasiyi ‘öfkeli vatandaş’ duygularına teslim etmeye yol açar. Öfkeli vatandaşların HDP’ye yönelik saldırılarına seyirci kalınırsa, bu saldırılar yetkili makamlarca kabul görmüş ve onaylanmış bir ‘vatanseverlik’ davranışı olarak algılanıp, yaygınlaştırılabilir. Böyle bir ‘vatanseverlik’ algısı ile ne sandık güvenliği sağlanabilir, ne de oyların adil bir şekilde sayım ve dökümü mümkün olabilir. Eşit koşullarda ve adil bir yarışla, HDP’nin seçim barajının altında kalmasını, isterse 9,99 oy oranı ile barajın altında kalsın, meşru olmayan, ancak yasal olduğu için hazmedilmesi mümkün bir sonuç olarak değerlendirmek gerektiği kanaatindeyiz. Ancak adil olmayan ve haksız uygulamalarla baraj altında kalınması ülkemiz için büyük bir kaos yaratır.”

“HİÇBİR PARTİ VEYA ŞAHIS KURTLAR SOFRASINA TERK EDİLMEMELİ”

Bu nedenlerden dolayı, 7 Haziran seçimlerinde sandığa atılacak oylar ile sadece A, B veya C partisini seçme konusundaki tercihlerin yansıtılmayacağını anlatan Akbal, açıklamalarını şöyle tamamladı:

“Aynı zamanda demokrasiye ve hukuk devletine bağlı kalma konusundaki tercihlerimizi de yansıtacağımızı bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. GÜNGİAD Başkanı olarak benim görüşüme ve demokrasi anlayışıma göre, Rize’de Sayın Başbakanımız hangi koşullarda propagandasını yapabiliyorsa, Rize HDP adayı Sayın Selda Karafazlı da aynı koşullarda propaganda yapma şansına sahip olmalıdır. Bunu sağlayabilecek bir demokratik olgunluk gösterebilmemiz gerekir. Siyasi tercihlerinden dolayı hiçbir parti ve şahsın ‘kurtlar sofrasına’ terk edilmemesi gerektiği konusundaki görüşlerimizi kamuoyunun dikkatine sunarak sayın Cumhurbaşkanı’ndan seçime garantör olması konusundaki çağrımızı da bir kez daha tekrarlıyoruz.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile