Akdam'a Göre,'türkiye'de Her Üç Kadından Biri Şiddet Görüyor'

Adana Kadın Danışma Merkezi Ve Sığınma Evi Koruma Derneği (AKDAM) Başkanı Münire Dağ, Dünyanın her yerinde kadınların, taciz ve tecavüze uğradığını, gerek aile içinde gerekse dışında dayak yediğini, hakarete uğradığını iddia ederek, "Kadınlar öldürülüyor ya da zorla ticaret aracı haline getiriliyor

Adana Kadın Danışma Merkezi Ve Sığınma Evi Koruma Derneği (AKDAM) Başkanı Münire Dağ, Dünyanın her yerinde kadınların, taciz ve tecavüze uğradığını, gerek aile içinde gerekse dışında dayak yediğini, hakarete uğradığını iddia ederek, "Kadınlar öldürülüyor ya da zorla ticaret aracı haline getiriliyor. Tüm bu şiddet türlerinden ülkemizdeki kadınlar da payını alıyor" dedi.
Dağ, Türkiye'de kadına yönelik şiddet üzerine yapılan en kapsamlı araştırmaya göre her üç kadından birinin fiziksel şiddet gördüğünü ortaya koyduğunu ifade ederek, " Binlerce kadın ise; evlilik içi tecavüzü erkeğin en doğal hakkı olarak görüyor. Tüm bunlar karşısında, kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmakla sorumlu olan devlet ve ona bağlı kurumlar, yargı organları erkek egemen zihniyetle değerlendirmelerde bulunarak, faillere ceza yerine ödül verebiliyor. Kadın cinayetlerinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak düzenleme ve uygulamalar hâlâ hayata geçirilmiyor. Üstü örtülmek istenen veya meşru görülen her türlü şiddet, taciz, tecavüz, namus cinayeti ve benzeri olaylar, kadına yönelecek yeni şiddet olaylarının kışkırtıcısı oluyor ve yine kadınları vuruyor. Bu nedenle Türk Ceza Kanunu'nda yer alan "haksız tahrik" düzenlemesinin, erkek egemen zihniyetle yorumlanarak, kadın cinayetlerinde ve kadına yönelik şiddet olaylarında uygulanması engellenmelidir" dedi.
Medyanın bu olayları haber yaparken genellikle saldırıya uğrayan kadının yanında yer almadığını kaydeden Dağ, "Bilerek ya da bilmeden olayı duyururken tersine bir yaklaşımla kadını yaralayıcı, utandırıcı, teşhir edici ve hatta bazen suçlayıcı bir tavrın içine girebiliyor. Böylece saldırının sürekliliğini sağlıyor. Bu tutum kamuoyunun yanlış bilgilenmesine ve saldırganlığın teşvikine yol açabiliyor. Biz kadınlar bedenimiz, emek ve kimliğimiz üzerindeki saldırılar sürdükçe, sesimizi her geçen gün daha da yükselteceğiz, dayağa, tacize, tecavüze, küçük yaşta evlendirilmeye, bekaret kontrolüne, namus cinayetine ve her türlü kötü muameleye artık boyun eğmeyeceğimizi söylüyor ve taleplerimizin en kısa sürede hayata geçirilmesini istiyoruz" diye konuştu.
AKDAM Başkanı Münire Dağ, tüm şiddet türlerini ortadan kaldırabilmek için, devlet kurumları ve yasaların kadınlar lehine düzenlenmesi, lehe olanların uygulanabilirliğinin sağlanması için mücadelelerinin devam edeceğini, şiddetin üzerinin örtülmesine izin vermeyeceklerini vurgulayarak, başta Başbakanlık olmak üzere, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Aileden ve Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı, Emniyet Müdürlüğü, mahkemeler, savcılıklar, valilikler ve belediyeler yani tüm ilgili kurumlar tarafından hayata geçirilmesini istedikleri talepleri şöyle sıraladı:
"Kadın-erkek eşitliği tartışmaya açılmaksızın fiili olarak hayata geçirilmeli.
Kadınlara yönelik her tür şiddet, baskı ve ayrımcılığın önüne geçmek ve kadınların yaşam haklarını garanti altına almak üzere gerekli tüm adımlar atılmalı.
Kadın örgütleriyle birlikte kadın cinayetlerinin sona ermesi için acil bir eylem planı hazırlanarak uygulamaya geçirilmeli.
Kadın cinayetleri davalarında 'haksız tahrik indirimi' 'erkeklik indirimi' uygulanmamalı.
Şiddet gören, ölümle tehdit edilen kadınlar karakol, adliye, jandarma kapılarından 'aile meselesi' denerek geri gönderilmesin, tüm yasal haklarını kullanmalarının sağlanması yanında özel önlemler alınarak koruma altına alınmalı.
4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun çerçevesinde 2006/17 sayılı Kadın ve Çocukları şiddetten korumak için çıkartılan Başbakanlık Genelgesi uygulamaya konulmalı.
5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 14. maddesinde, "Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50 bini geçen belediyeler, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar" hükmünün hayata geçirilerek sığınma evlerinin sayısının 70'den ivedilikle 3800'e, kısa sürede her 7 bin 500 kişilik nüfusa bir sığınma evi düşecek sayıya getirilmelidir"
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile