Akgün Otel'de heyetteki Mehmet Uçum'un moderatörlüğünü yaptığı toplantıya Heyet Başkanı Can Paker ile Sibel Eraslan, Ayhan Ogan, Abdurrahman Kurt, Zübeyde Teker ve Mahmut Arslan katıldı.
Paker, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, heyet olarak ortak noktalarının Türkiye'de barışı istemeleri olduğunu belirterek, barışın sağlanması durumunda ülkenin başka bir dünyaya, bambaşka ufuklara yelken açacağını söyledi.
Hiçbir siyasi pozisyonun temsilcisi, siyasi karar vericinin Anadolu'daki uzantısı olmadıklarını ifade eden Paker, birçok kişinin barış karşılığında ne verildiğini sorduğunu, bu düşünceyi yanlış bulduğunu, bunun geçmiş asrın suali olduğunu dile getirdi.
Türkiye'de yaşayan herkesin eşit olması için bu süreci sonlandırmak istediklerini kaydeden Paker, "Mesele 'ne verdik-' değil, herkesin insan haklarında eşit noktaya gelmesi" dedi.
Ekonomide başarılı olan Türkiye'nin aynı başarıyı insan haklarının verilmesi ve demokratikleşme konusunda gösteremediğini savunan Paker, "Bu sürecin sonucunda insan haklarının Türkiye'de yaygınlaştırılması daha kolay, daha hızlı olacak" ifadesini kullandı.
"Bir şey vermiyoruz, alıyoruz" diyen Paker, çözüm durumunda bölünmenin de söz konusu olmayacağını belirtti.
-"Bölünme, toprak kaybı bitmiştir"-
Dünyada günümüzde ekonomik ve sosyal iş birliği olduğunu ifade eden Paker, şöyle devam etti:
"Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile Türkiye, çok ciddi bir ekonomik iş birliği içindedir. Bölgenin enerji kaynakları, Türkiye üzerinden dünyaya yayılacaktır. Başında bulunduğum kurumun 4 yıldır yaptığı bir araştırmaya göre, 16 Ortadoğu ülkesi, Türkiye'nin bölgede lider olmasını ve daha da önemlisi AB üyesi olmasını kendi yararları açısından faydalı buluyor. Bütün Ortadoğu böyle görüyorsa Kuzey Irak Kürt Yönetimi, haydi haydi böyle görüyor. Dolayısıyla bölünme, toprak kaybı bitmiştir. Mesele, dünyaya beraber nasıl açılırızdır. Bu asırda meseleye artık ideolojik ve etnik açıdan bakıp etnik devletler kurulacağını düşünmek yanlıştır. Bu asırda insanlar daha iyi yaşamak, çocuklarına daha iyi istikbal hazırlamak istiyor. Bu ise iş birliğiyle mümkün."
Güvenlik meselesini halletmiş bir Türkiye'nin özgürlükle ilgili adımları atacağını, bunun "daha çok demokratikleşme" anlamına geldiğini belirten Paker, halkın, sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin barışın arkasında durması gerektiğini söyledi.
Heyetteki Zübeyde Teker ise 90 yıldır yürütülen politikaların halka acı dışında bir şey vermediğini savunarak, bu politikaların yarattığı travmalardan ders almış bir toplum olarak yeniyi yaratmak istediklerini belirtti.
Teker, "Hepimizin eşitlendiği, bir ırkın, düşüncenin diğerinden üstün olmadığı, herkesin dinlenebildiği, sözünü söyleyebildiği ama bunu söylerken de demokrasi ve özgürlük sınırları içinde söyleyebildiği bir ülke hayal ediyoruz. Hakikaten 'demokratik çözüm' diyoruz" ifadesini kullandı.
-"Toplum, olgunluk içerisinde süreci izliyor"-
Öfke, kin ve nefretle gidilebilecek yer olmadığını dile getiren Teker, "Toplum, olgunluk içerisinde süreci izliyor. Gördük ki aslında siyasetçilerimiz geç kalmış. Halk çoktan hazır, yeni dönemde geçmiş sıkıntıları artık yaşamak istemiyor" diye konuştu.
Abdurrahman Kurt da büyük devletin, toplumuna adil ve eşit davranarak büyümesini sürdürdüğünü söyledi.
Heyetteki Ayhan Ogan ise süreç sonunda, Türkiye'nin kendi sorunlarını çözen, hatta sınırlarını aşıp bölgenin, dünyanın sorunlarını çözebilen bir ülke statüsüne çıkacağını ifade etti.
Ogan, şunları söyledi:
"Süreç belirsiz deniyor. Aslında her şey çok açık. Ne yapsın MİT Müsteşarı, günlük çalışma programını bizlere mi deklare etsin- Ne yapsın, tutup terör örgütünün başını televizyonda canlı bağlantı mı yapsın- Bütün çatışmalı sorunları çözmenin tek yolu, o çatışmayı çıkaranları güç kullanarak öldürmek değildir. Bitirmenin başka yolları da vardır. İşte devlet aklı orada devreye girer. Bunu sulh içinde, kendi insanına daha fazla acı çektirmeden bitirmenin yollarına bakmak lazım."
-"Bundan sonra Elazığ'a El-Aziz diyeceğim"-
Toplantıda, sivil toplum kuruluşlarının ve yerel basının temsilcileri de görüşlerini dile getirdi. Toplantının sonunda moderatör Mehmet Uçum, "İsterseniz Elazığ'ın adının El-Aziz olarak değiştirilmesine ilişkin öneriyi rapora da geçebiliriz. İstiyor musunuz-" deyince, salondakiler Uçum'u alkışladı.
Uçum, "Bundan sonra Elazığ'a, El-Aziz diyeceğim" ifadesini kullandı.
Toplantıda söz alan Goncalar Solmasın Derneği Başkanı Salih Çetin ise Güneydoğu'da öğretmenlik yaptığını, o yıllarda okulun önüne bayrak asmanın dahi mümkün olmadığını belirterek, çözüm istediğini söyledi.
Çetin, sıkıyönetim değil eğitim seferberliği ilan edilmesini istedi.
Arıcak Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Abdullah Ünal da üç akrabasının şehit olduğunu, kendisinin de bu vatan için şehit olmaya hazır olduğunu söyledi.
Ünal, "Süreci destekliyorum. Artık anaların gözyaşları dinsin" dedi.
Elazığ Emlakçılar Derneği Başkanı Mehmet Kıran ise halklar arasında sorun olmadığını belirterek, süreci desteklediğini belirtti.
Muhabir: Yeter Erdine / Ahmet Ekici
Yayıncı: A. Fatih Tekcan
Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Heyeti, Elazığ'da
Akil İnsanlar Doğu Anadolu Bölgesi Heyeti, Elazığ'da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, kanaat önderleri ve basın mensuplarıyla bir araya geldi.