Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Başkanı Arıboğan Açıklaması

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Üyeleri, Marmara Dernekleri ve Karabük Dernekleri Federasyonları ile Tüm Bürokratlar ve İş adamları Sosyal Dayanışma Derneğince Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda bir araya geldi.

Toplantıda konuşan Grup Başkanı Deniz Ülke Arıboğan, "akil insanlar" tanımının toplumla aralarında ciddi bir mesafe oluşturduğunu, tanımın yanlış yapıldığını ifade etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Akil İnsanlar Heyeti'ni oluşturanların ilk kez görüştüğü toplantıda, heyetteki bazı kişilerin emir altında çalışmak istemediklerini dile getirdiklerini anlatan Arıboğan, Başbakan Erdoğan'ın, "İkinizi yan yana koysak zaten oturmazsınız. Normal şartlarda birbirinizle kavga ediyorsunuz, beni eleştiriyorsunuz ama sizleri tanıyoruz. Farklı referanslarla da olsa bu topluma huzur ve barış gelsin diye yıllardır yazıp çiziyorsunuz. Sizden isteğimiz, tekrar çıkın barışı anlatın. Sizlerden özel bir şey istemiyorum. Her konuda özgürsünüz" dediğini söyledi.

-"Amatörce hatalar, büyük sıkıntılar yaratabilir"-

Arıboğan, sürecin sadece "Kürt sorunu" olarak düşünülmemesi gerektiğine işaret ederek, "İnsan hikayelerini duymaya başladığınızda, hayat bambaşka bir yere gidiyor. Siyasetin gözlüğü, aslında insan hikayelerini görmemizi engelliyor, körlük yaratıyor. Mesele Kürt meselesiyle sınırlı değil. Bir 'Alevi sorunu' var. Alevi dernekler geliyor ve 'Biz de o barışın ve adaletin bir parçası olmak istiyoruz' diyorlar. Sonra Romanlar geliyor, 'Bizi yok sayıyorsunuz' diyorlar. Kadınlar, sol grup örgütler gelip konuşuyor. Aslında toplumda kendini baskı altında hisseden çok geniş bir kitle olduğunu görüyorsunuz" diye konuştu.

Süreç konusunda çok dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Arıboğan, şöyle devam etti:

"Yapılabilecek çok basit, amatörce hatalar, büyük sıkıntılar yaratabilir. Habur provokasyonunun ne kadar etkili olduğunu biliyoruz. 'TC' provokasyonu ve Türk milleti ile ilgili tartışmalar onun kadar etkili olmuş görünüyor. Akil insanların yapacağı en iyi şey: Bütün siyasi partilere öncülük yapabilecek şekilde dosya oluşturmaktır. Çünkü halkın nabzını siyaset dışı bir alanda tutmayı başarıyoruz."

Haziran ayının başı itibariyle Akil İnsanlar Heyeti'nin görevinin sona ereceğini bildiren Arıboğan, bazı siyasi partilerin akil insanlarla ilgili hakaret içeren sözler kullandığını, kendilerinin bu durumdan üzüntü duyduğunu dile getirdi.

-"Toplumda çok fazla talep, öneri ve kaygı var"-

Grup Sekreteri Levent Korkut da son 50 yıldır Türkiye'de farklı bir tablonun ortaya çıktığını gördüklerini ve bu tablonun, tepeden yönetilen bir toplum modeli inşa ettiğini savundu.

Dünyada demokratik olan veya olmayan birçok ülkede 100'ün üzerinde etnik, dini ve benzeri çatışma çıktığından bahseden Korkut, "Çözüm noktasında siyasi irade ve halk desteği en önemli iki ayağı oluşturmaktadır" dedi.

Herkesin taleplerini siyaset mekanizmasıyla ifade edebileceği demokratik bir ortam amaçlandığına işaret eden Korkut, yeni anayasayla sürecin nihayete erdirileceğini kaydetti.

Toplumda çok fazla talep, öneri ve kaygı olduğuna dikkati çeken Korkut, bunun bir dengede tutulması gerektiğini ve bunu yaparken de toplumda yeni mağduriyetlere yol açılmaması gerektiğine inandığını bildirdi.

-"Kendi kurallarımızı, kendimiz bulacağız"-

Grup Üyesi Yücel Sayman ise yeniden birlikte yaşama sürecinin başlatıldığını belirterek, "Birlikte oturup konuşmak gerekiyor. İnsanlar birbirini tanıdıkça, farklı görüş, ses, anlatışları dinledikçe, birlikte yaşamanın temelini hazırlar. Birlikte yaşamanın temelini oluşturacak, yine bizleriz. Kendi kurallarımızı, kendimiz bulacağız" görüşünü belirtti.

Türkiye'de ilk defa yeni bir şeyin uygulandığını söyleyen Sayman, süreci hiçbir şekilde kabul etmeyen bir kesimin olduğunu aktardı.

Grup Üyesi Hülya Koçyiğit de "Sizleri dinlemek için geldik. Gerektiği zaman aklım ve yüreğim elverdiğince sorun ve dilekleri cevaplandırmaya çalışacağım" diye konuştu.

Toplantı katılımcıların görüşlerini bildirmesiyle sona erdi.

Muhabir: Emrah Güney

Yayıncı: İbrahim Uyar