KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 41. yıl dönümü münasebetiyle Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen törene katıldı.
Akıncı, törende konuşma gerçekleştirdi. Akıncı konuşmasında, Suruç saldırısını değerlendirerek, “Bugün Şanlıurfa’da Suruç ilçesinde meydana gelen terör eylemini şahsım ve Kıbrıs Türk halkı adına şiddetle kınadığımı ifade ediyorum. Terör nereden gelirse gelsin, kimi hedef alırsa alsın onu kınamak bir insanlık görevidir. Yaşamını yitirenleri ve ailelerine başsağlığı dileklerimi ve Türk ulusuna başsağlığı dileklerimi iletiyorum” dedi.
Toplum olarak çok zor yıllardan geçtiklerini bildiren Akıncı, “Sanayi Devrimi’nin üretim ilişkilerini değiştirdiği dönemde, geçim koşullarının zor olduğu bir toprakta yaşama tutunmaya çalıştık. Toplumsal dayanışma duygumuz olsa, 2 Dünya Savaşı’nın yaşandığı bu dönemi atlatamazdık. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti öngörüldüğü gibi bir ortaklık Cumhuriyeti olarak yaşayamadı. 15 Temmuz 1974’te yer alan Faşist Yunan Cuntası’nın darbesi her şeyi daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Çılgın ENOSIS ülküsüyle, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılmak istenmesi kabul edilemezdi ve bu darbe ancak askeri harekatla engellendi. Bu bir savaştı! Savaşın koşulları hiç kuşkusuz zor ve çetindi. Ocaklar söndü, aileler dağıldı. Binlercemiz göçmenlik travmasıyla başa çıkmak zorunda kaldı. Özellikle 1950 ve 60’larda Kıbrıs Türk halkının yaşadığı acılardan sonra, Kıbrıs Rum toplumu da Yunan Cuntası’nın sebep olduğu trajedinin mağduru oldu” ifadelerini kullandı.
“20 TEMMUZ OLMASAYDI, DARBE YASALARI DEVAM EDECEKTİ”
Akıncı, bunun bir gerçeğin ifadesi olduğunu kaydederek, “Bu bir itiraf değildi. Bu ifadelerimi de her 20 Temmuz’da ifade ettim. Önemli olan bu yaşananlardan ders çıkarmaktır. Cumhurbaşkanı makamına seçildiğim için inançlarımdan vazgeçecek değildim elbette. Asıl itiraf diyebileceğimiz şey; Rum basınında yayınlandı. Güney Kıbrıs’ta yayınlanan Cyprus Mail’de çıkan yazıda, 15 Temmuz 74 günü, Yunan Cuntası ile başa getirilen Samson’a 3 gün içinde 15 bin kutlama telgrafı gönderildiği anlatılmaktaydı. 20 Temmuz olmasaydı darbe yasaları devam ediyor olacaktı. 20 Temmuz’u bu açıdan değerlendirmek gerekir. Kıbrıs’ta darbe rejiminin kökleşmesini engelleyen 20 Temmuz olmuştur. İki harekat arasında Türk tarafınca sunulan çok bölgeli federal yapı önerisi Rum Yönetimi ve Yunanistan tarafından kabul görseydi, binlerce insan yer değişmek zorunda kalmazdı” açıklamasını yaptı.
Bir fırsatın daha olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Akıncı, “Şimdi kendi bölgemizde güvenlik içinde yaşadığımız bir gerçektir. 20 Temmuz önemli hedeflerinden birine ulaşmıştır. Dünyanın kabul edebileceği, iki toplumu bir araya getirecek anayasal düzen oluşturulamamıştır. Önümüzde yeni bir fırsat daha var. Makamı devraldıktan 4 gün sonra BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı ile temaslara başladım. O günden beri, gerek liderler olarak, gerekse müzakereciler olsun yoğun şekilde çalışmaktayız. Amacımız, 11 Şubat 2014’te belirtildiği gibi, iki kesimli, iki toplumlu federal bir çözüme ulaşmaktır. Umarım bu çabalarımız makul bir sürede sonuç verir ve iki toplumun onayını alabilecek bir şekilde sonuçlanır” dedi.
“YUNANİSTAN SÜRECE KATKI KOYMALI”
Akıncı, “Kıbrıs Türk toplumunun AB’ye hazırlık sürecinin ilerletilmesi zorunluluğu vardır. AB’nin teknik düzeyde görüşme sürecine yapacağı katkıyı da memnuniyetle karşılamaktayız. Türkiye ile istişare içinde yürüttüğümüz süreçte, sadece Türkiye Cumhuriyeti değil, Yunanistan’ın da çabalarına ihtiyaç duyacağımızı belirtmek isterim. Yunanistan’ın da sürece katkı koymasını beklemekteyim. Bu ülkede beraber yaşamaya mecburuz. Dahil olduğumuz kuşaklar bu acıları yaşadılar. 1963’ü bilen, 74’ten günümüze, tüm süreçlerde yaşamış biri olarak, bu adada yeni 15 Temmuzlar da yaşanmasın, 20 Temmuzlar da olmasın diliyorum. Bu adada kederler hiç yaşanmasın diliyorum. Geliniz bunu el birliğiyle yaratalım. Kıbrıs Türk, Kıbrıs Rum, Türkiye ve Yunanistan olarak el ele verelim” diye konuştu.
“SU, ÖNEMLİ BİR ADIM OLACAK”
Akıncı konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Kendi ayakları üzerinde durabilen, ekonomi ve demokrasi ile gelişen bir yapı, yarınlarımızın en büyük teminatıdır. Yakın gelecekte adaya ulaşmasını beklediğimiz su, gelişme açısından önemli bir adım olacaktır. Geniş tabanlı yeni hükümetimizin, reformlarla toplumsal gelişim yönünde önemli adımlar atması beklentimizdir. Dünya bugün, küreselleşme paradigmasının etkisinde dönüyor. Ülkeler arasında yoğun etkileşimler yaşanıyor. Bu çağda, küresel bağlamın dışında kalmak ciddi sorunları beraberinde getiriyor. En büyük sorunumuz, bu ağa dahil olamamak ve uluslararası hukuk dışında kalmaktır. Bir yandan gerilimin tavan yaptığı, bir yandan da ülkeler arası işbirliği dayatan bir coğrafyada yaşıyoruz. Kıbrıs’ta elde edebileceğimiz çözüm başarısı yakın bölgemize de örnek olacaktır. Bu ortak ihtiyaçtan hareket ederek, ortak vizyonla, ortak yarar temelinde bir çözüme ulaşmak olumlu bir sonuç olacaktır. 20 Temmuz’un özel bir anlamı var. Özgürlüğe olan tutku ve barışa olan sevdamızı samimi olarak duyumsuyoruz. Amacımız, adamızda özgürlük ve eşitliğimizden, güvenliğimizden taviz vermeden kalıcı barışı sağlamak, çağdaş dünya ile bütünleşmenin yolunu açmaktır.”
Akıncı Açıklaması 'Kıbrıs'ta Darbe Rejiminin Kökleşmesini Engelleyen 20 Temmuz Olmuştur'
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “20 Temmuz olmasaydı darbe yasaları devam ediyor olacaktı. 20 Temmuz’u bu açıdan değerlendirmek gerekir. Kıbrıs’ta darbe rejiminin kökleşmesini engelleyen 20 Temmuz olmuştur” dedi.