Akıncı Üssü Davasında Sekizinci Celse Sona Erdi

Eski Kurmay Albay Sanık Akyüz: 'Neden bu konuma geldim, olaylar buraya nasıl geldi bilmiyorum. İlk ifademde 'KKK temsilcisiyim' dediğim andan itibaren hayatım değişti. Bu ifademden sonra Kara Kuvvetleri imamı diye hakkımda haberler yapıldı. O tarihte sonra Kara Kuvvetleri imamı olarak bilindim' '(Elindeki svap örneği) Muhtemelen, üs bölgesindeyken yerlerdeki silahlar teslim edilmeden 'Şunları şuraya taşıyın' diye yardım talebinde bulunuldu. Biz de jandarma arkadaşlara yardım için silahları taşıdık'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Akıncı Üssündeki eylemlere ilişkin davanın sanıklarından suç tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Harekat Başkanlığı Teşkilat Şube Müdürlüğünde Kurmay Albay olan sanık Bilal Akyüz, FETÖ'nün 'Kara Kuvvetleri imamı' olduğu suçlamasını reddederek, 'İlk ifademde KKK temsilcisiyim dediğim andan itibaren hayatım değişti. Bu ifademden sonra Kara Kuvvetleri imamı diye hakkımda haberler yapıldı' dedi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada hakim karşısına çıkan Akyüz, mükerrer yargılama olmaması için dosyasının ayrılarak, hakkında daha önce yine darbe suçlamalarıyla açılan davalarla birleştirilmesini talep etti.

Üzerine atılı suçları reddeden Akyüz, 2011-2013 yılları arasında Tunceli'de komando tabur komutanı olarak görev yaptığı, ardından KKK Harekat Başkanlığına tayin edildiğini, 1 Mart 2016'ya kadar buradaki görevini yürüttüğünü söyledi.

Daha sonra, almakla yükümlü olduğu yüksek sevk ve idare eğitimine katılmak üzere İstanbul'a giderek mart-temmuz 2016 tarihleri arasında bu kursa devam ettiğini belirten Akyüz, 'Nisan 2016'da atamalar açıklandı ve alay komutanlığına atandım. Kursum 27 Temmuz'da sona erecekti ve ben 28 Temmuz'da yeni birliğime katılacaktım. 11-15 Temmuz haftası istirahatli olmam nedeniyle Ankara'da bulundum ve doktora için anket çalışmaları yaptım' dedi.

KKK Harekat Merkezinin sözlü görevlendirmesi üzerine 15 Temmuz'da Akıncı Üssü'ne gittiğini öne süren Akyüz, 'Gizli olarak icra edileceği söylenen terörle mücadele harekatıyla ilgili Kara Kuvvetleri Komutanlığından bu harekatın desteklenmesi amacıyla temsilci olarak görevlendirildiğim söylendi. Üsse ön hazırlık ve bilgi edinmek için gittim. Kimseyi tanımadığım gibi kimse de beni tanımıyordu. 143. Filoyu aradım buldum. Oraya girdim. Ne yapmam gerektiğini sordum' diye konuştu.

Üste karşılaştığı askerlerin de görevi tam olarak bilmediğini ve tam bir karmaşanın hakim olduğunu dile getiren Akyüz, askerlerin, 58. Tugay Komutanlığına teslim edilecek bir kutu olduğunu söylemesiyle içinde telsizlerin bulunduğunu öğrendiği kutuyu alıp aracına yüklediğini, Polatlı'ya tayini nedeniyle tanıştığı bir yarbayı arayıp, kutuyu bırakması ricasında bulunduğunu, bu kapsamda yarbayla Çağlayan Sosyal Tesislerinde buluştuklarını anlattı.

Sosyal tesislerde bulunduğu sırada, saat 20.00 civarında 'Operasyon erken başladı. Acilen Akıncı Üssüne gelin' diye aranması üzerine hızla üsse döndüğünü anlatan Akyüz, başlangıçta olayları hiçbir şekilde algılayamadığını, daha sonra olayların şekli değişince kendisini bir odaya tecrit etme arayışına girdiğini öne sürdü.

- 'Telefon görüşmelerini kabul ediyorum'

O andan itibaren muhakemeye başladığını ve ilk aklına gelenin KKK Muhabere Merkezini aramak olduğunu belirten Akyüz, şu iddialarda bulundu:

'Kendime bir büro buldum. KKK Harekat Merkezini askeri hattan aradım. 'Buraya bir operasyon maksadıyla gönderildik ama burada bir karmaşa var, kimin ne yaptığı belli değil. Burada ne yapacağım?' diye sordum. Onlar da 'Bir birlik listesi olması lazım veya biz size bir irtibat listesi söyleyelim, onları bulup o birliklerin durumlarıyla ilgili hususları bize iletin.' dedi. Ben de bunu yapmaya çalıştım. Benim kaderim orada değişti. Çünkü ben herkesi aramaya başladım. Kendi cep telefonumdan tüm o irtibat listesindeki personeli tek tek aradım. Çok miktarda telefon görüşmesi yaptım. Telefon görüşmelerimin hepsini kabul ediyorum. Polatlı iddianamesinde gördüm. Dışarıdan bakıldığı zaman 'Adama bak, herkesle görüşmüş' denilebilir. Birlik listesi üzerinden herkesi aradım. Planlı şekilde yapmış olsam kendi cep telefonumu kullanmazdım. Bu kişilerle idari konularda görüştük, yaralı tahliyesi vardı, bunu konuştuk. Harp Okulundan aradılar. 'Birlikler kesinlikle yanlış ateş açmasın' diye aradılar ben de bu emri birliklere ilettim.'

- 'Aracında çıkan belgeleri yalanladı'

Akıncı'da sadece KKK personeliyle görüştüğünü, kurs personeli olduğu için kimseye emir vermesi veya almasının mümkün olmadığını öne süren Akyüz, 'Neden bu konuma geldim, olaylar buraya nasıl geldi bilmiyorum. İlk ifademde KKK temsilcisiyim dediğim andan itibaren hayatım değişti. Bu ifademden sonra Kara Kuvvetleri imamı diye hakkımda haberler yapıldı. O tarihten sonra Kara Kuvvetleri imamı olarak bilindim.' diye konuştu.

KKK temsilcisi olduğunu belirttikten sonra hakkında farklı suçlamaların da ortaya çıktığını savunan Akyüz, Akıncı Üssünde park edilmiş aracında ele geçirildiği belirtilen, el yazısıyla kaleme alınmış 'İl-ilçe belediye başkanı... Hiç canlı olmayacak. Belki de Başbakan da...' şeklindeki notun da kendisine ait olmadığını öne sürerek, aracının yerini kendisinin savcılığa bildirdiğini, aracında arama yapılırken kendisinin de yer alması gerektiğini kaydetti.

Bu notların aracına başkası tarafından konmuş olabileceğini ileri süren Akyüz, bunun araştırılmasını istedi.

Akyüz, 'Aracım 143. Filoda kaldı. Orada kapıları açık olarak bıraktım. Sabah 10.00'a kadar aracım açıktı. Bunlar benim aracıma konmuş olabilir. Bu notların bana ait olduğu kabulüyle tüm suçlar benim üzerime kaldı. Bu notlar bana aitse bunların hepsinin planlayıcısı olmam lazım ama bunlarla ilgili hiçbir görüşmem yok. Bu birliklerin bir çoğuyla irtibatım yok. Aracımı ailem alsın diye lojmanlar bölgesine kendim götürüp bıraktım. İçindeki notları da bilmiyordum. Aracı kilitleyip bıraktıktan sonra 143. Filoya minibüsle geldim. Bu malzemeler bana ait değil. Bu notları kim hazırlamış veya atama listesi bu notlardan mı hazırlanmış bir bilgim yok. TSK'nın tüm unsurlarını içeren bu notların bir kişi tarafından hazırlanması da hiç mümkün değil.'

Aleyhindeki beyanları kabul etmeyen Akyüz, MEBS okulundan kursiyerleri Akıncı Üssü'ne kendisinin çağırdığını, bunun sorumluluğunu da almaya hazır olduğunu söyledi.

-'Üzerimde silah yoktu'

Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak suçlamasını kabul etmeyen Akyüz, 'Ben belliyim, Allah'a hesap vereceğim. Suçluysam orada çıkacak' dedi.

Akyüz, terör örgütüyle ilgisi olmadığını savunurken 'ByLock' kullanmadığını, FETÖ'yle bağlantılı okul ve şirketlerle bağlantısı olmadığını kaydetti.

'Bilal Akyüz bana darbe için şu görevi verdi' diyen bulunmadığını savunan Akyüz, Akıncı Üssü'nde bir el bile ateş etmediğini, üzerinde silah bulunmadığını öne sürdü.

Buna karşın elinde svap örneği çıktığını söyleyen Akyüz, 'Muhtemelen, üs bölgesindeyken yerlerdeki silahlar teslim edilmeden şunları şuraya taşıyın diye yardım talebinde bulunuldu. Biz de jandarma arkadaşlara yardım için silahları taşıdık. Benimle birlikte birkaç kişi daha taşıdı. Bütün sanıklara sorulabilir' dedi.

- 'Hedef alınmış olabilirim'

'Bazı arkadaşlar sıkıştıkları anda benim adımı vermişler' diyen Akyüz, kendisine 'kumpas' kurulduğuna ilişkin iddialarda bulundu.

Bu iddiasının kendine göre gerekçelerini anlatan Akyüz, 2013-2016'da KKK'da bütün askeri kışlaların sorumlusu olduğunu, çoğunluğu İstanbul ve Ankara'da şehir içinde olan bazı askeri arazilerin devredilmek istendiğini, karargahta buna karşı çıkan az sayıdaki kişiden olduğunu ifade etti.

Yine bir projeye ilişkin de 'Sen projeleri izle gerisini biz halledeceğiz' denildiğini, kendilerinin ise 'arazideki askerlerin ihtiyacını ortaya koyarak, arı kovanına el soktuklarını' öne süren Akyüz, 'Bu yüzden bazı gruplarca hedef alınmış olabilirim' dedi.

Dava dosyasında beyanları aktarılan gizli tanık 'Şapka'nın kim olduğuna ilişkin bir isim açıklayan Akyüz, 2004'te düzenlenen bir gecede oturdukları söz konusu kişinin alkollü bir şekilde kendisine 'daha önce Jandarma Teknik İstihbaratta çalıştığını, teknik dinlemeler yaptıklarını, mailleri kırdıklarını, bilgisayarlara girdiklerini, kuvvet komutanlarını ve 1 milyondan fazla GSM hattını istedikleri zaman dinlediklerini' anlattığını öne sürdü.

- 'Hablemitoğlu'nun takip edildiğini anlattı'

Bu kişinin, 'yazar Necip Hablemitoğlu'nu takip ettiğinden ve suikaste gidince paniklediğinden' bahsettiğini iddia eden Akyüz, ertesi gün ise 'Sana neler anlattım? Hiçbir yerde bahsetme' dediğini savundu.

Akyüz, 'Devrem olduğu için hiçbir yerde söylemedim, uydurduğunu düşündüm ama o beni itibarsızlaştırdı. Demek ki ikinci bir 'Yeşil' ile karşı karşıyayız. Her şeyi söylüyor. Doğruysa sanık olması lazım. Büyük iddialar bunlar.' diye konuştu.

Savunması sırasında bazı müştekilerin 'Bunun darbeyle ne alakası var?' diye seslenmesi üzerine Akyüz, 'Şununla alakası var, bana komplo kurulduğunu değerlendiriyorum, nedenini izah ediyorum' dedi.

Müşteki sıralarından 'Şehitlerden bahset' diye seslenilmesi üzerine Akyüz, 'Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum' diye konuştu.

Akyüz'ün savunmasını tamamlamasıyla duruşma sona erdi. Davaya yarın Akyüz'ün çapraz sorgusuyla devam edilecek.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile