Samsun Mübadele Derneği tarafından her yıl düzenlen “Mübadele ve Balkan Türk Kültürü Araştırmaları Kongresi” DSİ 7. Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu’nda yapıldı. Akademik çevrelerden büyük ilgi gösterilen kongreye Türkiye’nin yanı sıra Yunanistan, Bulgaristan, Kosova, Makedonya, Sırbistan ve Hırvatistan’dan toplam 31 kişi katıldı.
Bunların yanı sıra TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, CHP Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan, MHP Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek, Doğu Makedonya ve Yunanistan’ın Kavala Bölgesi Vali Yardımcısı Archelaos Granas, Kavala Belediye Başkan Yardımcıları Christodoulos Michalakis ve Theodora Vavaleskou, Sarışaban Belediye Başkanı Savvas Michaoılıdıs, Thasos Belediye Başkanı Konstantinos Chatziemmanouil, Paggaion Belediye Başkanı Vasilelos Xoulogis ve mübadiller katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Samsun Mübadele ve Balkan Türk Kültürü Araştırmaları Derneği Başkanı Salih Meriç, Balkan Savaşları’nın 100. yılında yapılan bu önemli kongrenin, bölge ülkelerine barış tohumları ekilmesine vesile olacağını söyledi.
Mübadelede Türkiye’ye bir haftalık bebek olarak geldiğini ifade eden ilk mübadillerden Av. Nilüfer Üstel Kobakoğlu, babasının hatıralarına ve bütün mübadillerin Türkiye’deki haklarının kaybolmamasına ve Yunanistan’dan sürgünde acıklı yaşamları ile doğdukları il hasretiyle, duydukları acıları paylaşarak büyüdüğünü söyledi.
Daha sonra Debreli Hasan türküsünün hikayesine dair Mübadele Derneği Genel Sekreteri Akın Üner tarafından hazırlanan slayt gösteri sunuldu
Bu tür etkinliklerin devam etmesi gerektiğini söyleyen Doğu Makedonya ve Kavala Bölge Vali Yardımcısı Archelaos Granas, mübadillere, “Sizi, atalarınızın topraklarına davet ediyorum” dedi.
Göç etmenin çok acı olduğunu ifade eden CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, “Göç, hayatta kalmanın tek yoludur. Yüzyıllardan beri yaşadığınız topraklardan ayrılmak demektir. Arkanıza bakmadan ayrılmak demektir. Göç ne kadar acı da olsa hayatta kalmanın tek yoludur. Mübadeleyi ilk olarak Yunanistan tarafı istemiş, Türk tarafı da kabul etmiştir. Türk tarafı kabul etmek zorundadır. Çünkü o topraklarda kendi akrabaları vardır” diye konuştu.
5 MİLYON KİŞİ GÖÇ ETTİ 1923 yılında Türkiye nüfusunun yüzde 35 - 40 arasında bir göç aldığını belirten MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, “Mübadele dediğimiz zaman basit gibi gelen bir olayı yaşadığımızı düşünüyorum. Halbuki çok hüzün verici bir tarihi olayın her yıl bir yerde değişik alanlarda anma toplantıları yapılıyor. Ülkemizin her tarafında mübadeleden göç etmiş olanlarla Balkanlardan yani ana yurtlarından ata yurtlarına giden ve oradan tekrar dönen Balkan göçmenleriyle beraber oluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 yılındaki nüfusu 13.5 milyondu. Ama Balkanlardan ve Kafkasya’dan gelen göçmenlerin sayısı 5 milyonu geçiyordu. Yani Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun yüzde 35 - 40 arasında bir göç aldığını söyleyebiliriz. Bunların Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun bu kadar büyük bir kısmının Balkan göçmenleri ile Kafkas göçmenlerinden oluştuğunu söyleyebiliriz. Göç hüzünlüdür. Sizler Anadolu’dan Balkanlara, Rumeli’ye göç ederken, oranın fethinde, oranın Türkleştirilmesinde rol oynarken aynı şekilde Rumeli topraklarını kaybetmeye başladığımız andan itibaren 1878 yılında Osmanlı - Rus Savaşı’nda 1912 yılında Balkan Savaşı’nda ve nihayet 1923 yılında ve devamında mübadele ile çok önemli bir göçü Anadolu’ya geri dönüşü yaşadınız. Bütün dedelerinizin, çocuklarınızın ve atalarınızın tümünün mezarlarını orada bıraktınız. Sadece topraklarınızı, evinizi değil, bütün değerlerinizi orada bıraktınız. Mübadele sırasında çok önemli bir hikaye vardır ‘Son Ezan’ diye. Aslında son ezanı orada dinleyip, Anadolu’ya göç etmek o kadar kolay bir hadise değil. Tabi bugün oralara gidip görebiliyorsunuz. O toprakları tekrar görmeniz ve yaşamanız için gidip görmeniz gerekir. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde mübadillerle ilgili müzeler açılıyor. Elinizdeki tüm değerli şeyleri kendiniz saklamayın, bu müzelere verin. Bu bir tarihtir. Tarihin perçinlenmesi ve unutulmamasıdır” şeklinde konuştu.
Kongrede bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade eden CHP Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan, “Bugün 1 asırdan fazla memleketlerinden, ata vatanlarından kopup ana vatanlarına gelen bütün mübadil dostlarıma buradan sevgilerimi sunuyorum. Doğduğum bu şehirde ilkokuldan buyana beraber okuduğum, ileriye dönük, medeniye yakın, yenilikçi düşünceye sahip gerek muhacir, gerekse mübadil arkadaşlarımla bir arada olmaktan hep onur duydum” ifadelerini kullandı.
Mübadillerin kültürünü yaşatması gerektiğini belirten MHP Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek, “Bugün mübadil olarak ifade ettiğimiz vatandaşlarımız, Osmanlı İmparatorluğunun genişleme döneminde sınır boylarına yerleştirilmiş, Anadolu’dan göç etmiş öz ve öz olan Türk olan kardeşlerimizden başkası değildir. Osmanlı İmparatorluğu ne zaman küçülmeye başladı ve onun küllerinden bugünkü üniter yapıyla ifade ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda karşılıklı mübadele ile tekrar vatanlarına dönen insanlarımızdır. Bugün bize düşen bu kültürü yaşatmaktır” açıklamasında bulundu. BU TÜR OLAYLAR BİR DAHA YAŞANMASIN Samsun’un mübadil nüfusun yoğun yaşadığı kentlerden birisi olduğunun altını çizen Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, “Gerek muhacir olarak gerekse mübadil olarak Samsun’a gelen ve burada yaşamını sürdüren çok sayıda vatandaşımız var. Bu kültürün yaşatılması ve bizden sonraki kuşaklara da aktarılması bakımından ihtiyaç duyulan mübadele müzesinin yapımı konusunda Samsun Valiliği olarak önemli bir çalışma içersinde dernek ile birlikte bunu gerçekleştirdik. Bugün Alaçam ilçemizde bir mübadele müzesi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da onayladığı şekliyle faaliyetine başladı ve burada bu kültürü, bu mübadeleye konu olan birçok olayı yaşatma adına çalışmaları gerçekleştirdi. Lozan Antlaşması gereğince mübadele yapılması ön görüldü ve balkanlardan Türkiye’ye ve Türkiye’den de Balkanlara bir mübadele gerçekleştirildi.
O dönemin şartları içersinde öyle gerekiyordu ve o şekilde bunlar yapıldı. Temennimiz bu tür olayların olmaması ve yaşanmaması” dedi.
TÜRKLERE ZULMEDENLER NEDEN TARİHLERİYLE YÜZLEŞMEZ? Türklerin pek çok konuda suçlanarak haksızlığa uğradığını ifade eden TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener şöyle konuştu: “Ben Samsunlu olmayabilirim ama ben Evladı Fatihanın torunuyum. Dolayısıyla Evladı Fatihanın torunlarının ve il temsilcilerinin ilk mübadil olarak kabul ettiğimiz bir mekandır. Biz Türkler pek çok konuda suçlanarak haksızlığa uğradık. Tarihle yüzleşmek, tarihle barışmak gibi bir kavramı birkaç yıldır tartışıyor ve konuşuyoruz. Yusuf Halaçoğlu’nun yetiştirdiği bir tarihçi olarak niye ben yüzleşiyorum? Niçin ben yüzleşmek zorundayım da ama katliamlara uğrayan, haksızlıklara uğrayan, yokluk gören burada ifade etmekten utandığım zulümlere uğrayan biz Türkler ile ilgili olarak tarihlerine yönelik barışmayı hiç kimse talep etmez. Barış önemli bir kavram. Barış insanlığın ihtiyacı olan bir kavram. Ama barış tek başına olabilen bir şey değildir. Barışı kurmalıyız, insanlık için kurmalıyız. Ama Türk milleti acılarını unutmayı tercih eder. Biz acılarımızı, kötülükleri unutmayı tercih eden bir milletin çocuklarıyız. Ama bunu söylediğim zaman Evladı Fatihanın torunu bir ağabeyim bir yazı yazdı bana. Oda dedi ki, ‘Ey Akşener, evet, unutmak belki güzeldir. Eğer barış tesis edilecekse, milletler kenti tarihlerindeki acıları da hatırlamak zorundadırlar. O acıların hatırlanması zaferlerin hatırlanması kadar önemlidir. O acılardan alınacak dersler, o acılardan çıkarılacak sonuçlarla belki insanlık için barış tesis edilebilir.’ Ama barış tesis etmek biliyorum ki hem bir akademisyen olarak hem de bir 20 yıllık politikacı olarak tek başına mümkün değildir. Barış tesis edebilmek için karşınızda birilerinin de istemi lazım. Ben dedemin bulunduğu köyü göremedim, görmeyi çok isterdim. Ben babamın babasının dışında bir mezar görmedim, görmeyi çok isterdim. İnşallah görebilirim. Ben, Yunanistan’ın Drama Sancağı’nın Sofular Mahallesi’nden Tahir Efendi’nin torunu Meral Akşener’im. Keşke onu görebilseydim. Ben Drama’nın Yeni köyünden Hüseyin Efendi’nin torunu Meral Akşener’im. Keşke Hüseyin dedemin de mezarını görebilseydim. Bu tür toplantılar bizi birbirimize kaynaştıracaktır. Bu tür toplantılar dostlukları arttıracaktır. Annem 1.5 yaşında, babam da 2.5 yaşında gelmiş. Anneannemi tanıdım, halamı tanıdım. Dolayısıyla ben 3. kuşağım ve benim babamın amcası da Hasan Tahsin Argun’du. Babamızla çalışmış bir insandı. Hepsini bıraktık geldik. Mezarlarımızı, evlerimizi, topraklarımızı, kültürümüzü, canımızı bıraktık geldik. Ama ana yurdumuzda bizim insanımız ekmeğini bizimle paylaştı. En büyük hemşehrimiz, bu ülkenin kurucusu büyük Atatürk sayesinde de yabancı gibi olmadık.”
Akşener: “türk Milleti Acıları Unutmayı Tercih Eder”
TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener, Türklerin pek çok konuda suçlanarak haksızlığa uğradığını belirterek, “Türk milleti acılarını unutmayı tercih eder” dedi.