Albay Çiçek'in davası başladı - GÜNCEL

''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasının tutuklu sanığı Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım, ''Benim Perinçek ile irtibatlı olmam için Ergenekon'a ihtiyacım yok. 18 yaşımdan beri İşçi Partisi üyesiyim'' dedi.



''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasının tutuklu sanığı Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım, ''Benim Perinçek ile irtibatlı olmam için Ergenekon'a ihtiyacım yok. 18 yaşımdan beri İşçi Partisi üyesiyim'' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Yıldırım, mahkemenin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in sanıkları arasında bulunduğu dava ile birleştirme kararındaki ''Bir hakimin kararını verirken özgür olabilmesi için yasama ve yürütme organlarına karşı bağımsız olması yetmez. Aynı zamanda kendi içinde bulunduğu yargı sisteminde diğer yargı organlarına karşı da bağımsız olması gerekir'' saptamalarını hatırlattı.

Tutuklanmasının, yargının yürütme karşısında bağımız olmadığını gösterdiğini öne süren Yıldırım, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat arasında geçtiği iddia edilen görüşmenin kayıtlarını duruşma salonunda dinletti.

Bu ses kaydının flash bellek içesinde kendi şahsına değil, dergiye gönderildiğini ifade eden Yıldırım, bu görüşmeye ilişkin İP Başkan Vekilinin 17 Ekim 2009'da basın açıklaması yapmasının ardından, ertesi gün dergide haber olarak yayımladıklarını dile getirdi.

Ses kayıtlarıyla kişisel olarak alakası olmadığını ifade eden Yıldırım, basın kuruluşu olduklarını, basın faaliyeti çerçevesinde bu görüşmeleri basın açıklamasının ardından bazı gazetelerle birlikte haberleştirdiklerini kaydetti.

Yaptıkları bu haberde kamu yararının olduğunu, özel hayatla ilgisinin bulunmadığını öne süren Yıldırım, hiçbir örgütsel bağlantı ve delil olmadan 9 aya varan tutukluluğum kanunsuzca sürdürüldüğünü belirtti.

Yıldırım, Başbakanlık Müsteşarlığından savcılığa faks gönderilmesinin ardından verilen talimat üzerine tutuklandığını ileri sürdü.

Ses kaydının 2004 yılında gerçekleştiğini, bunu kayıt altına alanı bulmanın da savcılığın görevi olduğunu ifade eden Yıldırım, iddianamede kendisiyle ilgili telefon dinlemeleri ve teknik takibin de olmadığını söyledi.

-''İSTİHBARAT ARŞİVİ OLSA ONU DA HABER YAPARIZ''-

Bu kayıtların, örgütün özel istihbarat arşivinden kendilerine haber yapmaları için gönderildiği iddialarına da değinen Yıldırım, ''Örgüte ait özel istihbarat arşivi yok. Benim bunları oradan aldığımın da delili yok. Böyle bir arşivi önünüze koyacak olan savcılardır. Böyle bir arşiv elimizde olsa onu da haber yaparız. Savcı Zekeriya Öz'den mi korkacağız'' dedi.

Yıldırım, ''Ergenekon'' nedeniyle 300'e yakın kişinin ifadesinin alındığını, kendisiyle ilgili bir beyan olmadığını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bu kadar sanık içinden sadece Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisinde çalışıp da soruşturmaya uğrayanlar dışında kimseyi de tanımamaktayım. Sayılan 6 kişiyle olan görüşmelerim Aydınlık ve İP ilişkisi çerçevesindedir. Adnan Türkkan, Tunç Akkoç, Öncü Gençlik içinden 10 yıllık arkadaşlarımdır. Benim Perinçek ile irtibatlı olmam için Erenekon'a ihtiyacım yok. Ben 1996 yılında İP'e üye oldum. 18 yaşımdan beri İP üyesiyim. Öncü Gençlik'in 8 yıl merkez yöneticiliğini, 2 yıl da genel başkanlığını yaptım. İP dışında, hiçbir örgütün üyeliğini ve disiplinini hiç kimse kabul ettiremez bana. 8 ay değil, 80 ay hapiste tutsanız iddia edilen başka bir örgütün disiplinine girdiğimi bana kabul ettiremezsiniz. Şimdi bu delillerle ben tutukluysam Doğu Perinçek'in genel başkanlığını kabul ederek, İP'e üye olan 50 bin kişiyi tutuklayıp yargılamanız gerekir. Perinçek, partinin genel başkanı ve dergimizin baş yazarıdır. Onunla yazışmak suç mudur?''

Yıldırım'ın savunmasını tamamlamasının ardından, daha önce alınan ifadeleri okundu. Duruşma, Yıldırım'ın çapraz sorgusuyla devam ediyor.

Star Gazete
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile