Albayrak'a 28 Şubat Sürecinde 'Yalan Beyan' Teklifi

Yenişafak Medya Grubu ve Yenişafak Holding İcra Kurulu Başkanı Albayrak: 'Bir operasyonda 7 ve 11 yaşındaki yeğenlerimi de gözaltına aldılar. Bize işkence yaptılar. Daha sonra yapılan bir operasyonda, Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan 03.00 gibi odasına çağırdı beni. 'Sen şerefli bir adamsın. Mali durumunu inceledim. Sen vergi rekortmenisin. Bu siyasilerle hukukun seni sıkıntıya sokuyor. Senin önüne koyacağımız birtakım iddialar var. Bunlara istediğimiz cevapları verirsen, arka kapıdan geldiğin gibi gideceksin.' dedi' 'O zaman yeni iktidar olan AK Parti ve şimdiki Sayın Cumhurbaşkanı aleyhine ifade vermemi istediler. Kabul etmedim. 'O zaman senin bildiğin dilden anlarız.' dediler ve ben dahil bir sürü kişiye elektrik verme suretiyle işkence yaptılar'

HALİL İBRAHİM BAŞER - Yenişafak Medya Grubu ve Yenişafak Holding İcra Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak, 28 Şubat'ta kendilerine işkence yapıldığını belirterek, 'O zaman yeni iktidar olan AK Parti ve şimdiki Sayın Cumhurbaşkanı aleyhine ifade vermemi istediler. Kabul etmedim.' dedi.

Albayrak, 28 Şubat sürecinde yaşadıklarına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu süreçte Türkiye'de herkesin mağdur olduğunu söyledi.

Vatandaşların inançlarına karşı yapılanların yanı sıra ekonomik mağduriyetler de olduğunu ifade eden Albayrak, 'Bizler, o süreçte sahadaki oyunculardık. Muhalefet eden, özgürlükleri savunabilen birkaç kuruluştan biriydik. Ailece olarak da böyleydik. Bundan dolayı o zulme maruz kalmamız normaldi ve öyle de oldu zaten. Sonuçta hedefteki kitlenin içerisindeydik.' diye konuştu.

Mustafa Albayrak, 1997'den itibaren kendilerine defalarca operasyon yapıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:

'Birinde ailenin ve şirketin yetişkinlerinin tamamına yakınını bir hafta gözaltına aldılar. Sonra 2001'de tekrar aldılar. O dönem 6 ay cezaevinde yattım. O süreçte 300 lira ceza verildi. O da tecil edildi. O dönemin mahkeme başkanı, üzerilerinde çok baskı olduğunu belirterek, kararı temyiz etmememiz için ricada bulundu. Temyiz ettik. Yargıtayda onandı. Bu operasyonda 7 ve 11 yaşındaki yeğenlerimi de gözaltına aldılar. Bize işkence yaptılar. Daha sonraki yıllarda da o zaman Organize Suçlar Şube Müdürü olan Adil Serdar Saçan 03.00 gibi odasına çağırdı beni. 'Sen şerefli bir adamsın. Mali durumunu inceledim. Sen vergi rekortmenisin. Bu siyasilerle hukukun seni sıkıntıya sokuyor. Senin önüne koyacağımız birtakım iddialar var. Bunlara istediğimiz cevapları verirsen, arka kapıdan geldiğin gibi gideceksin.' dedi. O zaman yeni iktidar olan AK Parti ve şimdiki Sayın Cumhurbaşkanı aleyhine ifade vermemi istediler. Kabul etmedim. 'O zaman senin bildiğin dilden anlarız.' dediler ve ben dahil bir sürü kişiye elektrik verme suretiyle işkence yaptılar.'

- 'Eylemcilere otobüs verdiğimiz için DGM'de yargılandık'

Albayrak, başörtülü kızların yaptığı eylemlere otobüs temin ettikleri için kapatılan Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) yargılandıklarını ancak yılmadıklarını ifade etti.

O süreçteki asıl mağdurların, başörtüsü nedeniyle okullardan atılanlar ve veliler olduğunu vurgulayan Albayrak, 'Onların inancını yaşamaktan başka amaçları yoktu. Bizimse muhalefet yapmak iddiamız vardı kurum olarak. Gazetelerinden atılan Cengiz Candar, Nazlı Ilıcak, Mehmet Barlas, Kürşat Bumin, Ali Bayramoğlu gibi kişileri gazetemize almıştık. Bunların bazıları bugün yanlış işler yapsa da o zamanlar iyi işler de yaptılar. Silahlı kuvvetler onların hiçbirinin yazmasını istemiyordu. Tehdit edildik bundan dolayı. Çok pabuç bırakmadık onlara.' şeklinde konuştu.

28 Şubat'ın ekonomik boyutunun da olduğunu dile getiren Albayrak, şöyle devam etti:

'28 Şubat ekonomik bir darbeydi. Onu yapanların inançlarla sorunu vardı ama asıl maksatları Türkiye'yi soyup, güçsüz bir ülke oluşturmaktı. Böyle bir Türkiye'de her türlü şeyi yapabileceklerini biliyorlardı. 28 Şubat'ın en önemli boyutlarından birisi, başörtülü olduğu için hastanelere alınmayanlardı. Bir hastanın devlet hastanesinde başörtülü diye tedavi edilmemesi, bizim gördüğümüz işkencenin yanında çok daha önemlidir. Bu insanlık dışı bir uygulamaydı. İnsanlar bunları yaşarken, bizi arayıp, muhabir istiyorlardı. Gönderdiğimiz muhabir de başörtülü olduğu için içeri alınmıyordu. 2002 tüm bunların bitmesi için önemli bir fırsat oldu. O yılki seçimler olmasaydı, Türkiye'nin bir Suriye ya da Irak olmaması için hiçbir sebep yoktu. Bunun altyapısı hazırdı. Bugün ne kadar şükretsek azdır. Şahsi olarak bize ekonomik sıkıntılar yaşattılar, ambargolar koydular. Cezalar kestiler ancak ekonomik kayıpların pek önemi yok. lke özgürlükler anlamında çok şeyler kaybetti.

- '15 Temmuz 28 Şubat'ın devamıdır'

Yenişafak Medya Grubu ve Yenişafak Holding İcra Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak, bundan sonraki süreçte askeri darbe olmasa da 15 Temmuz benzeri olayların her zaman yaşanabileceğini dile getirerek, şunları kaydetti:

'Ancak halk artık uyandı. Bunlara prim vermeyeceğini gösterdi. Birileri 'ah vah' ediyor ancak bence 28 Şubat'ı da 15 Temmuz'u da iyi ki yaşadık çünkü bu süreçlerden sonra bunların farkına varılıp, temizlenme yapıldı. Bunlar yaşanmasaydı bunlar içimizde ur olarak yaşamaya devam edeceklerdi. Fırsat buldukça, vücut daha zayıf olacağı için ortaya çıkacaklardı. En azından bunları tespit etme şansımız oldu. Bundan sonra da bu tür şeylere kalkışacak olanlar cesur olamayacaklar. 15 Temmuz 28 Şubat'ın devamıdır. Çünkü o dönemdekiler, şimdikilerin aynılarını söylüyorlardı.'
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile