Susesi Otel'de gerçekleştirilen 20. Ulusal Kanser Kongresi kapsamında Antalya'da bulunan Doç. Dr. Levy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir takım moleküler değişiklikleri bilmediklerinden dolayı 10 yıl öncesine kadar bütün kanser hastalarına aynı tedavi yöntemini uyguladıklarını söyledi.
Moleküler değişikliklerin ayrımının farkına varmalarının ardından her kanser türüne farklı tedavi uygulanması gerektiğini belirlediklerini anlatan Levy, artık her akciğer kanserinin aynı olmadığını bildiklerini kaydetti.
Kişiye özel ilaç tedavinin, her hastanın bireysel özellikleri, genetik yapısına göre tedavi yöntemi belirlenmesi anlamına geldiğini dile getiren Levy, bunun tıpta geleceğin tedavi anlayışını oluşturmasının beklendiğini vurguladı.
Kişiye özel tedavinin temelinde her hastalığın aynı olmaması ayrımının yattığını ifade eden Levy, "Akciğer kanseri saptanmış hastalara bir süredir kişiye özel tedavi yöntemi uygulanıyor. Bu şekilde hastaların tedaviye yanıt verme şansının yükseltilebildiği dikkatimizi çekti. Örneğin artık EGFR ve ALK gibi yönlendirici mutasyonları test edebiliyoruz. Bu mutasyonlar bütün akciğer kanserlerinde değil ama bir bölümünde bulunabiliyor. Eğer bu mutasyonlar varsa hastaya kemoterapi değil de ona göre tedavi yöntemleri uyguluyoruz" dedi.
Levy, dört hastadan birine hedefli tedavi uygulayabildiğini bildirerek, bu sayede hastanın daha uzun yaşayabildiğini, yaşam kalitelerinin arttığını kaydetti.
Kişiye özel tedavide hastalara kemoterapi yerine basit bir hap verdiklerine işaret eden Levy, şöyle devam etti:
"Amerika'da çalıştığımız klinikte geleneksel tıbbi tedavilerin yanı sıra yaşam kalitesini artırmaya yönelik destek tedavilerini de çok önemsiyoruz. Hastanın yaşam kalitesini müzikle tedavi yöntemi ile de artırabiliyoruz. Yaşam süresini uzattığına dair elimizde bir veri yok ama yaşam kalitesini çok artırdığına inanıyorum. Bizim kliniğimizde müzisyenler var. Gitar, piyano eşliğinde hastalarımız kemoterapi tedavisi alıyor."
-"Sigarayla savaşmanın en önemli işimiz olduğuna inanıyorum"-
"Bütün kanser türleriyle kıyaslandığında en fazla ölüm, akciğer kanserinden oluyor" diyen Levy, "Daha iyi tedavi yöntemleri üretmek ve kanseri önlemek için daha fazla gayret gösterilmesi gerekir. Kanserin önlenmesinde eğitim önemli bir faktör. Ben de ABD'de ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde sigaranın zararları ile ilgili bilinçlendirme eğitimlerine katılıyorum" diye konuştu.
Levy, sigaranın bırakılmasının akciğer kanserinin önlenmesinde önemli dönüm noktası olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Amerika'da yüksek risk taşıyan hastalarda bir araştırma yaptık. Bu riskin en fazla olduğu hastaların 55 yaş ve üzerindeki insanlar olduğunu belirledik. Bu hastaları yıllık olarak bilgisayar üzerinden test edersek, erken dönemde kanseri teşhis edebiliriz. Akciğer kanserinden ölüm riski bu şekilde yüzde 20 azalır. Kanserle ilgili en önemli risk faktörü olan sigarayla savaşmanın en önemli işimiz olduğuna inanıyorum. Sigara içmeye başlamamak ve içenlerin bırakmasını sağlamak en önemli amacımız olmalı. Türkiye'de gördüğüm, sigara paketlerinin üzerindeki 'Sigara öldürür, sigara akciğer kanserine neden olur' gibi yazıları Amerika'da uygulamaya çalıştık ancak başarılı olamadık. Bu uygulamanın insanları sigaradan uzaklaştırmak için önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle gençlerin sigaraya başlamamasında bu önemli. Görsellerin hedefi gençler olduğu için etkilerini uzun zaman içinde görebiliriz."
Kapalı alanlarda sigara içme yasağının, sigara içmek için yer bulunamamasından dolayı sigara içilmemesini sağladığını, bunun da sigaranın bırakılmasında etken olduğunu dile getiren Levy, sigara reklamlarının artık kitle iletişim araçlarında görülmediğini ve organizasyonlara sponsor alamadıklarını belirtti.
-"Kanserden ölümler 2030 yılında damar hastalıklarını geçebilir"-
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Yaşam Kalitesini Destekleme Programı sorumlusu Prof. Dr. Hakan Bozcuk, Türkiye'de kişiye özel tedavinin dünyada yeni bir uygulama olduğunu dile getirerek, bu yöntemlerini takip ederek hastalarına uyguladıklarını söyledi.
Hedefe yönelik tedavi denildiğinde birçok kanser türündeki tedaviyi kapsadığını, bunların hepsinin dünyada aktif bir geliştirme sürecinde olduğunu anlatan Bozcuk, "Bu çalışmalar devam ediyor. 3-5 yıl sonra bunlardan dünyada daha fazla olacak. 30 yıl önce tek tip bir akciğer kanseri vardı ama bugün kişiye özel tedavinin olduğunu gördük. Son 10 yılda bununla ilgili araştırmalar hızlandı. Son 5 yıl da ise şaha kalktı" dedi.
Günümüzde ölümlerin en fazla damar sistemleri hastalıklarına bağlı olarak gerçekleştiğini, kanserden ölümlerin ikinci sırada olduğunu ifade eden Bozcuk, "Kanser hastalarının sayısının her geçen gün artıyor. Kanserden ölümler 2030 yılında damar hastalıklarını geçebilir. Hedefe yönelik tedavi yöntemi, daha düşük bir yan etki ile bir tedavi verebilir, hastaları daha kaliteli yaşatabilir" diye konuştu.
Muhabir: Yusuf Karadağ
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu
Albert Einstein Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Levy Açıklaması
ABD'deki Albert Einstein Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Benjamin Levy, "Bütün kanser türleriyle kıyaslandığında en fazla ölüm, akciğer kanserinden oluyor" dedi.