Ali İsmail Korkmaz Davası Ertelendi

Eskişehir’deki Gezi Parkı olaylarında hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesine ilişkin görülen dava 26 Kasım tarihine ertelendi.


Davada Korkmaz ailesinin avukatı Özlem Şenabay, “Biz yalnızca Ali İsmail Korkmaz’ın beyin kanaması yaşayacağı darplardan bahsetmiyoruz. Adli Tıp Kurumu raporu ve görüntüler iddiamızı destekler nitelikte, eziyet çektirecek nitelikte ve zalimane bir şekilde öldürme söz konusu. Vücudunu komple çürütecek, ödem oluşturacak şekilde dövülmesi söz konusudur. Bu çerçevede Adli Tıp Kurumu raporu iddiamızı destekler nitelikte” dedi.

Avukat Özgür Özlem Öngel ise, “Ali İsmail’in kullandığı özel ilaçlar var. Bunlar kanın akışını hızlandıran ilaçlardır. Ali İsmail Korkmaz da bu ilaçlardan kullanıyor. Kafatasında, sağ çene kemiği ve sol elmacık kemiğinde kırık, kafatasından aldığı darbeler sonucunda canice katledilen insanın bu ilaçları kullanmasından mütevellit öldüğünü söylemek büyük bir trajedidir. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en alçak cinayeti işlenmiştir. Raporda, ölümün tamamen canice işlendiği ortada” diye konuştu.

Sanık Mevlüt Saldoğan, yaptığı savunmasında, “İddiaları kabul etmiyorum. Canavarca hisle hareket etmedim. Daha önce verdiğim ifadelerde 3 gündür görevde olduğumu, her türlü saldırıya ve hakarete uğradığımızı söylemek isterim. Bizi bu boyutumuzda değerlendirin. Ayrıca raporları kabul etmiyorum. Kanser hastası bir çocuğum var. Mağdur durumda. Benim kaçma gibi bir ihtimalim yok. Ben kendi öz iradem ile gelerek teslim oldum. Benden ziyade ailem mağdur edildi. Mümkünse tutuksuz yargılanmak istiyorum” derken, tutuklu sanık Ebubekir Harlar, “Görüntülerde ne yaptığım apaçık belli. Şahsın önüne geçtim ve hemen çekildim. Olaydan önce veya sonra kimseye bir şey yapmadım. Kimseye bir düşmanlığım yoktu. Benim tek derdim evime gitmekti. Tahliyemi talep ediyorum” diye savunma yaptı. Avukatı Mutlu Karayılan, “Tutukluluk halinin devam etmesini kabul etmiyorum. Maktül öldükten sonra biz hikayesini yazarız şeklinde senaryo yazıldı. Adli Tıp Kurumu raporu kopyala yapıştır şeklinde olmuştur. Adli Tıp Genel Kurulu’nun temeline esas olacak CD’ler gönderilmesine rağmen raporlar önceden hazırlanmış, CD’ler incelenmemiştir.Maktulün hastanedeyken beyin kanaması geçirmediği Adli Tıp Kurumu raporunda belliydi.

Biz bu güne kadar iddia ediyoruz ki darp edilen şahıs Ali İsmail Korkmaz değil, somut bir delil elde edilememiştir. İyileştirilen siluet var ama bu siluet kimin belli değil. Yurt dışında ve Amerika’da görüntülerin iyileştirilmesi için uzmanlar var. Kamera kayıtlarında bizim de gördüğümüz şekilde görüntülere yansıyan kıyafetler çok farklı. Bu güne kadar mevcut tüm görüntüler, diğer görüntülerle birlikte incelenmeli. Şiddete uğrayan kişinin Ali İsmail Korkmaz olup olmadığı belirlenmelidir. Görüntüdeki kişi Ali İsmail Korkmaz değil ise zaten tartışmaya gerek kalmayacaktır. Dosyadaki raporlar taraflı hazırlanmıştır” diye savunma yaptı.

Tutuklu sanık Ramazan Koyuncu, “kesinlikle şahsa bir şey yapmadım. Polisin ‘durdur’ demesi ile şahsı durdurdum. Bu şahıs ana avrat küfür ederek gelen bir şahıstı. Ona rağmen bir şey yapmadım. Tanık olacağıma sanık oldum. Özgürlüğüm elimden alındı. Suçsuz yere yatıyorum. Ailem perişan oldu tahliyemi talep ediyorum” dedi.

Tutuklu sanık İsmail Koyuncu, “O an ani olarak hareket ettim. O akşam devletimin polisinden dayak yediğim halde onlara yardımcı olmaya çalıştım. İnsanlara karşı sevgim ve saygım sonsuzdur. O akşam bir çok mağdur insanlar iş yerime geldi. Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Biz tamamen günah keçisiyiz, biz kader mahkumuyuz. Bize küfür ederek geldi ve küfür ederek gitti. Katil damgası yedim, itibarım kayboldu” dedi.

Tutuksuz sanık Şaban Gökpınar, “Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.

Tutuklu sanık Muhammet Vatansever, “Bu şahıs kesinlikle Ali İsmail Korkmaz değildir. Biz de mağdur olduk. Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.

Tutuksuz yargılanan Yalçın Akbulut, “Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. O şahıs Ali İsmail Korkmaz değildi. Boyu ve kilosu rahatça tespit edilebiliyordu. TÜBİTAK raporunu kabul etmiyorum. Orada bulunmam darp ettiğim anlamına gelmez. Şahısla baş başaydım, istesem darp edebilirdim ama böyle bir niyetim yoktu. Harman ekmek fırınının oraya koşarak gelen kişinin de üzerinde kapşonlu giysisi var. Adli Tıp raporunu da kabul etmiyorum. Merdivenden düşen bir şahsın bu hale gelebileceği normaldir” diyerek kendini savundu.

Sanık avukatları yaptıkları savunmada, Adli Tıp Genel Kurul raporu ve TÜBİTAK’ın raporlarının yetersiz olduğunu ifade ederek, iddiaları kabul etmedi.

Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Verilen aranın bitmesinden sonra mahkeme heyeti, “Esas hakkındaki mütalaasını bildirmesi için dosyanın iddia makamına gönderilmesine, Mevlüt Saldoğan’ın müdafiine savunma için süre, Adli Tıp Kurumu raporlarının yeniden alınması talebinin reddine, olay yerinde yeniden çalışma yapılması taleplerin reddine, Mevlüt Saldoğan’ın görüntüler ile ilgili olarak yeni bir bilir kişinin dinlenmesi talebinin reddine, tutuklu sanıkların tutukluluk haline devamına, Yalçın Akbulut’un tutuklanma talebinin reddine, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin 30 Ekim tarihinde tekrar gözden geçirilmesine” karar vererek duruşmayı erteledi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile