Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın Kıbrıs çıkışının ardından Alman hükümetinin küçük ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU), Türkiye‘nin AB‘ye üyelik müzakerelerinin durdurulmasını talep etti. Alman hükümeti ise Kıbrıs konusunda Türkiye ile farklı görüşlere sahip olmasına rağmen görüşmelere devam edilmesinden yana olduğunu açıkladı.
KKTC‘yi ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın, Kıbrıs sorunu çözülmeden Rum Kesimi‘nin dönem başkanı olması durumunda Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin donacağını, Rum yönetimini kesinlikle muhatap almayacağını açıklamasının ardından Alman hükümeti, Türkiye ile AB üyeliği konusunda müzakerelerin durdurulmasını masaya yatırdı. Koalisyonun küçük ortağı CSU‘nun talebine rağmen, ‘açık uçlu‘ müzakerelerin devamına karar verildi.
Kıbrıs konusunda her iki ülkenin farklı görüşlerde olmasına rağmen, hükümetin bu konudaki tutumu değişmedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Andreas Peschke, ‘Türkiye ile AB‘ye üyelik müzakerelerine daha önce anlaşıldığı üzere ucu açık şekilde devam etmek istiyoruz. Hükümet, kısa süre içinde somut konularda ilerleme sağlanmasını ümit ediyor.‘‘ dedi. Peschke, müzakerelere devam etmek için Türkiye‘nin limanların Rumlara açılmasını öngören Ankara protokolünde de ilerleme sağlaması gerektiğini kaydetti.
Ankara Protokolünde, Türkiye‘nin gümrüklerini tüm AB üyelerine açması istenirken, Türkiye ise Kuzey Kıbrıslı Türklere ticarette kısıtlama getirildiği için Güney Kıbrıs‘a gümrük kapılarını açmayı reddediyor.
BİRLİK PARTİLERİ, TÜRKİYE‘NİN AB ÇIKIŞINI TARTIŞIYOR
Erdoğan‘ın Kıbrıs çıkışı, Alman Birlik Partileri CDU/CSU arasında tartışma başlattı. Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) söz konusu açıklamanın ardından Türkiye‘ye karşı sert bir yol izlenmesini ve üyelik görüşmelerin iptal edilmesini veya askıya alınmasını talep ederken, kardeş parti Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) bunu reddetti. CDU, Türkiye‘nin 2012‘de Güney Kıbrıs‘ın AB başkanlığı döneminde AB ile ilişkileri dondurması planını eleştirdi. Federal Meclisin Dışişleri Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz (CDU) ilişkilerin iptaline yönelik bir adımın her iki taraf için de stratejik seçenekleri ortadan kaldıracağını söyledi. ‘‘Bu şekilde Türkiye‘deki eksiklikler daha uzun süre devam eder.‘‘ şeklinde konuşan muhafazakar siyasi, buna karşın Başbakan Erdoğan‘ın çıkışının da akıllıca olmadığını iddia etti.
"ERDOĞAN‘IN TEHDİTLERİNE DAHA FAZLA MÜSAMAHA GÖSTEREMEYİZ"
CDU‘nun Avrupa Parlamentosu milletvekili Elmar Brok, ‘‘AB‘ye üye olmak isteyen kurallara uymalı.‘‘ dedi ve Başbakan Erdoğan‘ın AB içinde kiminle konuşup kiminle konuşamayacağını seçemeyeceğini söyledi. Brok, Kıbrıslıların (Rumların) AB dönem başkanı olarak Türklerin muhatabı olacağını ve bu baskıyla siyasetlerini değiştirmeyeceklerini kaydetti. CSU Genel Sekreteri Alexander Dobrindt ise, Kıbrıs‘ın AB dönem başkanlığı döneminde AB ile ilişkileri askıya almak isteyen Türkiye‘nin birlik içinde bir işi olmadığını savundu. Dobrindt, Erdoğan‘ın Kıbrıs konusundaki tehditlerine ve baskı denemelerine Avrupa‘nın daha fazla müsamaha gösteremeyeceğini savundu.
Alman Hükümeti, Türkiye‘yle Müzakerelerin Durdurulmasını Tartıştı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın Kıbrıs çıkışının ardından Alman hükümetinin küçük ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU), Türkiye‘nin AB‘ye üyelik müzakerelerinin durdurulmasını talep etti. Alman hükümeti ise Kıbrıs konusunda Türkiye ile farklı görüşlere sahip olmasına rağmen görüşmelere devam edilmesinden yana olduğunu açıkladı.