Altın Koza'da 'Bir Zamanlar Anadolu'da' galası

Yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes'dan ödüllü filmi Bir Zamanlar Anadolu'da'nın Türkiye prömiyeri gerçekleşti.

18. Adana Altın Koza Film Festivali'nde dün Nuri Bilge Ceylan'ın Bir Zamanlar Anadolu'da filminin galası yapıldı. Yarın gösterime girecek filmi seyirci de eleştirmenler de beğendi.

Adana, Türk sinemasına kısa süreliğine de olsa ev sahipliği yapıyor. SABAH'ın ana basın sponsoru olduğu 18. Altın Koza Film Festivali kentte tüm coşkusuyla devam ediyor. Adanalılar önceki yıllara göre daha bir sahiplenmiş gözüküyor festivali. Filmlere ilgi yoğun. Dün yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes'dan ödüllü filmi Bir Zamanlar Anadolu'da'nın Türkiye prömiyeri gerçekleşti. Yaklaşık 1000 kişinin katıldığı bu ilk gösterime Cannes'da kırmızı halıda yürüyen ekip eksiksiz katıldı. Nuri Bilge Ceylan, oyuncular Yılmaz Erdoğan, Muhammet Uzuner, Ahmet Mümtaz Taylan, Taner Birsel, yapımcı Zeynep Özbatur Atakan ile birlikte senaristler Ercan Kesal ile Ebru Ceylan ve filmin tek kadın oyuncusu Cansu Demirci mini kırmızı halıdan yürüyerek galaya iştirak ettiler. Heyecanlılardı ama Nuri Bilge Ceylan'ın deyişiyle farklı bir heyacandı bu. Ceylan, "Cannes profesyonel bir festival ama atmosfer biraz soğuktur. Ama Adana sıcak ve daha samimi bir ortam" diyerek bu farklı heyecanını dillendirdi. Filminin Adana'da ilk gösteriminin yapılmasının sebebini ise, "Adana'yı, Yılmaz Güney'i seviyorum" diyerek açıkladı. Yarın Türkiye'de gösterime girecek filmi hem seyirciler hem de eleştirmenler beğendi. Film, gösterimden sonra salondan büyük alkış aldı. Bu özel gösterimin dışında özellikle Ulusal Uzun Metraj Yarışma'daki filmlere ilgi yoğun. Öyle ki salonlarda yer bulmak zor. Salı günü daha önce vizyona giren Kaybedenler Kulübü ile Memleket Meselesi seyirciyle buluştu. Dün ise Uzak ile Cannes'da En İyi Erkek Oyuncu Ödülü (Mehmet Emin Toprak ile) alan Muzaffer Özdemir'in yönettiği ilk film Yurt, Hatice Aslan'ın rol aldığı Vücut, 1996 ve 2000'deki ölüm oruçlarını anlatan belgesel Simurg ve Cannes'da özel bir gösterimi yapılan, Türk diplomatların 2. Dünya Savaşı sırasında Türkiye vatandaşı Yahudileri kurtarma öyküsünü konu eden belgesel Türk Pasaportu seyirci huzuruna çıktı. Dünkü gösterimlerde özellikle belgeseller ön plandaydı.

TÜRK PASAPORTU HALK ÖDÜLÜNE YAKIN

Türk Pasaportu'nun, yakın tarihimizdeki çok az bilinen bir kahramanlık hikâyesini anlatması Adana seyircisini epey duygulandırdı. Böyle bir kahramanlık öyküsünü bilmediklerini dillendiren seyirciler, film sonrası yapılan söyleşide yönetmen Burak Cem Arlıer'e bol bol teşekkür ettiler. Bu ilgi, seyirci oylarıyla belirlenen Halk Ödülü'nün de habercisi olarak yorumlandı. Seyirciler bu filmin hem TV'de hem de dünyanın pek çok şehrinde gösterilmesi gerektiğini düşündüklerini söylerken yönetmen Burak Cen Arlıer de müjdeyi verdi: Film ekim sonunda Türkiye'de vizyona girecek, ayrıca New York, Berlin, Moskova gibi şehirlerde de özel gösterimler yapılacak ve TRT'de gösterilecek.

ÖLÜM ORUÇLARININ PERDE ARKASI


Günün ikinci belgeseli olan Simurg ise eski gazeteci Ruhi Karadağ imzasını taşıyor. 10 yılda çekilen belgesel 1996 ve 2000 yıllarındaki ölüm oruçlarını, 96'da ölüm oruçlarına katılan Wernicke Korsakoff hastalığına yakalanan, altı siyasi tutuklunun tanıklığında anlatıyor. Yakın tarihimizin en karanlık 'operasyonunun' perde arkası da bu belgeselde ortaya çıkıyor. Özellikle 2000'deki Hayata Dönüş operasyonunda yaşananlar insanı derinden etkiliyor. Yönetmen Karadağ, gösterime belgeselde rol alan üç tutukluyla birlikte katıldı ve "Zor bir film çektik ama buna değdi," dedi. Seyircilerden bol bol alkış alan filmin de Yılmaz Güney ödülünün favorisi olabileceği düşünülüyor.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile