Altın Portakal Film Festivali'ne Doğru

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali için belediye olarak harcayacakları öngörülebilir bütçenin yaklaşık 12 milyon lira olduğunu bildirdi.


10-18 Ekim tarihlerinde yapılacak 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin tanıtım toplantısı Su Otel'de yapıldı.

Toplantıda konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, festivali uluslararası alanda yeniden adına yakışır altın günlerine döndürmek için kısa zamanda ciddi mesafeler aldıklarını söyledi.

Festival için "gelenekten geleceğe" ve "yerelden evrensele" uzanan bir çizgide yola çıktıklarını anlatan Türel, Altın Portakal'ın yarım asrı aşan tarihiyle ve gelecek vizyonuyla "gelenekten geleceğe" sloganını hak ettiğini kaydetti.

Festivalin halkla buluşmasının çok önemli olduğunu ifade eden Türel, Antalya'nın en ücra köşelerinde yaşayan vatandaşları sinema ile buluşması için halk etkinliklerinin muhakkak yapılacağını bildirdi.

- 12 milyonluk bütçe

Festivalin bütçesiyle ilgili sorular üzerine Türel, geçen hafta 11 milyon liraya 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin ihalesinin tamamlandığını söyledi.

Büyükşehir Belediyesi olarak da 850 bin liralık ödül bütçelerinin olduğunu belirten Başkan Türel, "Yaklaşık 12 milyon lira civarında Büyükşehir Belediyesi olarak harcayacağımız öngörülebilir bir bütçe gözükmektedir" dedi.

Festivale, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davet edilip edilmediğinin sorulması üzerine Türel, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı, Başbakanımızı, bakanlarımızı ve muhalefet parti liderlerini festivalimize davet edeceğiz" diye konuştu.

- Jüri Başkanı Yılmaz Erdoğan

51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nın Jüri Başkanı Yılmaz Erdoğan da toplantıda yaptığı konuşmada, Festival Direktörü Elif Dağdeviren'in söylediklerine katıldığını, fakat artık "yeniden yapılanma" lafını duymak istemediğini söyledi.

Erdoğan, "51'incisini yapıyoruz hala yeniden yapılanıyoruz. Çünkü birisinin yaptığını öbürü yıkıyor, öbürünün yıktığını birisi toplamaya çalışıyor. Bildiğimiz gerçekler bunlar. Hiçbir tarafa mesaj vermeye çalışmıyorum, fakat gerçekten çok sıkıldım. 51 yaşındaki bir festivalin söylediğimiz uluslararası çalışmaları çoktan yapılmış olması gerekirdi" dedi.

Sinema deyince dizilerin devre dışı bırakıldığını, aslında Türkiye'de çoktan uluslararası olmuş bir de dizi sektörü bulunduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin her şehri ve neredeyse her sokağında dizi çekildiğini kaydetti.

Bu yıl 130 film çekildiğini, bunun çok onur verici bir şey olduğunu kaydeden Erdoğan, fakat buna rağmen Türkiye'de bir tane bile film platosu olmadığını, seyirciyi salonlara koşturacak ödüllü filmlerin bulunmadığını dile getirdi.

Yarışmanın festivale heyecan kattığı ve sonuna kadar festivali sürükleyici bir unsur olduğu için önemli olduğunu kaydeden Erdoğan, "Yoksa iyi düşünürsek aslında güzellik yarışması gibi bir şey. Belki de çok doğal değil, ama güzel, yarışmamız güzel, bunun için bir araya gelmemiz güzel" dedi.

Bir basın mensubunun "başkanlık nasıl bir duygu" şeklindeki sorusu üzerine Erdoğan, " yapınca göreceğim, onu bilmiyorum. Eşitlik durumunda iki oyum var, bir tek onu biliyorum" diye konuştu.

"Önceki dönemlerde jüri hep eleştirildi, siz de eleştirilir misiniz?" sorusu üzerine de Erdoğan, eleştirinin her yarışmada olabileceğini, kendisinin de daha önce bazı jürileri eleştirdiğini, bunun çok doğal olduğunu söyledi.

"Korteje katılacak mısınız?" sorusu üzerine de Elif Dağdeviren'e dönen Erdoğan, "Programı yapan arkadaşlar derlerse..." dedi.

Bunun üzerine Dağdeviren'in "evet katılacaksınız" sözleri üzerine Erdoğan, "Böyle derlerse düşünürüz, hoşumuza giderse katılırız... ama katılacakmışız" şeklinde esprili bir yanıt verdi.

"BKM'de varoşlardan gelen çocuklara yer var mı?" sorusu üzerine Erdoğan, "Bizim eğitmek için aldığımız çocuklar zaten yoksul çocuklar, belki sonradan parayı buldular, sen ondan karıştırmış olabilirsin" dedi.

- Festival Direktörü Dağdeviren

Festival Direktörü Elif Dağdeviren de festivalin nasıl yapılacağı, filmlerin nasıl seçileceği ve jüri üyeleri hakkında bilgiler verdi.

Festivalin vurgusunun "gelenekten geleceğe" olduğuna dikkati çeken Dağdeviren, festivalin hem geleneklerine sahip çıkan hem de geleneklerini oluşturan ve bunlarla sinemanın ve bulunduğu coğrafyanın, ülkenin geleceğine katkıda bulunan bir festival olduğunu bildirdi.

Aslında 11 ay sürecek bir çalışmayı 2,5 ay gibi kısa bir zamana sığdırdıklarını anlatan Dağdeviren, buna rağmen özellikle uluslararası festivalleri iyi bilen festival komitesi üyeleri sayesinde çok iyi bir çalışma çıkarttıklarını ifade etti.

Festivalde verilen ödül heykelciliğinin sürekli değiştiğini, oysa ödülün olduğu gibi kalması gerektiğini kaydeden Dağdeviren, bunun için 1964'te verilen ödül ne haldeyse tekrar ona geri dönülmesi gerektiğini, bu ödüle göre de heykelciğin yeniden tasarlandığını dile getirdi.

Dağdeviren, şöyle konuştu:

"İlk ödül, benim çocukluğumun da geçtiği bir evdeydi, Halit Refiğ ve Gülper Refiğ'in evi. Halit Refiğ,'Gurbet Kuşları' ile 1964'te Altın Portakal'ı alan ilk yönetmen. Gülper Refiğ'i aradım, beni kahvaltıya çağırdı. Orada 'Bana bu ödülü ödünç verir misiniz' dedim. 'Sana güvenirim Elif, hemen' dedi.

Halit Refiğ'in ödülünden yola çıkarak, venüs heykeline sadık kalarak bir kez daha yorumladık. Festivalin uluslararası ödülünü de modern sanatın izleriyle tasarladık."

Bu arada Halit Refiğ'e verilen orijinal Altın Portakal ödülünü de getiren Dağdeviren, ödülde bulunan portakal figürünün eksik çıkması üzerine kısa süreli bir telaş yaşadı. Salonda heykelciğin üzerinde bulunan portakal aranırken, söz konusu parçanın İstanbul'da kaldığı öğrenildi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile