SİNAN BALCIKOCA - Hayvancılığın gelişmesi için önemli araştırmaların yürütüldüğü Koyunculuk Araştırma Enstitüsünde 20 yıl önce başlatılan proje kapsamında "Anadolu mandası" ile "Bulgar murrahı"nın melezlenmesiyle elde edilen genotiple süt verimi ikiye katlandı.
Balıkesir'in Bandırma ilçesindeki Enstitüde yürütülen projede "Bulgar murrahı" ile "Anadolu mandası" melezlenerek "Murana" adı verilen yeni bir genotip elde edildi.
Projeye başlamadan önce Anadolu mandasından laktasyon döneminde alınan süt miktarı 800 kilogram civarındayken, melezleme çalışmaları sonrası bu rakam 1,5 tonun üzerine çıktı.
Besin içeriği, kalite ve fiyat farkıyla tüm dünyada rağbet gören manda sütünde verimin daha da artması için çalışmalar sürüyor.
Enstitü Müdür Yardımcısı Mehmet Akif Yüksel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Enstitünün mandacılıkla ilgili faaliyetlerinin 20 yıl önce başladığını söyledi.
Bu kapsamda Anadolu mandası ile Bulgar murrahı ırkını melezlediklerini belirten Yüksel, projenin 4'üncü 5 yıllık döneminin bitmek üzere olduğunu aktardı. Yüksel, şöyle devam etti:
"Melezleme çalışmalarımızdaki hedef yıllık bin 800 kilogram süt ortalamasına sahip yüzde 7 yağın altına düşmeden damızlık değeri yüksek hayvanlar üretmekti. Şu an projenin 4'üncü 5 yıllık dönemi bitmek üzere. 4. melez seviyesine kadar ulaştık, 'Murana' dediğimiz tipi elde ettik. Bu tip üzerindeki seleksiyon çalışmalarıyla süt verimimiz bir laktasyon döneminde 1,5 ton civarına ulaştı."
- "Mandanın bakım gideri düşük"
Enstitüdeki manda sayısının 350 olduğunu belirten Yüksel, "Önümüzdeki 5 yılda bu sayıyı 850'ye çıkaracağız. Seleksiyonla sabitleştirdiğimiz tipi de damızlık olarak halka sunacağız. Öncelikli hedefimiz süt üretimini artırmaktı." dedi.
Yüksel, manda sütüne tüm dünyada önem verildiğini dile getirerek, "Besin içeriği çok yüksek. Mandadan elde edilen sütün ekonomik girdileri sığıra göre çok daha düşük. Manda, otu ve samanı daha iyi verime çevirebilen bir hayvan. Bu nedenle bakım gideri düşük. Elde edilen sütün de değeri çok yüksek olduğu için dünya çapında ve ülkemizde talep görüyor." diye konuştu.
- "2 ton barajını geçen bile var"
Süt verimini daha da yükseltmek için çalışmaların devam ettiğini anlatan Yüksel, şunları söyledi:
"Bizim hedefimiz süt verimini, hem melezleme hem de seleksiyonla, Anadolu mandasının dayanıklılık özelliklerini de geri plana atmadan bin 800 kilogram civarına çıkarmaktı. Hem yetiştiricinin hayvandan elde ettiği geliri yükseltmeyi hem de Anadolu mandasının genlerini muhafaza etmeyi amaçlıyorduk, bu hedefimize yaklaştık. Proje 20 yıl önce başladığında Anadolu mandasının yıllık süt verimi hayvan başına 800 kilogram civarındaydı, şu anda sürü ortalamamız 1,5 tonu geçti. Çok yüksek verimli hayvanların içinde 2 ton barajını geçen bile var. Bu da süt verimi yönünden ıslah edilmemiş bir sığır ırkına yakın bir verime yaklaştık. Manda sütünün fiyatı da sığır sütüne göre 3 kat yüksek olduğuna göre çok karlı bir yetiştiricilik olduğu söylenebilir."
- "Damızlık 5 yıl sonra verilecek"
Yüksel, mandanın diğer büyükbaşlara göre daha dayanıklı olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Manda, deli dana hastalıklarına dayanıklı. Kötü ortam koşullarına dayanıklı olduğu için geleceğin çiftlik hayvanı olarak değerlendiriliyor. Tüm dünya bu konuya eğilirken biz bunu bırakmamalıydık, bırakmadık da zaten. Mandanın gebelik süresi 10,5 ay. Henüz projeden damızlık vermedik. Ulaşmak istediğimiz tipe geçen yıl ulaştık. Bu tipten damızlık çıkışları 5 yıl sonra olacak ancak bizim sürü fazlası olarak sattığımız birçok manda şu anda sahada ve yetiştiricilerin elinde."
'Anadolu Mandası'nı Melezleyerek Süt Verimini İkiye Katladılar
Koyunculuk Araştırma Enstitüsünde 20 yıl önce başlatılan proje kapsamında 'Anadolu mandası'nın 'Bulgar murrahı' ile melezlenmesiyle elde edilen genotiple süt verimi iki katına çıktı Enstitü Müdür Yardımcısı Mehmet Akif Yüksel: 'Proje başladığında Anadolu mandasının yıllık süt verimi hayvan başına 800 kilogram civarındaydı, şu anda sürü ortalamamız 1,5 tonu geçti. Çok yüksek verimli hayvanların içinde 2 ton barajını geçen bile var' 'Hem yetiştiricinin hayvandan elde ettiği geliri yükseltmeyi hem de Anadolu mandasının genlerini muhafaza etmeyi amaçlıyorduk, bu hedefimize yaklaştık'