ANALİZ - Alman Otomotiv Devleri Trump'la Pazarlık Masasında
ABD’nin halihazırda 66 milyar dolar ticaret açığı var ve bunun 30 milyar doları, AB’den ithal edilen otomobil ve parçaları faslından kaynaklanıyor. ABD’ye göre bu açığı kapatmak için Avrupalı otomobil üreticilerinin ABD’de daha fazla üretim yapmaları ve Avrupa’dan gelen ithalatın azaltılması gerekiyor Bu her ne kadar yapıcı ve olumlu geçen bir görüşme olsa da genel kanı ABD’nin yüksek çıkarlarına aykırı bir durum tespit edildiği takdirde Trump’ın tarifeleri yükseltmekten bir an bile çekinmeyeceği yönünde Amerikan kulislerinde aslında bu görüşmenin, ABD’de dört fabrika kapatma kararı alan GM’ye bir uyarı niteliği taşıdığı, Avrupalı üreticilerin Trump ile konuşmalarında yeni bir şey olmadığı, zaten bilinen projeler üzerinde konuşulduğu dillendiriliyor Trump, ülkesinin pek çok ülke tarafından sadece bir pazar olarak görülmesini istemiyor. Eğer yabancı bir üretici ABD’de satış yapacaksa, bu ülkeye aynı zamanda katma değer bırakmasını ve istihdam sağlamasını bekliyor Bu açıdan Türkiye için de bir değerlendirme yapacak olursak, Türkiye’de Renault’tan sonra en fazla otomobil satan Volkswagen grubunun hiç üretim yapmadığı göze çarpacaktır. Trump'ın vurguladığı gibi katma değerin o ülke içinde üretilmesi, ülke insanına istihdam sağlanması, hammadde ve ara malın iç pazardan temin edilmesi çok önemli
AB açısından ABD’ye ihraç edilen otomobil ve parçalarına yüzde 25’e varan gümrük vergisi tehlikesi hâlâ güncelliğini korurken Beyaz Saray, Avrupalı üç büyük otomobil devinin yönetim kurulu başkanlarını hafta başında görüşmeye davet etti. Bu davete Volkswagen CEO'su Herbert Diess, Daimler yönetim kurulu başkanı Dieter Zetsche ve BMW’nin baş finans sorumlusu Nicholas Peter katıldı.
Toplantının öncesinde ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, AB ile aralarındaki temel sorunun ABD’nin AB’ye karşı verdiği yüksek ticaret açığı olduğunun altını bir daha çizdi. ABD’nin halihazırda 66 milyar dolar ticaret açığı var ve bunun 30 milyar doları, AB’den ithal edilen otomobil ve parçaları faslından kaynaklanıyor. ABD’ye göre bu açığı kapatmak için Avrupalı otomobil üreticilerinin ABD’de daha fazla üretim yapmaları ve Avrupa’dan gelen ithalatın azaltılması gerekiyor. Böylece ABD’nin hammadde ve insan kaynağı otomobil üretiminde daha çok kullanılacak, ülke içinde istihdam ve toplam talep artacak. Bu da Trump’ın ‘Önce Amerika’ söylemini güçlendirecek ve ABD’yi zenginleştirecek.
Trump yönetimi Avrupalı otomobil patronlarını, küresel ticaret ilişkilerini yeniden dengelemek için yaptığı çalışmanın bir parçası olarak çağırdı. Patronların ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, Dış Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer ve ekonomi danışmanı Larry Kudlow ile de görüşmeleri beklenirken, toplantıya kısa süre kala Trump da toplantıda bulunacağını açıklamıştı. Ancak Trump’ın toplantıdan hemen önce attığı tweet ile kendisini ‘tarifelerin adamı’ olarak tanıtması ve şimdiye dek yükselttiği tarifeler sayesinde ABD hazinesine milyarlarca dolar akıtmaktan memnun olduğunu açıklaması da dikkat çekici oldu.
- Patronlar ABD’de yeni yatırım sözleri vererek Trump’ı ikna etmeye çalıştılar
Avrupa menşeli otomobil ve parçaları ithalatını ‘Önce Amerika’ politikası çerçevesinde yüksek tarifeye tabi tutmak isteyen Trump’ın en büyük derdi, ABD içinde istihdamı artırmak ve katma değerin ülke içinde oluşturulmasını sağlamak. Bu noktadan bakıldığında, görüşmede pazarlıkların Avrupalı otomobil üreticilerinin üretimlerinin daha büyük bir kısmını Amerika’ya taşımaları konusunda yapılacağı çok belirgindi. Trump ile görüşme sonucunda Avrupalı patronlar yapıcı bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirttiler.
Avrupalı otomobil üreticileri Trump’ı ABD’de bundan sonra yapacakları yeni yatırımlar ve meydana getirecekleri iş fırsatlarını ortaya koyarak ikna etmeye çalıştılar. ABD’de yatırımlarına devam edebilmeleri için çalışma şartlarının ve genel çerçevenin bozulmaması gerektiğini belirttiler. Güney Carolina’daki üretim tesisi ile ABD’nin en büyük otomobil ihracatçısı olan BMW, Amerika’da 600 milyon dolar tutarında bir yatırım yapmak isteğini tekrarladı.
Volkswagen yönetim kurulu başkanı Herbert Diess, görüşmeye çantasında projeleriyle beraber geldi. Bu pakette Ford ile yapmak istedikleri üretim ortaklığı, örneğin pikap üretimi ve ABD’de kurmak istedikleri ikinci bir fabrika da vardı.
Görüşme sonucunda en çok merak edilen husus ise Trump’ın yükseltmekle tehdit ettiği tarifelerin önlenip önlenmediği konusu. Bu konuda patronlar oldukça ümitli görünüyor, Trump’a yükseltilecek tarifelerin işlerini ne ölçüde kötü etkileyeceğini yeterince iyi açıkladıklarını düşünüyorlar. AB ve ABD arasındaki tarifeleri görüşecek makamda olmadıklarının altını defalarca çizen otomobil üreticileri, her şeye rağmen bu konu hakkında da olumlu bir adım attıklarına inanıyorlar. Ancak Alman medyasında yapılan değerlendirmelerde Trump’dan her tür kararın çıkabileceği görüşü hakim. Bu her ne kadar yapıcı ve olumlu geçen bir görüşme olsa da, genel kanı ABD’nin yüksek çıkarlarına aykırı bir durum tespit edildiği takdirde Trump’ın tarifeleri yükseltmekten bir an bile çekinmeyeceği yönünde.
- Toplantıya Brüksel karşı, Merkel destekliyor
Avrupa medyasında bu görüşme bir lobi çalışması olarak değerlendiriliyor. Ancak bir yandan da AB ve ABD arasındaki ticareti ilgilendiren teknik bir konunun AB’nin ticaretini yöneten hiç bir resmi kurumdan bir temsilci olmadan sadece patronlarla yapılması eleştiri konusu oldu. Bu konuda Daimler ve Volkswagen yönetim kurulu başkanları Diess ve Zetsche, Beyaz Saray görüşmelerinde büyük ölçüde kendi işlerinden bahsettiklerini, ticaret politikası hakkında konuşmadıklarını, çünkü bunun için hiçbir yetkiye sahip olmadıklarını söylediler. Yine de görüşmelerde yüksek tarifelerin kendilerine üretici olarak ne şekilde zarar vereceğine dikkat çektiklerini belirttiler.
Volkswagen Yönetim Kurulu Başkanı Diess, ABD Başkanı Trump’ın ülke içinde oluşturulan katma değeri büyütmek istemesini anlayışla karşıladıklarını belirtiyor. Avrupalı otomobil patronları bu son derece makul talep konusunda da diyalog kurarak spontan ve aşırı tepkilerden korunabileceklerini düşünüyorlar. Gerçekten bu görüşme AB’li otomobil üreticilerini, Trump’ın ani ve olumsuz bir kararından koruyabilecek mi, zaman gösterecek.
Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Avrupa’daki genel kanının aksine Beyaz Saray'daki bu toplantıyı eleştirilere karşı savunuyor. Alman otomobil üreticilerinin ABD'de büyük işverenler ve oyuncular olarak ABD hükümetiyle yatırımları hakkında konuşmalarının en doğal hakları olduğunu söyleyen Merkel, görüşmeye katılacak patronları görüşme öncesinde ‘sizler ticaret politikasını görüşecek makam değilsiniz’ diyerek uyarmaktan da çekinmemişti.
- ABD’nin otomobil denkleminde General Motors
Geçtiğimiz haftalarda ABD’de dördü Michigan, Maryland ve Ohio eyaletlerinde ve biri Kanada'nın Ontario eyaletinde olmak üzere beş fabrikasını kapatacağını duyuran ABD’li otomobil üreticisi General Motors (GM) konusunda Başkan Trump oldukça sert açıklamalarda bulundu. Trump, GM’nin Çin ve Meksika’daki üretim tesislerini kapatmadığını, ancak ABD’de fabrika kapatarak kendisini teşviklerle destekleyen devletini hayal kırıklığına uğrattığını belirtti. Trump gelecek yıl özellikle elektrikli otomobil imalatı için verilecek teşviklerden GM’yi mahrum ederek cezalandırmayı planlıyor. Trump’ın Avrupalı otomobil devlerinin yöneticileriyle görüşmesinin GM’nin fabrika kapatma kararının ardından gelmesi manidar karşılanıyor. Amerikan kulislerinde aslında bu görüşmenin GM’ye bir uyarı niteliği taşıdığı, Avrupalı üreticilerin Trump ile konuşmalarında yeni bir şey olmadığı, zaten bilinen projeler üzerinde konuşulduğu dillendiriliyor.
- Tarifeler ve AB – ABD ticaretinin geleceği
Avrupa kulislerinde bu görüşme, yapıcı ve verimli bir görüşme olarak değerlendiriliyor. Ancak tutumları tahmin edilemeyen bir başkan olan Trump’ın yine de her tür kararı verebileceği ve buna hazırlıklı olmak gerektiği konuşuluyor.
Trump, ülkesinin pek çok ülke tarafından sadece bir pazar olarak görülmesini istemiyor. Eğer yabancı bir üretici ABD’de satış yapacaksa, bu ülkeye aynı zamanda katma değer bırakmasını ve istihdam sağlamasını bekliyor. Ticareti kazan-kazan ilişkisi olarak değerlendirecek olursak, Trump’ın bu talebi makul görünüyor.
Bu açıdan Türkiye için de bir değerlendirme yapacak olursak, Türkiye’de Renault’tan sonra en fazla otomobil satan Volkswagen grubunun hiç üretim yapmadığı göze çarpacaktır. ABD başkanının ısrarla vurguladığı konu olan katma değerin o ülke içinde üretilmesi, ülke insanına istihdam sağlanması, üretimde gerekli olan pek çok hammadde ve ara malın iç pazardan temin edilmesi, yani yurt dışı üreticilerinin satış yaptığı ülkeyi salt bir pazar olarak kullanmaması çok önemli. Bu konuda ABD başkanının endişelerini anlayışla karşıladıklarını belirten Volkswagen Yönetim Kurulu Başkanı Diess, aslında Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkelere de bir fikir veriyor. Uluslararası ticaretin her iki tarafın da kazandığı bir ilişki olması için taraflar, gerektiği zaman bir araya gelerek ne istediklerini uygarca konuşur ve sonuçta verilen kararın iki tarafın da çıkarını koruması beklenir.
Avrupalı üç otomobil patronunun Beyaz Saray’da yaptıkları görüşme beklendiği gibi Avrupalıları otomobil tarifelerinden koruyacak mı, bekleyip göreceğiz. Ancak herkesin bu vesile ile kendine düşen dersleri alması gerekir. İstihdam ve katma değer oluşturma konusunda sıkıntı yaşayan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin Trump’ın yaptığı gibi tarife yükseltme tehdidi ile olmasa da yabancı üreticilere uygun koşullar sağlayarak ülke içinde üretme şartı koşması, sürdürülebilir kalkınma açısından gerekli ve anlaşılır bir adım olacaktır.
[Türk-Alman Üniversitesi’nde İktisat Bölümü öğretim üyesi olan Doç. Dr. Elif Nuroğlu, uluslararası iktisat, yerçekimi modeli, ampirik uluslararası ticaret, ekonometrik modellemeler, ampirik makroekonomi, yapay sinir ağları ve fuzzy yaklaşımlar alanlarında çalışmaktadır]