KADİR CANATAN - Londra saldırıları akabinde Avrupa, yeniden “İslami terör” (!) konusuna odaklanmışken Almanya’da açıklanan siyasi motivasyonlu suçlarla ilgili rapor, aşırı sağ kaynaklı terörizmin boyutları hakkında çarpıcı veriler sunuyor.
Doksanlı yıllarda Almanya’da mülteci kamplarına ve Türk evlerine yaptığı saldırılarla aşırı sağ ve ırkçılık Avrupa’da kendini hissettirmişti. Aradan geçen bunca yıla ve siyasal amaçlı cinayet, kundaklama ve saldırılara rağmen Avrupa hiçbir zaman “aşırı sağ terörizmi” ya da “ırkçı terör” şeklinde bir deyim üretmedi ya da üretmek istemedi. Tam tersine aşırı sağ kaynaklı terörü karartma yönünde gayretler oldu. Buna en çarpıcı örnek, Hollanda İstihbarat Örgütü AİVD’in 2016 raporudur. Bu raporda, geçen yıl bir mahkeme tarafından “terörist eylem” olarak nitelenen Enschede camiine yönelik saldırı, terörist olaylar arasında verilmemiştir. Başka bir deyişle AİVD aşırı sağ teröristleri koruma altına almıştır!
- Aşırı sağ terörizm medyada yer bulmuyor
Geçtiğimiz yıl Leiden Üniversitesi, Royal United Services Institute, Chatham House ve Institute for Strategic Dialogue adlı düşünce kuruluşları tarafından yayınlanan bir rapor, Avrupa’da aşırı sağ şiddetin boyutlarını orta-uzun vadeli bir bakış açısıyla ortaya koydu. Rapor son 15 yılda Avrupa’da “yalnız kurtlar” olarak nitelenen aşırı sağcıların işledikleri şiddet olaylarını belgeledi. Araştırmacılar, 31 Avrupa ülkesinde 98 kadar saldırıda 124 kişinin eylemci olarak bulunduğunu tespit ediyorlar. En fazla saldırıların olduğu ülke olarak İngiltere birinci sırada geliyor. Fransa, 11 saldırıyla ikinci sırada yer alıyor. Almanya ve İsveç’te ise 5 adet saldırı olayı saptanmıştır.
Avrupa genelinde saptanan toplam 124 saldırının yüzde 38’i dini motiflerle işlenirken, yüzde 33’ü aşırı sağ yönelimli şiddet olarak kaydedilmiştir. Araştırmacı Melanie Smith yaptığı açıklamada “Aşırı sağ terörizm, dini motivasyonlu şiddet olayları kadar yer tuttuğu halde bunun dikkatten kaçması üzerinde durulması gereken bir olaydır” demiştir.
Aşırı sağ saldırılar genellikle halka yönelik olup, özellikle etnik ve dini azınlıklar, mülteciler ve göçmenler kurban olarak seçilmektedir. Aşırı sağcı eylemciler, genellikle “yalnız kurt” olarak nitelenen tekil şahıslar olarak eylemlerini yapıyorlar. Polisin önceden haber ve önlem alması söz konusu olamıyor. Eylemcilerin tipik özelliği, erkek ve Anglo-Sakson bir kimliğe sahip olmalarıdır. İşlediği saldırı ve cinayetleri aşırı milliyetçi mülahazalarla işliyorlar. Üçte ikisi, hiçbir zaman aşırı bir grup bağlantılı olmamıştır. Fakat aşırı sağ grupların fikirlerinden ve oluşturdukları toplumsal ve siyasal atmosferden etkileniyorlar.
- Siyasi motivasyonlu suçlar en yüksek seviyede
Hollanda’da geçen yıl yayınlanan 5. Aşırı Sağcılık ve Irkçılık Raporu’nda 2013 yılında işlenen ve şiddet içeren suçların yüzde 22’yi tuttuğu, bunların 2014 yılında yüzde 19’a ve 2015 yılında ise yüzde 16’ya düştüğü açıklanmaktadır. Tehdit, tahkir, ayrımcılık, rahatsızlık verme, tahrip ve benzer diğer suçlarda insanlara karşı fiziki şiddet olmasa da psikolojik şiddet söz konusudur. Konularına göre üç grup halinde incelenen olaylar, antisemitizm, ırkçılık ve Müslüman karşıtlığı olarak incelenmektedir. Müslümanlara yönelik olaylarda en fazla ayrımcılık söz konusu iken, ırkçılık bahsinde en fazla şiddet olayları dikkati çekmektedir. 2015 yılında ırkçı şiddet kapsamında en fazla sırasıyla kötü muamele, tehdit, tahrip, şantaj ve ırkçı sloganlar yazma şeklinde eylemler olmuştur.
Hollanda’da geçtiğimiz yıllarda 20 civarında cami saldırısı olurken, 2016 yılında bir patlama olmuş ve 70 civarında saldırı kaydedilmiştir. Son yılın en önemli olayı, bir mahkemenin Enschede camiine saldırıda bulunan kişileri “terörist” olarak ilan etmesidir. Failler terör suçundan yargılanmış ve 4-5 yıl hapis cezalarına çarptırılmıştır. Bugüne kadar adi suç olarak görülen cami saldırılarına, ilk kez terörizm muamelesi yapılmasına hem Hollanda hem de Avrupa bir ilk gözüyle bakılmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde Almanya Federal İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan “Polis Kriminal İstatistikleri” (PKS) raporu, ülkede işlenen siyasi motivasyonlu suçlar hakkında önemli veriler ortaya koymaktadır. 2016 raporuna göre, siyasi motivasyonlu suçlar 2016 yılında toplam 41 bin 549’a yükselerek en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Bu suçların 23 bin 555’i sağcılar tarafından işlenirken, solcular tarafından gerçekleştirilen suçların sayısı ise 9 bin 389’dur.
- Mültecilere yönelik saldırılar
Raporda sağ motivasyonlu suçlar hakkında dikkat çeken ayrıntılar yer almaktadır. 2016 yılında sağcılar tarafından işlenen “şiddet suçları”nın (özellikle fiziki yaralama ve cinayet vakaları) sayısı bin 698 olarak kayıtlara geçmiştir. Bu sayının 2015 yılında bin 485 olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sağcılar tarafından işlenen “şiddet suçları”nda yüzde 14,3’lük bir artışın yaşandığı ortaya çıkmaktadır.
Öte yandan raporda “nefret suçları” kategorisinde kaydedilen sayılara da yer verilmektedir. Buna göre, 2016 yılında 10 bin 751 nefret suçu kaydedilmiştir. Nefret suçu oranının çok yüksek olması, yabancı karşıtı suçların da bu kategoride değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. 2016 yılında toplam 8 bin 983 yabancı karşıtı suç işlenmiştir. Raporda, mülteci yurtlarına yönelik yapılan saldırılar hakkında da sayısal veriler yer almaktadır. Buna göre, 2016 yılında sağcılar tarafından mülteci yurtlarına ve sakinlerine yönelik 929 saldırı gerçekleştirilmiştir. Yapılan saldırıların çoğu fiziki yaralama ve kundaklama suçu olarak kaydedilmiştir.
Bir diğer kategori ise, yapılan gösteriler esnasında kaydedilen suçlardan oluşmaktadır. 2016 yılında sağcılar tarafından “polise karşı” bin 255 suç işlenmiştir. Bunların 245’i “şiddet suçu” olarak kaydedilmiştir. Ayrıca sağcılar tarafından, solculara karşı 296’sı “şiddet suçu” olmak üzere bin 294 suç işlendiği de kayıtlara geçmiştir.
- İslamofobik şiddet göz ardı ediliyor
Gerek Hollanda gerekse Almanya’da kayda geçmiş olan veriler, bize bazı çıkarımlarda bulunma imkânı sağlamaktadır. İlk olarak aşırı sağcılar, bir yandan örgütlenme ve propaganda yaparken öte taraftan da çeşitli eylemler yapmaktadırlar. Bu eylemler sadece sokakta gösteri yapma, ırkçı sloganlar atmakla sınırlı olmayıp şiddet ve terör eylemlerine kadar uzanmaktadır. İkinci olarak yıllara göre bakıldığında şiddet ve terör olaylarında bir artış gözlemlenmektedir. Avrupa’da aşırı sağ siyasal olarak güçlendikçe şiddet olaylarında da artış görülmektedir.
Üçüncü olarak siyaset, medya ve kamuoyu Müslüman kökenli kişilerin yaptığı terörist eylemlere odaklanmış olduğundan aşırı sağcı, ırkçı ve İslamofobik şiddet geri planda atılmakta ve adeta göz ardı edilmektedir. Bu gözardı etme, bazen kurumlar tarafından bilinçli olarak da yapılmaktadır. Nitekim Hollanda İstihbarat Örgütü AİVD’nin bu sene yayınladığı raporda, bir mahkeme tarafından tescil edilmiş, camiye yönelik bir terör olayına yer vermemesi bunun tipik bir örneğidir. Uzmanlar kökü dışarıda mütalaa edilen terörist eylemciler kadar yerli ve aşırı sağcı eylemcilere karşı da önlemler alınması gerektiğini vurgulamaktadırlar.
[Prof. Dr. Kadir Canatan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi öğretim üyesidir]
ANALİZ - Avrupa, Aşırı Sağcı Terörü Görmezden Geliyor
Siyasal amaçlı cinayet, kundaklama ve saldırılara rağmen Avrupa hiçbir zaman “aşırı sağ terörizmi” ya da “ırkçı terör” şeklinde bir deyim üretmedi ya da üretmek istemedi. Tam tersine aşırı sağ kaynaklı terörü karartma yönünde gayretler olduYıllara göre bakıldığında şiddet ve terör olaylarında bir artış gözlemlenmektedir. Avrupa’da aşırı sağ siyasal olarak güçlendikçe şiddet olaylarında da artış görülmektedir Siyaset, medya ve kamuoyu Müslüman kökenli kişilerin yaptığı terörist eylemlere odaklanmış olduğundan aşırı sağcı, ırkçı ve İslamofobik şiddet geri planda atılmakta ve adeta göz ardı edilmektedir