ANALİZ - Brexit Satrancında AB'den 'Kuzey İrlanda' Hamlesi

AB ve Birleşik Krallık arasında yürütülen Brexit müzakerelerinde 'Kuzey İrlanda' konusunda krize girildi Kuzey İrlanda ve Gümrük Birliği konularında taslakta yer alan ifadeler, AB ve İngiltere arasındaki görüş ayrılıklarını bir kez daha ortaya koydu Brüksel'in, Birleşik Krallık'ın bir parçası olan Kuzey İrlanda'yı Gümrük Birliği dahil olmak üzere AB mevzuatına tabi tutmak istemesi önemli bir unsur olarak öne çıkıyor AB, Kuzey İrlanda'ya yönelik bu yaklaşımıyla Londra'yı sıkıştırmak, müzakerelerde kendi elini kuvvetlendirmek ve süreci hızlandırmak istiyor.

ATA UFUK ŞEKER/GÖKHAN KURTARAN - Avrupa Birliği (AB) ve Birleşik Krallık arasında yürütülen ayrılık (Brexit) müzakerelerinde "Kuzey İrlanda" krizi yaşanıyor.

AB Komisyonu'nun hazırladığı Birleşik Krallığın üyelikten ayrılmasına dair (Brexit) taslak anlaşma metni müzakerelerin seyrine ilişkin soru işaretlerini artırdı.

Brexit satrancında AB'nin Kuzey İrlanda ve Gümrük Birliği'ni bir kez daha masaya getirmesi İngiltere'nin sert tepkisine neden oldu.

Meselenin tüm boyutlarıyla daha iyi anlaşılabilmesi için 118 sayfalık AB Komisyonu'nun Brexit taslak metninde yer alan ifadelere daha yakından bakılmasında fayda var. Özellikle Kuzey İrlanda ve Gümrük Birliği konularında taslakta yer alan ifadeler AB ve İngiltere taraflarındaki görüşlerin birbirlerinden ne kadar uzak olduğunu bir kez daha ortaya koyar nitelikte.

İngiltere Başbakanı Theresa May'in daha önce Kuzey İrlanda konusunun müzakerelerde "kırmızın çizgiler" arasında yer aldığını belirtmesine rağmen Avrupa Birliği satrançta yeni bir hamle yaparak İngiltere'nin "kabul edilemez" olarak nitelediği maddelere söz konusu taslak metinde yer verdi.

AB hukukçularının kaleme aldığı taslak metinde İrlanda kısmına sayfalarca yer ayrıldı. Karmaşık hukuki terminolojileri bir yana bırakacak olursak, metinde AB üyesi İrlanda ile Birleşik Krallığın parçası olan Kuzey İrlanda arasında somut sınır uygulanamaması için söz konusu bölgenin birliğin ortak mevzuat alanı içerisinde yer almayı sürdürmesi gerektiği kaydediliyor.

Meselenin özünü açıklaması açısından "Uzlaşılmış bir alternatif olamaması durumunda, Kuzey İrlanda, AB Gümrük Birliği içerisinde yer alır ve ürünlerde AB mevzuatları geçerli olur." ifadesi önem arz ediyor.

Kuzey İrlanda ve İrlanda arasında bir iç sınır uygulanmasının kabul edilmeyeceği belirtilen metinde, Kuzey İrlanda'nın tarım, çevre, gümrük, rekabet ve elektrik piyasaları gibi konularda AB kurallarına uymaya devam etmesi gerektiği ve yasal uzlaşmazlıkların Avrupa Adalet Divanı'nın görev alanına gireceği kaydedildi. Burada bir kez daha söz konusu Kuzey İrlanda'nın AB'den ayrılma kararı almış Birleşik Krallığın bir parçası olduğunu belirtmekte yarar var.

Taslak metinde Kuzey İrlanda ile İngiltere arasında limanlarda ve hava alanlarında kontrollerin olması ancak bunun bir "sınır" olarak ifade edilmemesi dikkati çekiyor.

Brüksel'in Kuzey İrlanda'da AB hukukunun ve gümrüklerinin geçerli olmasını talep eden teklifinin ardından İngiltere Başbakanı Theresa May Çarşamba günü İngiliz parlamentosunda yaptığı konuşmada metni sert şekilde eleştirdi. AB Komisyonu'nun Brexit taslağının "kabul edilemez" ve "anayasal bütünlüğe" aykırı olduğunu belirten May "Hiçbir Birleşik Krallık Başbakanı buna onay veremez." ifadesini kullandı.

Burada asıl mesele Brüksel'in AB'den ayrılmak yönünde oy vermiş olan Birleşik Krallığın birlikten çıkışına onay verirken, Birleşik Krallığın bir parçası olan Kuzey İrlanda'yı Gümrük Birliği dahil olmak üzere AB mevzuatına tabii tutmak istemesi. Birleşik Krallık Başbakanı May'in "hiçbir Başbakan buna onay veremez" ifadesi de bu "bağımsızlığa müdahale" vurgusunu içeriyor.

- AB'nin bu hamlesinin nedeni ne?

AB, Kuzey İrlanda'ya yönelik bu yaklaşımıyla Londra'yı sıkıştırmak, müzakerelerde kendi elini kuvvetlendirmek ve süreci hızlandırmak istiyor.

AB yetkililerinin açıkladıkları yasal metnin İngiltere’deki hükümet tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığının farkında oldukları düşünülüyor.

AB tarafının Brexit müzakerelerinde bu kadar sert bir ayrılık anlaşması taslağı hazırlamasının nedenine ilişkin net bir açıklama yapılmamakla beraber, İngiltere'nin Brexit kararından ötürü "cezalandırılması" anlamını taşıdığı görüşü bulunuyor.

Bir başka yaklaşım ise İngiltere'nin kesinlikle kabul etmeyeceği bir anlaşma metni ile farklı konularda AB'nin "taviz" talep etmesi olasılığı. Bu çerçevede, vatandaşlık hakları, mali taahhütler veya Avrupa Adalet Divanı'nın durumu gibi bazı konularda AB tarafının İngiltere'den daha "fedakar" bir tutum bekleyebileceği düşünülüyor.

İngiltere'nin henüz Kuzey İrlanda konusunda net bir öneride bulunmamış olması AB tarafının sert bir teklifle karşı tarafı daha "hızlı" hareket etmeye zorlamayı da amaçlamış olabileceği ifade ediliyor.

İmkansız kabul edilen bir teklifin İngiltere'yi ayrılık kararından vazgeçirebilecek "ikinci bir referandum" sürecine de sürükleyebileceği görüşü bulunuyor. Ayrıca bu teklif İngiltere'yi AB'nin Gümrük Birliği'nde veya Tek Pazarı içerisinde kalmaya "zorlayabileceği" düşünülüyor.

Avrupa Birliği'nin Kuzey İrlanda adımında aslında Birleşik Krallığın sadece bir parçasını değil, tamamının Gümrük Birliği içerisinde tutma isteği olduğunu söylemek mümkün.

Brüksel, Birleşik Krallığın iç siyasetini yakından takip ederken, olası tüm senaryoları masaya yatırmış durumda. Ortada bir gerçek var ki Birleşik Krallık'ta AB'den çıkılırken ortak pazardan da çıkılması yönünde ortaya konan siyasi irade uluslararası finans kuruluşlarını ve iş dünyasını da endişelendiriyor.

Her ne kadar iş dünyası 2016 yılının haziran ayında ortaya konan AB'den çıkılması yönündeki referandum kararına saygı duysa da, iktidardaki Muhafazakar Parti'nin ortak pazardan da çıkılması gerektiği yönündeki tutumunun belirsizlikleri artırdığını düşünüyor.

Muhalefetteki İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn de iş dünyasının beklentilerini parti politikasına yansıtmaya çalışıyor. Geçen yılın haziran ayında yapılan erken seçimde iktidardaki Muhafazakar Parti ile arasındaki farkı yüzde 2,4'e indirmeyi başarmıştı.

Geçtiğimiz ay Corbyn, ülkesinin Avrupa Birliği'nden ayrılmasının ardından Gümrük Birliğinde kalması gerektiğini belirtti. Son seçimde yüzde 40 oy alarak iktidarı kıl payı kaçıran Corbyn'nin Gümrük Birliği'nden yana tavır alması görünen o ki Avrupa Birliği'nin müzakerelere ilişkin tavrını etkilemiş durumda.

Müzakerelerin geleceği ise Brüksel ve Londra arasındaki "Kuzey İrlanda" geriliminin ardından belirsizliğini koruyor. Söz konusu uzlaşmazlıkların kasım ayına kadar aşılamaması durumunda ise İngiltere'nin AB'den bir anlaşma sağlamadan ayrılık sürecine girmesi riski ortaya çıktı.

AB liderlerinin 22-23 Mart tarihlerinde Brüksel'de gerçekleştirecekleri zirvede ele alacakları konular arasında yer alan Brexit müzakereleri hakkında İngiltere ayrılık sonrası dönemde geçiş dönemi konusunda uzlaşı sağlanmasını bekliyordu. Ancak, son durum AB üyesi 27 ülkenin bu metne tam desteklerini açıklayacakları bir restleşme beklentisi doğurdu.

- Gümrük Birliği

AB'nin İngiltere'ye sunduğu bir başka alternatif model ise Gümrük Birliği olarak ön plana çıkıyor. Bu konuyu İngiltere'de muhalefetteki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'de dillendiriyor. Tek Pazar içinde olmanın en yakın alternatifi olan bu model, ticari işletmelere ve Kuzey İrlanda sınırı gibi konulara da bir çözüm sağlıyor.

AB-Türkiye arasında da yürürlükte olan Gümrük Birliği, ürünler üzerinde vergi ve kotaları ortadan kaldırarak ticarete katkı veriyor.

Bu aşamada yasal metnin tam olarak kelimelerinin belirlenmesi ve iki taraf da yasal onama süreçlerini tamamlamalarına imkan sağlayacak bir zaman diliminde bitirilmesi amaçlanıyor. İngiltere'nin ise 29 Mart 2019'da AB'den ayrılması gerekiyor.

Yasal metindeki ifadelerin AB'nin mevcut durumdaki pozisyonunu yansıtıyor ve yumuşaması veya sertleşmesi AB üyesi 27 ülkenin yetki alanına giriyor.

- Avrupa Adalet Divanı

Lüksemburg merkezli AB'nin en yüksek hukuki merci olan Avrupa Adalet Divanı'nın gelecekte oynayacağı rol ise bir başka tansiyon yükselten başlık olarak öne çıkıyor. AB tarafı, taslak metinde, bu mahkemenin İngiltere ile yaşanabilecek herhangi bir anlaşmazlıkta en yüksek hukuki merci olarak faaliyet göstermesini istiyor. Burada AB tarafı uzlaşmazlıkları gidermek için ortak bir komite kurulmasını ancak süreçte kilitlenme yaşanması durumunda ise bu konuların Avrupa Adalet Divanı’na taşınabilmesi gerektiğini talep ediyor.

- Vatandaşlık hakları

Karşılıklı olarak vatandaşların haklarının korunması konusunda oldukça ilerleme sağlanmış olunmasına rağmen AB ve İngiltere arasında bazı uzlaşmazlıklar devam ediyor. Bu noktada, İngiltere'ye Birlik'ten ayrılması sonrasındaki geçiş sürecinde de ülkeye yerleşecek AB vatandaşlarına yönelik izlenecek süreç önemli bir konu olarak öne çıkıyor. İngiliz hükümeti bu kişilere daha önce yerleşenler gibi ülkeye otomatik olarak yerleşme hakkı verilmemesi gerektiğini düşünüyor.

- Geçiş süreci

Bu konuda henüz bir anlaşma sağlanamadığı ortaya çıkıyor. AB tarafı 2020 yılı sonuna kadar bir süreç öngördüğünü dillendiriyor ise de İngiltere henüz tarih vermemekle beraber daha uzun bir zaman dilimini tercih ediyor.

- Brexit süreci

İngiltere ile AB Komisyonu aralık ayında vatandaş hakları, AB'ye yapılacak ödemeler ve İrlanda adasındaki sınır sorununu kapsayan başlıklardan oluşan müzakerelerin birinci safhasıyla ilgili anlaşmaya varmıştı.

İngiltere ile AB arasında Brexit sonrası ticari ilişkilerin ele alınacağı, müzakerelerin ikinci safhasına yakın zamanda geçilmesi bekleniyor. Müzakerelerin ikinci aşamasında AB ve İngiltere'nin gelecekte ticaret, güvenlik, terörle mücadele, çevre, eğitim, araştırma ve ikili ilişkileri şekillendirecek konulara ilişkin uzlaşması gerekiyor. Müzakerelerin amacı, Brexit sonrası yaklaşık iki yıl sürecek geçiş döneminin şartları üzerinde anlaşma sağlamak olacak.

2017 yılının haziran ayında başlayan müzakereler için AB Komisyonunun Brexit Başmüzakerecisi Michel Barnier ve İngiltere Brexit Bakanı David Davis başkanlığındaki teknik ekipler görevlendirilmişti.

İngiltere, 2016 yılının haziran ayında yapılan referandumla yüzde 48'e karşı yüzde 52 oyla AB'den ayrılma kararı almış, 29 Mart 2017'de de Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesini işleterek ayrılık sürecini resmen başlatmıştı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile