ANALİZ - IKBY Ekonomik Krizden Çıkmanın Yollarını Arıyor

Ekonomik ve mali kriz içindeki IKBY zor günler geçiriyor. Bölgesel hükümet 5 aydır 1 milyon 400 bin memurun maaşlarını ödeyemiyor Hükümetin memur maaşlarını kesintili ödeme kararı alması tepkilere neden oldu. Aylardır maaş alamayan memurlar, karara tepki için gösteriler düzenliyor ve iş bırakıyor Petrol gelirinin düşmesi sebebiyle 20 milyar dolar borçlandığı belirtilen IKBY hükümetinin mevcut krizden çıkması için, petrol fiyatının en az 50 dolar olması gerekiyor KDP Milletvekili Sofi, bölgenin yaşadığı ekonomik krizin 'DAEŞ'ten sonraki en büyük tehlike' olduğunu söyledi Siyasi istikrarın sağlanması için tüm partilerle toplantılar yapan Mesut Barzani, ekonomide reform için mevcut hükümetin gözden geçirilmesini ve tüm kamu kuruluşları ile KDP'deki personel, harcama ve malvarlıklarının araştırılmasını istedi

SALİH BİLİCİ - MUHAMMET KURŞUN - Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ekonomik ve mali krizden çıkmanın yollarını arıyor. Petrol zengini bölgede hükümet, mali kriz nedeniyle 5 aydır memur maaşlarını ödeyemiyor. Hükümetin reform paketi kapsamında tasarruf için memur maaşlarında kesintiye gitmesi, protesto gösterilerine ve iş bırakma eylemlerine neden oldu. Gösterilerin yayılmasından ve eylemlere şiddetin bulaşmasından korkuluyor.

Zor günler geçiren hükümet krizden çıkmak için reform paketini adım adım başlatırken IKBY Mesut Barzani, hükümetin idari ve mali yapısının gözden geçirilmesini ve tüm kamu kuruluşları ile Kürdistan Demokrat Partisi'ndeki (KDP) personel, harcama ve malvarlıklarının araştırılmasını istedi.

Fiyatların düşmesiyle petrol satışından şimdilik istediği geliri elde edemeyen Kürt bölgesinde, Bağdat hükümetinin bütçeyi kesmesi, akabinde başlayan DAEŞ saldırıları ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Goran Hareketi arasındaki başkanlık meselesi üzerinde yaşanan siyasi kriz ekonomideki durumu daha da kötü hale getirdi. IKBY hükümetinin hali hazırda 20 milyar dolar borçlandığı belirtiliyor.

KDP Milletvekili Dr. Fırsat Sofi, hükümete sunduğu raporunda ekonomik kriz için “DAEŞ’ten sonraki en büyük tehlike” ifadesini kullandı. Sofi, mutlaka reforma gidilerek yolsuzlukların engellemesi ve tasarruf tedbirlerinin uygulanması gerektiğini kaydetti.

- Hükümet reform paketi hazırladı

Krizin etkilerini hafifletmek için reform paketi hazırlayan hükümetin bakanlık sayılarını, diğer resmi makamları ve kamu harcamalarını azaltması bekleniyor. Ancak Bakanlar Kurulu,bu konuda henüz bir karar almadan memur maaşlarında yüzde 15-75 arasında değişen oranlarda kesinti yapma kararı aldı. Bu karar 5 aydır maaş alamayan memurların tepkisine neden oldu. Karara özellikle düşük maaş alan memurlar tepki gösteriyor.

Kürt bölgesinde Peşmerge ve asayiş güçlerinin dışındaki tüm memurlar ile polisler maaşı kesilen kamu çalışanlarına dahil edildi. Özellikle polislerin maaşında kesintiye gidilmesi kararı “tehlikeli” bir adım olarak değerlendiriliyor. Zira Süleymaniye’nin Pencevin bölgesindeki tanık olunduğu gibi, polisler, maaşlarındaki kesintiyi protesto için, yolları araç trafiğine kapatmak gibi halkın rahatsız olacağı ve gündelik hayatı aksatan eylemler yapıyor.

- Aylık 800 milyon dolar gerekiyor

Bölgede doktorlar da greve katılırken öğretmenler şimdilik basın açıklamalarıyla seslerini duyurmaya çalışıyor. Din adamları ise maaşlarında kesintiye gidilmesine karşın yaptıkları basın açıklamasıyla halka sağduyu ve sabır çağrısında bulundu. Ekonomik ve mali krizden, parlamentodaki 111 milletvekili de etkilendi. Milletvekillerinin 6 bin 500 dolar olan maaşının bin dolara düşürüldüğü belirtiliyor.

Resmi olmayan rakamlara göre nüfusu 5.5 milyon olan Kürt bölgesinde 1 milyon 400 bin kişi yönetimden maaş alıyor. Bu maaşların ödenebilmesi için aylık 800 milyon dolarlık bir bütçe gerekiyor.

- Petrol fiyatının düşmesi krizi tetikledi

Petrol satışından başka kayda değer geliri olmayan bölgesel yönetimin ekonomisi, petrol fiyatlarının düşmesiyle ağır bir darbe aldı. Bölgede günlük 600 bin olmak üzere, aylık 18 milyon varil petrol ihraç ediliyor. Uluslararası petrol fiyatı 33 dolarken, Kürt petrolünün, düşük kalite nedeniyle daha ucuza alıcı bulduğu ifade ediliyor.

Erbil yönetimi 1 Ocak 2014’te Türkiye’ye giden boru hattından petrol sevkiyatına başlamıştı. O dönem varil başı petrol fiyatı 115 dolar civarındaydı. Ancak daha sonra uluslararası piyasalarda petrol fiyatının düşüş trendine girmesi, Erbil yönetiminin bütçe hesaplarını ve beklentilerini alt üst etti. Petrol satışından aylık 1 milyar dolar gelir elde etmeyi planlayan bölgesel hükümetin bütçesine hali hazırda 450 milyon dolar giriyor. Bölgenin aylık harcama gideri ise 1, 2 milyar dolar civarında. Bu durum bütçe açığının büyümesine ve daha fazla borçlanmaya neden oluyor.

- Bağdat'ın bütçeyi kesmesi krizi derinleştirdi

Irak anayasasına göre Kürt yönetiminin, merkezi hükümetin bütçesinden yıllık yüzde 17 pay alması gerekiyor. Bu rakam ortalama 17 milyar doları bulsa da Bağdat, Erbil’e bütçe payı olarak 12-13 milyar dolar gönderiyordu.

Kürt yönetimi, Bağdat’tan aldığı bu bütçe ile memur ve Peşmerge maaşlarını ödüyordu. Eski Başbakan Nuri Maliki hükümeti, 2014 yılının başında petrol sevkiyatına başlayan Erbil yönetimine tepki olarak daha önce eksik ve geç gönderdiği bütçe payını tamamen kesti. Maliki, Kürtleri 'yasa dışı' petrol satmakla suçlamıştı. Başbakan Haydar İbadi döneminde taraflar petrol sevkiyatında anlaşsa da Bağdat, Kürt bölgesinin bütçe payını eksik ve geç gönderdi. Erbil yönetimi 2015 yılında Bağdat’tan bütçe payı olarak sadece 2 milyar dolar alabildi.

Bu arada DAEŞ ile mücadele ve ekonomik kriz nedeniyle zor günler geçiren Bağdat’ın da mali kaynaklarının tükendiği, Başbakan İbadi’nin, Bağdat’a giden Neçirvan Barzani başkanlığındaki heyete “Paramız yok” cevabını verdiği ifade ediliyor. Irak Maliye Bakanı Hoşyar Zebari de “Petrol fiyatlarının böyle devam etmesi durumunda, nisan ayı itibarıyla memur maaşlarını ödemekte sıkıntı yaşayacaklarını” belirtmişti. Sonuç olarak, petrol fiyatlarındaki düşüş Irak hükümetinin de bütçesini ciddi ölçüde sarsmış görünüyor. Bağdat hükümetinin 2016 yılı bütçesi yaklaşık 100 milyar dolar olarak hesaplandı. Söz konusu bütçe önceki yıllarda 170 milyar dolar civarındaydı.

Başbakan Neçirvan Barzani, 20 Ocak’taki Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada 'Petrol gelirine sırtını dayayan birçok büyük ülke ekonomik krizden etkilendi. Ancak petrol fiyatlarındaki düşüşten en büyük zararı Kürdistan Bölgesi gördü' sözleriyle krizin derinliğe dikkati çekmişti.

- Mesrur Barzani, hükümeti eleştirdi

Öte yandan Mesut Barzani’nin oğlu ve IKBY Güvenlik Ajansı Başkanı Mesrur Barzani, ekonomik krizinin sorumlusu olarak hükümeti göstererek, halka danışılmadan ekonomi politikaları oluşturulduğunu, yapılan yanlışların kabul edilmesiyle sorunun çözüleceğini ifade etti.

Hükümetin yürüttüğü ekonomi politikasının başından beri daha iyi olabileceğine dikkati çeken Barzani, gelir kaynağı olarak sadece petrol ve doğalgaza bel bağlamanın temel hata olduğunu kaydetti. Petrol ihracatının yanı sıra tarım ve sanayinin de geliştirilmesinin önemini vurgulayan Barzani, ekonomik krizden çıkış için yolsuzlukların kökü kazınarak reformlara başlanması gerektiğini vurguladı.

Kürt bölgesinin 4'üncü büyük siyasi partisi ve hükümet ortaklarından İslami Birlik Partisi (Yekgirtu) Milletvekili ve IKBY Parlamentosu Şeffaflık Komisyonu Başkanı Ömer Koçer ise, 'Kürdistan bölgesinin geliri normalde kötü değil. Fakat bu gelirler doğru dürüst toplanamıyor. Hükümet, uzman ve işin ehli kişilerin konuya el atmasını sağlamalıdır. Çünkü borç miktarı artarsa halkın üzerindeki yük de ağırlaşır' dedi.

- 'Yerel şirketler hükümete mali kaynak sağlasın'

Bazı kesimler, mevcut krizin aşılması için bölgenin önde gelen zengin iş adamlarının hükümete mali kaynak sağlaması çağrısında bulunuyor. Bunu savunanlar, KDP ve KYB'ye yakın çok sayıda zengin şirket ve işadamı olduğunu, bunların hükümetin mali sorunlarını en azından kısa vadede çözecek güce sahip olduklarını ifade ediyor. Kürt medyasında ise dost ülke Türkiye'nin IKBY'ye yardım etmesi gerektiğini savunan makaleler yayınlanıyor.

- Barzani, ekonomik reform istedi

Öte yandan mevcut gidişattan rahatsız olan IKBY Başkanı Mesut Barzani, sorunların çözülmesi için harekete geçti. Barzani, hükümetin idari ve mali yapısının gözden geçirilmesi ve hükümete bağlı tüm kurumlarla Maliye Bakanlığı muhasebesinin uygun bir zeminde yeniden yapılandırılmasını istedi. Barzani, ayrıca kamu kurumlarındaki tüm kadroların gözden geçirilmesi ve gerekli düzenlemenin yapılması için bir komisyon kurulması talimatını verdi. Barzani, aynı uygulamanın Peşmerge Bakanlığı için de geçerli olduğunu kaydetti. Kamu mallarına yönelik ihlallerin bitirilmesi, hükümete ait mülklerin, harcamaların ve fazla personelin gözden geçirilmesi, hükümet tarafından kiralanan bina ve mülklerin azaltılması ve buna benzer diğer tedbirler Barzani'nin talepleri arasında. Mesud Barzani, lideri olduğu KDP içinde de reformlar ve düzenlemeler yapılması talimatı verdi.

- Siyasi istikrarın önemi

Kürt bölgesindeki ekonomik krizden çıkış için öncelikle siyasi istikrarın sağlanması gerekiyor. Bölgede KDP ile Goran arasındaki anlaşmazlık nedeniyle 2015 Ekim ayından beri parlamento toplanamıyor. Mesut Barzani, parlamento ve hükümeti işler hale getirmek ve siyasi krizi çözmek için tüm partilerle toplantılar yapıyor. Ancak İran'a yakın olmakla eleştirilen Goran ve Komel İslam söz konusu toplantıları boykot ediyor. Bu iki partinin tutumu nedeniyle siyaset mekanizmasının, bu kritik süreçte işler hale gelemediği belirtiliyor. Goran, görevden uzaklaştırılan 4 bakanı ile Parlamento Başkanı Yusuf Muhammet'in yeniden makamlarına getirilmesini ve Bölgesel Başkan Barzani'nin yetkilerinin kısıtlanmasını talep ediyor. Perde arkasında ise güçlü olduğu Süleymaniye bölgesindeki petrol ile ileride başlaması planlanan gaz ihracından pay almak istediği ifade ediliyor. Zira Goran, genel seçimlerde Süleymaniye bölgesinde en çok oy alan parti olmuştu. Ancak 'yeşil bölge'nin askeri, idari ve siyasi kurumları ile petrol kaynakları halihazırda Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) elinde.

- KDP ile Goran arasındaki kriz

Kürt bölgesindeki genel seçimler 1 Eylül 2013'de yapıldı. Uzun süren görüşmelerden sonra KDP, Goran, KYB, Yekgirtu, Komel İslam ve azınlık kotası ile temsil edilen Türkmen, Asuri, Keldani, Süryanilerin katıldığı geniş tabanlı bir koalisyon hükümeti kuruldu. Dışarıda sadece İslami Hareket Partisi Milletvekili Şivan Kaladizi muhalefet olarak kaldı. Böylelikle Kürt bölgesinde ilk defa muhalefetsiz bir hükümet kurulmuş oldu. Ancak daha önce ana muhalefet olan Goran Hareketi, hükümetin ikinci büyük ortağı olmasına ve kabinede 4 bakanlık almasına rağmen yine muhalefet gibi davrandı.

Mesut Barzani'nin görev süresinin uzatılmasına karşı çıkan Goran, 23 Haziran'da başkanın parlamentoda seçilmesini ve yetkilerinin kısıtlanmasını öngören yasa tasarısını KYB ve Komel İslam'ın kısmen desteğiyle meclisten geçirmek istedi. Ancak KDP, Yekgirtu ve diğer azınlık gruplarının oturumu boykot etmesi nedeniyle Goran amacına ulaşamadı. KDP'li yetkililer, Goran'ın bu çıkışını 'siyasi darbe' olarak nitelendirdi. Kürt bölgesinde '23 Haziran', siyasi istikrarsızlığın başlangıcı olarak değerlendirildi. Bu tarihten sonra her ikisi de hükümet ortağı olmasına rağmen Goran ile KDP arasındaki ilişkiler daha da gerildi. Süleymaniye ilinin Kaladize ilçesindeki gösterilerde KDP binası 9 Ekim 2015'te yakıldı. Sonraki günlerde devam eden şiddet olaylarında 5 kişi öldü, 200 kişi yaralandı. KDP binalarının taşlandığı ve ölümlerin meydana geldiği olayların sorumlusu olarak Goran gösterildi. KDP'ye bağlı güvenlik güçleri, Goran'a mensup IKBY Parlamentosu Başkanı Yusuf Muhammet'i, 13 Ekim 2015'te kontrol noktasında durdurarak Erbil'e almadı. Devam eden günlerde KDP, Goran'a mensup 4 bakanı ve parlamento başkanını görevden uzaklaştırdı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile