Avrupa Birliği üyeliğini 2017’de referanduma götürmeyi planlayan İngiltere Başbakanı David Cameron, bir diğer yandan da dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’le ticari ve yatırım ilişkilerini artırmayı hedefliyor. Mayıs ayında tek başına iktidar olarak ikinci dönemine devam eden Muhafazakar Parti’nin daha kabinesi oluşturulurken gelişen piyasalara daha fazla odaklanılacağının işareti verilmişti. Uluslararası piyasalarda “BRIC” (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) kavramının mucidi olarak tanınan Goldman Sachs’ın Portföy Yönetimi Başkanı Jim O’Neill’in Hazine Bakanı olarak yer alması dikkati çekmişti.
Cameron sonrası dönemde Muhafazakar Parti’nin olası lider adayları arasında gösterilen İngiltere Maliye Bakanı George Osborne geçtiğimiz ay O’Neill’ın öncülüğünü ettiği geniş bir heyetle Çin’e yaklaşık bir haftalık önemli bir ziyaret gerçekleştirmişti.
Bu ziyaretin ardından dün akşam saatlerinde Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping’in İngiltere’ye dört günlük resmi bir ziyarette bulunması dikkatleri bir kez daha İngiltere ve Çin arasındaki ilişkilerde yaşanan yakınlaşmaya çekti.
İngiliz hükümeti daha fazla Çin sermayesini ülkeye çekebilmek için her türlü kolaylığı sağlamaktan geri durmuyor. Örneğin Osborne’un geçtiğimiz ay gerçekleştirdiği Çin ziyareti sırasında İngiltere’nin güneybatısında Çin ortaklığı ile yapılması planlanan nükleer santral projesi için İngiliz hükümetinin 2 milyar sterlinlik garanti vereceği açıklandı. Dahası İngiliz ve Çin borsalarındaki hisselerin her iki borsada işlem görmesi için fizibilite çalışmalarına başlanmasına karar verildi. Osborne, üstelik Çin ziyaretinde çantasından son zamanların en büyük projesini de çıkararak toplam değeri 11,8 milyar sterlini bulması beklenen hızlı tren projesi HS2'nin ilk etabının ihale sürecini başlattığını açıkladı. 2017 yılında başlayacak ve Londra, Birmingham, Leeds ve Manchester'ı birbirine bağlayacak hızlı tren projesinde Çinli yatırımcıların ağırlıklı olarak yer alması bekleniyor.
İngiltere’nin en önemli hedeflerinden biri de uluslararası finans merkezleri arasında ilk sıralarda yer alan Londra’yı Çin’in para birimi Renminbi cinsiden işlemlerde uluslararası bir merkez haline getirmek. Örneğin yakın zamanda uluslararası medyada her iki ülkenin Çin hazine tahvillerinin Renminbi cinsiden Londra’da piyasa sürülmesini planlandığı belirtiliyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Londra merkezli uluslararası yatırım danışmanlık şirketi Anderen’in Genel Müdürü Adrian Allen, “İngiliz hükümeti daha fazla küçük ve orta ölçekli şirketin Çin’e ihracat yapabilmesini hedefliyor” dedi.
İngiltere’deki ihracatçı KOBİ'ler için Çin’in oldukça zor ve rekabetçi bir pazar olduğunun altını çizen Allen, “Çin ekonomisi basından okuduklarımıza rağmen hala son derece iyi durumda. Şu an yetişkinlik evresinde bir ekonomi. Başkaları için üreten bir ekonomi olmaktan kendi markalarını yaratan bir ekonomiye doğru geçiş yapıyorlar. Bu yüzden büyümeleri bir miktar yavaşlasa da dikkate değer şekilde iyi büyüyorlar” ifadelerini kullandı.
Çin’in İngiltere’deki hızlı tren projeleriyle de yakından ilgilendiğini belirten Allen, “Çin’in hızlı tren konusunda son yıllarda tüm ülkelerden daha iyi bir deneyimi var. Örneğin Guangzhou ve Pekin arasında eskiden 26 saat süren yolculuğu 8 saate indirdiler” ifadelerini kullandı.
Londra merkezli Open Europe’un Yardımcı Direktörü Raoul Ruparel ise Çin Devlet Başkanı Cinping’in İngiltere ziyaretinin ekonomik işbirliğini artırmayı hedeflediğinin altını çizerek, “Resmi ticaret anlaşmalarından ziyade yatırım köprüleri kurulmak isteniyor, Londra’nın Renminbi merkezi olması hedefleniyor” değerlendirmesinde bulundu.
İngiltere’nin ağırlıklı olarak Avrupa’dan gelen doğrudan yabancı yatırımlarını da çeşitlendirmeyi amaçladığını belirten Ruparel, “İngiltere ticaret ve yatırımlarını daha hızlı büyüyen gelişen piyasalara doğru çeşitlendirmek istiyor. ‘Eğer İngiltere AB’den ayrılacak olursa, hızlı büyüyen diğer ekonomilere doğru ticaretini geliştirmek zorunda kalabilir’ şeklinde bir farkındalık var. Belki de akıllarının gerisinde bu var” değerlendirmesinde bulundu.
İngiltere’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Chatham House’un araştırmacılarından Prof. Kerry Brown da uzun yıllardan sonra İngiltere nezdinde Çin’in hak ettiği ilgiyi gördüğünü vurguladı.
Brown, “İngiltere ve Çin arasındaki ilişkilerin altın dönemin bir anlamı varsa, o da bu ilişkinin sonunda ait olduğu şekilde tanımlanmasıdır; Çin önem sıralamasında ilk sırada” ifadelerini kullandı.
İngiltere Başbakanı Cameron gerçekten de Çin’e ne kadar önem verdiğini gösterecek önemli bir adımı henüz Cinping Londra’ya ulaşmadan attı. İngiliz basınında başbakanlık kaynaklarına dayandırılan açıklamada Alibaba Grubu’nun Kurucusu ve Başkanı Jack Ma’nın Cameron’ın danışmanı olarak görevlendirildiği belirtildi. Çinli işadamı Ma toplam 22,3 milyar dolarlık servetiyle Forbes’in 2014’teki Çin’in en zengin işadamları listesinde ilk sırada yer almıştı.
İngiltere Maliye Bakanı Osborne ise geçtiğimiz ay Çin ziyareti kapsamında "Çin ekonomisi çift haneli rakamlarla büyümese de önümüzdeki beş yıl içerisinde en az Birleşik Krallık büyüklüğünde bir ekonomi daha oluşturmuş olacak" ifadelerini kullanmıştı
İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi'nin verilerine göre, İngiltere'nin Çin'e olan ihracatı 2003 yılından bu yana yaklaşık 5 kat artış kaydetti. İngiltere'nin ihracat pazarları içerisinde 12 yıl önce 9. sırada yer alan Çin, böylece 5. sıraya yükseldi.
İngiltere ayrıca, Avrupa içerisinde yaklaşık 11,8 milyar sterlinle Çin'den en çok doğrudan yabancı yatırımı çeken ülke konumunda bulunuyor.
Öte yandan İngiltere'nin toplam ihracatında Çin'in payı, yüzde 3,6 düzeyinde bulunuyor. İngiliz hükümeti 2025 yılına kadar Çin'e olan ihracatını dikkate değer seviyede artırarak, ülkeyi ihracat pazarları içerisinde ikinci sıraya taşımayı hedefliyor.
ANALİZ - İngiltere-Çin İlişkileri 'Altın Dönemini' Yaşıyor
LONDRA – GÖKHAN KURTARAN – Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping’in İngiltere’deki resmi ziyareti son yıllarda artan karşılıklı ticaret ve yatırımlarla birlikte ikili ilişkilerde “altın dönemin” başlangıcı olarak görülüyor.