ANALİZ - Ramadi'yi DAEŞ'ten Sünniler Kurtarıyor

Irak'ta Enbar vilayetinin kent merkezi Ramadi'yi terör örgütü DAEŞ'ten geri alma operasyonunda Sünni Araplardan müteşekkil gönüllü güçlerin yer almasının ülkedeki mezhep gerilimini azaltması bekleniyor.

Bölgenin Sünni güçler tarafından kontrol edilmesi ile Tikrit ve Beyci'de yaşananların aksine Şii-Sünni çatışmasının önüne geçilmesi hedefleniyor.

Musul sonra DAEŞ kontrolündeki ikinci büyük Sünni kent olan Ramadi'nin geri alınma operasyonu dördüncü gününde devam ediyor.

Operasyonda Irak Ordusu'nun yanı sıra sayıları yaklaşık 10 bini bulan Sünni aşiret güçleri de rol alıyor.

İran destekli Şii milis güçler daha önce Tikrit operasyonunda yer almamasına rağmen bu sefer Sünni güçlerin kendi zaferini kendi eliyle kazanması ve araziyi kontrolü altın alması bekleniyor.

Sünnilerin kendi bölgelerini DAEŞ'ten geri almada bizzat rol almasının Felluce ve Musul operasyonunda da süreceği ve bu taktiğin verimli sonuçlar doğuracağı, bölgeleri olası demografik değişim girişimlerinden de uzak tutacağı değerlendirmeleri de Irak kamuoyunda yapılıyor.

-"Şii milisler olmadığı için operasyon temiz"

Sünni Milletvekili Zafir el-Ani, yaptığı açıklamada "Ramadi operasyonu temizdir çünkü (Şiilerden oluşan) Haşdi Şabi güçleri bundan uzaktır" diyerek, "Bu operasyonu başkalarından ayrı tutan özellik, Tikrit, Beyci ve Curf en-Nasır'ın (Babil'e bağlı ilçe) aksine mezhepçilikten en arınması" değerlendirmesinde bulunuyor.

-"Haşdi Şabi kızgın"

AA muhabirine konuşan siyasi analist ve akademiysen Dr. İhsan eş-Şammari, Haşdi Şabi'nin Ramadi operasyonunda yer almamasının bazı Şii kanat ve milis liderlerinde "kızgınlık" yarattığını söyleyerek, "Tikrit'te Haşdi Şabi ile diğer taraflar arasında yaşanan karşılıklı suçlamalar ve Sünni kesimin rahatsızlığı Ramadi de de yaşansaydı bu DAEŞ'e yarayacaktı" diyor.

Selahaddin vilayeti kent merkezi Tikrit'i DAEŞ'ten geri alan Şii milisler, uzun süre kent merkezinin denetimini elinde bulundurarak, sığınmacıların evlerine geri dönmesine izin vermemiş ve kurtarma sırasında kentteki Sünnilere ait işyeri ve evlerden eşyaları yağmaladığı görüntüleri yayınlanmıştı. Bu durum özellikle yerinden edilen Sünnileri kaygılandırımıştı.

Irak hükümetinin ülkenin Sünni nüfuslu batısındaki aşiret gönüllülerinin DAEŞ'i bitirme stratejisi güttüğünü dile getiren Şammari, bunun Felluce ve Musul'da da uygulanabileceği ve başarılı sonuçların elde edileceğini ifade ediyor.

Şammari, "Sünni güçlerin kentlerini kurtarmada rol alması öz güvenlerini artıracağı gibi özellikle kurtarma sonrası araziyi kontrol etme hususunda olumlu dönüşleri olur" değerlendirmesi yapıyor. Şammari, Irak güçlerinin operasyonu en az kayıpla sonuçlandırmak istediğini ve bu yüzden kent merkezinin tamamen özgürleştirilmesinin biraz zaman alacağını kaydediyor.

-"10 bin Sünni gönüllü operasyonda yer alıyor"

Ramadi operasyonunda Enbar çölündeki "Aynel Esed Askeri Üssü"nde ABD'li askeri eğitmenler tarafından eğitilen Sünni aşiret mensubu yaklaşık 10 bin gönüllü milis yer alıyor. Şammari'ye göre, "Bu hiç azımsanmayacak bir oran ve Enbar'da DAEŞ'e karşı hiçbir açık verilmemesi noktasında önemli rol oynayacak."

Terör ve güvenlik uzmanı Fadıl Ebu Ragif, Haşdi Şabi'nin sınırlı sayıda operasyona iştirak ettiğini ve bunların "Ketab-i Hizbullah" ile "Ketaib-i es-Sadr el-Evvel" olduğunu savunarak, Haşdi Şabi'nin operasyonda aktif şekilde yer almamasının ABD'nin değil hükümetin stratejisi olduğunu söylüyor.

Ebu Ragif, "Haşdi Şabi yerine Sünni güçlerin önemli oranda operasyonda rol alması güvenlik güçlerinin kısa sürede kent merkezine kadar ilerleyebilmesi gibi verimli sonuçları oldu" diyor.

-"Sünni güçlerin savaşım kabiliyeti yüksek"

Terör ve güvenlik uzmanı ve akademisyen Dr. Ahmet eş-Şerifi de, Sünni gönüllü güçlerin savaşım kabiliyetinin güçlü olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bu güçler, hem coğrafyayı biliyor hem de iyi bir savaşım kabiliyetine sahip. Mesele Ramadi'yi geri almakla bitmiyor bundan sonraki araziyi kontrol etme politikasının en belirleyicisi de bu güçler olacak. Hem sığınmacıların evlerine dönüşü hem de meselenin mezhepsel boyut almaması için Haşdi Şabi yerine Sünni gönüllülerin operasyona katılması rasyoneldir. Bu denklemin Musul'da da uygulanması şart. Enbar'da aşiret güçleri olmadan hiçbir başarıya imza atılamaz. Bu zaferler de bunu kanıtlıyor"

-"Felluce operasyonu çetin olacak"

Şerifi, "Ramadi askeri olarak kazanılmış ve güçlerimizin elinde bulunuyor" diyerek, DAEŞ tarafından güçlerin ilerleyişini durduracak ciddi direnişin olmadığını görüyoruz" ifadelerine yer verdi. Felluce'de operasyonun daha çetin olacağını ve daha fazla hava desteğine ihtiyaç duyulacağını söyleyen Şerifi, aşiret güçlerinin deneyimlerinden yararlanılacak. Bu güçler artık mevzileri koruyup, araziyi kontrol etmeyi başarıyor" şeklinde konuşuyor.

-"DAEŞ militanları 'bombalı nesneler' gibi dolaşıyor"

Enbar Vilayet Meclisi üyesi Ömer Kerbuli ise Ramadi'nin DAEŞ'ten tamamen temizlenmesi için herhangi bir zaman dilimi belirtilmeyeceğini ifade ederek, "Her operasyonun kendi özel şartları bulunuyor. Güvenlik güçlerinin kent merkezine ilerlemesini engelleyen etkenlerin başında Ramadi'nin halihazırda mayınlarla dolu bir kent özelliğine bürünmesi. DAEŞ militanları da "bombalı nesneler" gibi dolaşıyorlar. Ramadi de azımsanmayacak sayıda sivil aile bulunuyor. Güçler kent merkezine yaklaşık 400 metre uzaklıkta bulunuyorlar" değerlendirmesi yapıyor.

"Yaklaşık 8 bin civarında aşiret gücüne mensup gönüllü unsur da operasyonda aktif şekilde yer alıyor" diyen Kerbuli, "Şiddetli çatışmalar sokak sokak ev ev devam ediyor. Aşiret güçleri, Ramadi'nin coğrafyasını ve kenti sokak sokak biliyor. Hem kurtarma da hem de kurtarma sonrası araziyi kontrol etmede en büyük rol bu güçlerin olacak" diyor.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile