Anastasiadis: 'Türkiye’nin Kıbrıslı Rum Müzakereciyle Görüşmeyi Kabul Etmesinden Memnuniyet Duyuyorum”

Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafının müzakerecisiyle görüşmeyi kabul etmesini memnuniyetle karşıladığını belirterek, bu önerinin Yunan hükümetiyle tam bir işbirliği ve uzlaşı içerisinde yapıldığını ifade etti.

Kıbrıs sorununun “iki toplum arasındaki bir sorun olmadığını” iddia eden Anastasiadis, “Ülkemizi ayıran şey işgal ve devam eden istiladır. Bu yüzden karşımızda müzakereci olarak sadece Kıbrıslı Türkler olmamalıdır. Çözümün anahtarı Türkiye’dedir” dedi.

Anastasiadis, Maraş’ın iadesine karşılık Gazi Mağusa limanının AB’nin gözetiminde faaliyete geçmesini önerdiklerini, Türkiye’nin Rum uçak ve gemilerine, havaalanlarını ve limanları açması durumunda ise, Türkiye’nin şu an blokeli olan bazı AB müzakere başlıklarına uyguladıkları vetoyu kaldırabileceklerini söyledi.

Anastasiadis, bu akşam, Kıbrıs sorununa ilişkin bir basın toplantısı düzenleyerek, BM Genel Kurulu çerçevesinde ABD’de gerçekleştirdiği temaslar, Yunanistan ile Türkiye’nin, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıs Rum müzakerecilerle görüşme yönündeki öneriyi kabulü ve genel anlamda Kıbrıs sorununa dair açıklamalarda bulundu.

Rum haber kaynaklarının bildirdiğine göre Anastasiadis konuşmasında, BM Genel Kurulu çerçevesinde gerçekleştirdiği görüşmelere değinerek, “Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik uluslararası büyük bir ilginin varlığını gözlemlediğini ancak en önemli unsurun kendi tezleri ve niyetlerinin anlaşılması olduğunu” iddia etti.

Anastasiadis, ABD’deki temasları sırasında, “müzakerelerin başlama tarihinin, müzakerelerin net içerikle ve hedeflerle iyi hazırlanmış şekilde başlaması kadar önemli olmadığı” görüşünü ortaya koyduğunu belirtti.

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, tek egemenlik, vatandaşlık ve uluslararası temsiliyete sahip iki kesimli, iki toplumlu federe devlete dönüşmesinin, çözüm sonrasında AB içerisinde işlevsel olması gerektiği göz önüne alınarak, AB’nin müzakerelerdeki varlığının attırılması ve daha etkin hale getirilmesi gerektiği” görüşünü de temaslarında ilettiğini kaydetti.

MARAŞ ÖNERİSİ
Temasları sırasında Kıbrıs Rum tarafının kapalı bölge Maraş konusundaki önerisini de gündeme getirdiğini; 39 yıldır kapalı olan Maraş’ın altyapısının yeniden inşasının yeni iş alanları oluşturacağını ve ülkenin ekonomisine ivme kazandıracağını belirten Anastasiadis, diğer bir açıdan bakıldığında da Maraş’ın yeniden inşasının Kıbrıslı Rumları ve Kıbrıslı Türkleri daha da yakınlaştıracağını söyledi.

“TÜRKİYE’NİN RUM MÜZAKERECİYLE GÖRÜŞMEYİ KABULÜNDEN MEMNUNİYET DUYUYORUM”
Anastasidis, Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafının müzakerecisiyle görüşmeyi kabul etmesini memnunlukla karşıladığını belirterek, bu önerinin Yunan hükümetiyle tam bir işbirliği ve uzlaşı içerisinde yapıldığını ifade etti.

“ÇÖZÜMÜN ANAHTARI TÜRKİYE”
Anastasiadis, Kıbrıs sorununun “iki toplum arasındaki bir sorun olmadığını” iddia ederek “Ülkemizi ayıran şey işgal ve devam eden istiladır. Bu yüzden karşımızda müzakereci olarak sadece Kıbrıslı Türkler olmamalıdır. Çözümün anahtarı Türkiye’dedir” şeklinde konuştu.

Yunanistan ve Türkiye’nin müzakerecilerle görüşmesinin herhangi bir üçlü, dörtlü ya da çoklu konferansı hedeflemediğini belirten Anastasiadis, sıkı takvimler ve hakemliği kabul etmediklerini bir kez daha vurguladı.

Anastasiadis açıklamasının sonunda, Kıbrıs sorunu konusunda bundan sonra düzenli bilgilendirmede bulunacağını kaydederek, Rum basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

“DOWNER BELGESİNİN KABUL EDİLMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL”
Anastasiadis, müzakerelere ilişkin yöneltilen sorular çerçevesinde, Downer belgesi olarak adlandırılan belgenin Kıbrıs Rum tarafınca kabul edilmesinin söz konusu olmadığını bir kez daha vurguladı.

Anastasiadis ayrıca, BM Genel Sekreteri’ne gönderdiği mektupta, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in tutumunu şikayet ettiğini ancak görevden alınması yönünde bir talepte bulunmadığını belirterek, Downer’in görevine devam ettiğini, Kıbrıs Rum tarafının görüşünün de değişmediğini ifade etti.

LİMAN VE HAVAALANLARININ AÇILMASI KARŞILIĞINDA AB BAŞLIKLARI
Maraş’ın iadesine ilişkin soruları da yanıtlayan Anastasiadis, Maraş’ın iadesine karşılık Gazi Mağusa limanının AB’nin gözetiminde faaliyete geçmesini önerdiklerini, Türkiye’nin Rum uçak ve gemilerine, havaalanlarını ve limanları açması durumunda ise, Türkiye’nin şu an blokeli olan bazı AB müzakere başlıklarına uyguladıkları vetoyu kaldırabileceklerini söyledi.

Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki doğalgaz kaynaklarının müzakerelerde nasıl bir rol oynayabileceği yönündeki bir soruya karşılık ise Anastasiadis, “Doğalgazın Kıbrıs Cumhuriyeti, dolayısıyla tüm Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarına ait olduğunu, bir çözüm aracılığıyla federal bir rejime geçilmesi durumunda federal rejimin vatandaşlarına ait olacağını” belirterek, “ancak çözüme kadar böyle bir şey söz konusu değildir” şeklinde konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile