'Anca Uyandılar, Meselenin Ciddiyetini Ancak Farkına Vardılar'

'Anca Uyandılar, Meselenin Ciddiyetini Ancak Farkına Vardılar'

AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Suriye ve mülteci konusuyla alakalı "Yapacağımız iş çok basit. Bize gelmeye hazırlanan 4 milyona gerekli yeri açacağız" dedi.

Çankırı Ilgaz AK Parti İlçe Başkanlığı 7’nci Olağan Kongresi, İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın da katılımıyla gerçekleştirildi.

Ilgaz Belediye Kültür Merkezi’nde yapılan kongrede konuşan Yıldırım, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Yıldırım, "AK Parti’nin 18 yıllık başarısının gizli kahramanları AK Kadınlarsınız sizlerle gurur duyuyoruz. AK Parti durup dururken kurulmadı. AK Parti’yi millet kurdu. O günleri 2000 yılından sonra doğan gençlerimiz bilmez ama daha öncesinde Türkiye büyük bir ekonomik kriz içerisine girdi. Ülke bir gecede yarı yarıya fakirledi, 23 banka battı umutlar yok oldu. 18 yıl geçti ama nasıl geçti. Kolay geçmedi. Bir yandan vesayet odaklarıyla bir yandan hızımızı kesenlerle mücadele ederken kalan vakitlerle de millete hizmet ederek geçti. Geride bıraktığımız eserler bunun en güzel şahididir" ifadelerini kullandı.

"GELİŞEN DÜNYADA BASKI REJİMİNİ SÜRDÜRMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Suriye meselesinin ardından Avrupa’nın telaşlandığını aktaran AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, "Suriye işinden, göçmenler meselesinden bilen de bilmeyen de konuşuyor. Suriye işi 2011’den itibaren kontrolden çıktı. 2011’e kadar Suriye’de ne vardı? Baba Esad rejiminden sonra Türkiye’nin normalleşmesini ve orada yaşayan insanların en temel taleplerini barışçıl yollarla karşılamasını bekliyorduk. Ba’as rejiminin bir etnik kimlik üzerine dayalı olduğunu hepimiz biliyoruz. Artık gelişen bu dünyada her şeyi her yerde bilindiği, görüldüğü bir dünyada bu baskı rejimini sürdürmek mümkün değildir. Bunun için telkinlerimizi, tavsiyelerimizi yaptık. Cumhurbaşkanımız başbakanlığı döneminde defalarca muhataplarımıza bunu anlattık hatta öyle bir noktaya geldi ki sınırı bile kaldırdık. Daha sonra ne oldu. Onlar masum taleplerini dile getiren Suriye’nin güneyindeki kendi vatandaşları üzerine silahlarla bombalarla müdahale etti. Ondan sonra ülke karıştı. Yılların getirdiği birilik ve sonunda iç savaş patladı. İç savaş patlayınca yine bedelini masumlar, sivilleri, çocuklar, korunmasız insanlar ödedi.

Bir göç dalgası ülkemize doğru gelmeye başladı.

Peki ne yapacaktık? Ölümden kaçan, canlarını kurtarmak için her şeyini bırakan insanlara yüz mü çevirecektik? Kapımızı mı kapatacaktık. Biz 783’teki Kırım Harbinden beri topraklarından olan bütün insanlara kucak açmışız. Onlar sığınacak güvenli liman görmüş bu toprakları. Biz ülke olarak millet olarak tarihimizi kültürümüzü ve inancımızın gereğini yaptık. Darda, zorda kalan insanlara kucak açtık, evimizi açtık ekmeğimizi paylaştık. Biz bize yakışanı yaptık. Ancak bizim bu hareketimizi alkışlamakla, sırtımızı sıvazlamakla beraber yük alma noktasında hiç kimse bekleneni yapmadı. Ama buna rağmen biz gereken neyse yapmaya devam ettik" şeklinde konuştu.



"AVRUPA TELAŞLANDI MESELENİN CİDDİYETİNİ ANCAK FARKINA VARDILAR"

Binali Yıldırım konuşmasına şu şekilde devam etti:

"Şimdi rejim İdlib sahasında 4 milyon insanı da buradan söküp atmak istiyor. Ne için kendi kafasına göre, etnik yapısına göre yeni bir Suriye inşa etmek, farklı düşünenleri ülkeden söküp atmak için. Savaş başladığından beri 1 milyon insan hayatını kaybetti. Halbuki Esad 30 yıl boyunca vatandaşından vergi toplayarak silah aldı, uçak, helikopter her türlü silahı aldı. Bu insanlar silahların kendilerine yöneleceğini ve onları yok edeceğini nereden bilebilirlerdi? İşte zalim yönetim budur. Vatandaşını silahıyla gözünü kırpmadan yok eden bir rejimdir. Biz de diyoruz ki ülkenin nüfusunun yarısı ülkeyi terk etti. 4 milyona yakını bizde. Biz bir 4 milyon daha alamayız. Yapacağımız iş çok basit. Senin topraklarında bize gelmeye hazırlanan 4 milyona gerekli yeri açacağız. Çünkü bu topraklar onların hakkıdır onların hür ve bağımsız yaşayacağı yerlerdir dedik. İşte Fırat Kalkanı Harekatı’nı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı Harekatı ve Bahar Kalkanı Harekatı’nı da bunun için yapıyoruz. Sınırlarımızın güvenliğini sağlamak için yapıyoruz. Vatandaşımızın mal ve can emniyetini sağlamak için yapıyoruz. Oyunu bozduk. Orta Doğu’da 100 yıldır kurulan oyunu bozduk. Oyunu bozan ülkenin adı Türkiye, liderin adı da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şimdi ateşkes sağlandı açık kapı politikası dedik. Göçmenler girerken de çıkarken de açık. Şimdi kapılarımızı da açtık ama farkı gördünüz. Avrupa’ya gidenlere yapılan muameleyi gördünüz. Kapıları açtık herkes iradesiyle gidiyor. Avrupa telaşlandı, anca uyandılar, meselenin ciddiyetini ancak farkına vardılar. Tehdit kapılarına dayanıncaya kadar laylaylom, şimdi de yetiş ya Erdoğan diye pazartesi Brüksel’e çağırdılar. Cumhurbaşkanımız Brüksel’de 18 Mart 2016 da yapılan anlaşma masaya yatırılacak. Şimdi göçmenler Yunanistan’ın kapısına dayandığında işin ciddiyetine yeni vardılar. Pazartesi toplantıda önemli adımlar atılacağını bekliyoruz."

(Hilmi Çelikel/İHA)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile