Ankara Ve İstanbul‘a Yeni İmar Planı Teklifi

Ankara Ve İstanbul‘a Yeni İmar Planı Teklifi

Tüm Mühendis ve Mimarlar Birliği Platformu (TMMBP) Genel Başkanı Mimar Ekonomist Remzi Kozal, Ankara ve İstanbul‘u 2023‘e taşıyacak projelerle ilgili teklifte bulundu.

Ankara‘da trafikteki en büyük sıkıntılardan birinin kırmızı plakalı araçların geçişleri, yabancı devlet adamları geldiğinde yolların kapatılması gibi konular olduğunu hatırlatan Remzi Kozal, "Eğer Ankara şehir dışında, hava alanı ile de direkt irtibatlı son teknolojik gelişmeler çerçevesinde tasarlanıp inşa edilmiş yeni bir merkez oluşturarak, kamu kurum ve kuruluşlarını ve bakanlıkları, yanı sıra a grubu bürolardan oluşan iş yerlerini bu merkezde konuşlandırırsak, trafiği büyük oranda rahatlatmış

oluruz. Resmi ve sivil yönetim binalarının tamamı şehir içinden taşındığı için şehir merkezi önemli oranda rahatlayacaktır" dedi.

Bu merkezin, alt yapısı ve üst yapısıyla çağdaş şehircilik anlayışı içerisinde modern bir şehir olarak Ankara‘nın, Türkiye‘nin prestijini yükselteceğini anlatan Kozal, şöyle konuştu: "Ankara‘da resmi ya da sivil yerlerde işi olan vatandaşlar trafikte sıkışmadan, rahatlıkla işlerini halledebilecekler. Gelen yabancı konuklar çağdaş bir şehircilik anlayışıyla inşa edilmiş mekanlarda karşılanacak, ağırlanacak ve yolcu edilebilecekler. Şehir yeniden yapılandırılacak."

Şehir içinde, bu taşınma ile boş kalacak bina ve arsaların Ankara‘nın yeniden yapılandırılmasını sağlayacağını anlatan Kozal, şunları söyledi: "Parklar, yeşil alanlar oluşturulurken, lüks oteller, alışveriş merkezleri gibi şehre değer katacak mekanların oluşturulmasına da ortam hazırlanacaktır. Bu katma değer özellikle turizm ve ticaret acısından önemli kazanım getirecek ve istihdam oluşturacaktır. Bu merkez, Ankara‘nın Eskişehir yolu çıkışı bağlantılı havaalanına yakın bir şekilde yer alabileceği gibi,

dönüşümle birlikte, Ulus merkezli tarihi doku ile irtibatlı olarak Aydınlık Evler Kuzey Ankara girişi, Pursaklar‘a uzanan bölge bağlantılı olarak ta yer alabilir. Bu merkez, otogar, raylı sistem bağlantılı, yüksek katlı gökdelenlerin yarıştığı, dünyanın konuştuğu bir mimari şaheser konumunda da olmalıdır. Aynı zamanda, yabancıların da ofis ihtiyaçları bu merkezde karşılanabilmeli. Yine lüks oteller, restoranlar ve diğer hizmet noktaları ile tam bir hizmet alanı olmalıdır. Bu proje, Ankara‘yı son derece

rahatlatırken, Türkiye içinde çok önemli bir prestij sağlayacak, hizmetlerin kalitesini ve vatandaşın yöneticilere ulaşılabilirliğini artıracaktır."

İstanbul‘un üçüncü boğaz köprüsü ile İstanbul Boğazı‘nın kuzeyinin birleştirilerek İstanbul‘a nefes aldıracak bir alternatifte oluştuğunu ifade eden Kozal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu alternatif, kara yolu, raylı sistem, metro ve havaray, asmaray sistemlerini ve de deniz ulaşımını birlikte entegre eden bir yapılanma ile İstanbul‘un kuzeyini planlı bir şekilde geliştirebilir. Ancak, burada çevreye gereken hassasiyet mutlaka gösterilmeli, su toplama havzaları korunmalı, yeşil alanlar yapılacak planlama

çalışmaları ile daha da artırılmalıdır."

Özellikle bu kuzey geçişi ve kuzey yerleşimlerinin deprem, tsunami gibi afetlere karşı İstanbul‘u kurtaracak bir konumda bulunduğunu anlatan Kozal, sözlerine şöyle devam etti: "Marmara fay hattına uzak olan İstanbul‘un kuzey bölgesi aynı zamanda deniz seviyesinden de güneye göre daha yüksektir. İstanbul‘u yenilemek için Anadolu ve Avrupa yakalarına kurulacak yerleşim doğal olarak Üçüncü Boğaz Köprüsü ile de bağlantılı olacak ve hatta olmalıdır. Anadolu yakasında, Riva (Çayağzı) ve Şile bölgeleri uygun

yerleşimler olarak ele alınabilir. Avrupa yakasında yine Kilyos‘tan başlayıp Durusu (Terkos) gölüne kadar uzanan bölge ki, Kemerburgaz‘ın kuzeyi diye de belirtebiliriz, çok önemli bir alandır. Bu bölgeye hem üçüncü havaalanını ve hem de İstanbul için çok önemli bir yönetim merkezini konuşlandırabiliriz. Bu merkez, yine Ankara‘daki gibi işlevler üstlenmekle birlikte özellikle uluslararası şirketlerin ofis ihtiyaçlarını karşılamak acısından daha bir ağırlıklı olmalıdır. Bu merkez her türlü ulaşım aracı ile

İstanbul‘un belli yerlerine seri bir şekilde bağlanmalı. Otoyol, raylı sistemler, metro, deniz, havaray gibi sistemlerle seri bir şekilde bağlanmalıdır. Bu yeni merkeze konuşlanacak nüfusla, İstanbul büyük ölçüde rahatlayacak ve ulaşım başta olmak üzere şehir işletmeciliği açısından çok daha az para harcayarak kaliteli hizmetler verilebilecektir. Kuzeyde kurulacak şehir, alışageldiğimiz şehirleşmenin dışında belki yüzlerce gökdelenden oluşan kompakt bir yapılanmayı getirmelidir. Çok fazla yayılmayan

ancak, her türlü altyapısı çözülmüş gökdelenlerin yer aldığı modern bir merkez olmalıdır. Betonarme binaların yanı sıra özellikle çelik bina sistemlerinin uygulandığı bir proje düşünülmelidir. Yine binaların dışı artık kesinlikle sıva boya olarak düşünülmeyip binanın yaşıyla bir olan ve bakım gerektirmeyen giydirme cepheler, yine iç mekanlar çok yönlü kullanıma imkan verecek esneklikte planlanmalıdır. İstanbul için bir başka alternatifte, Durusu (Terkos) gölünden Binkılıç Bölgesi‘ne doğru yer alan bölgede

böyle bir şehrin konuşlanmasıdır.Kanatlar ve Karadeniz kıyıları etkin değerlendirilmeli. Hem Anadolu yakasında ve hem de Avrupa yakasında kurulması düşünülen iki şehir İstanbul‘un gelişen Kartal ve Silivri ilçeleri merkezli kanatlarla da irtibatlı ancak mutlaka Karadeniz sahilini kapsayacak şekilde konuşlanmalıdır. Bu şehirlerle birlikte Karadeniz sahilinde oluşacak limanlar İstanbul‘a nefes aldıracak ve nüfusun kaymasını ve merkezin rahatlamasını sağlayacaktır."

TÜRKİYE‘NİN 2023 SONRASI

İstanbul‘un, Karadeniz‘in yanı başında ancak Karadeniz‘den yararlanamayan bir konumda olduğunu belirten Kozal, şöyle konuştu: "Kurulacak iki yeni yerleşimle birlikte Karadeniz‘in nimetlerinden çok daha fazla yararlanılacak ve İstanbul deprem fay hattı boyunca Marmara kıyılarına sıkışmaktan kurtulacaktır. Dünyaya örnek akıllı ve yeşil şehirler. Bu ydürdü: "Bu alternatif, kara yolşehirler, alışılagelmiş mevcut şehirlerin çok dışında tamamen otomasyona bağlı birer akıllı ve yeşil şehir olarak konuşlanmalı

ve de birer teknoloji harikası olarak planlanmalıdır. Türkiye‘nin 2023 ve sonrası yüzünü dünyaya tanıtacak ve dünyaya her açıdan örnek olacak şehirler olmalıdır. Bir bakıma uzay üssünü andıran bir şehir dokusu ile de dünyanın gıpta ettiği yapılanmayı gerçekleştirmeliyiz. Kıtaların buluştuğu, çağların buluştuğu, kültürlerin buluştuğu ve kısaca gelmiş geçmiş ve de gelecek dünyanın buluştuğu, bulaşacağı bir proje olmalıdır."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile