Antalya'nın Fethinin 811. Yılı Kutlanıyor

Antalya'nın Fethinin 811. Yılı Kutlanıyor

Antalya’nın fethinin 811. yıl dönümü etkinlikleri, konser, sergi açılışı ve konferanslarla başladı.

1-5 Mart 2018 tarihleri arasında kutlanacak olan Antalya’nın fethinin 811. yıl dönümü etkinlikleri, Antalya Kültür Merkezi Aspendos Salonunda düzenlenen Uluslararası Antalya Kongresiyle başladı.

Antalya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen kutlamalarda mehteran takımı konser verdi.

Kutlamalara katılan Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Ünal, İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya ile protokol üyeleri, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde kullanılan eşyalar, giysiler ve sanatını anlatan sergilerin açılışını gerçekleştirdi.

"811 yıldır bu topraklarda hikayemiz var"

Açılışta konuşan Vali Karaloğlu, beş gün sürecek etkinliklerle Antalya’nın fethinin öneminin anlatılacağını vurguladı. Antalya’nın 811 yıldır Türk, İslam yurdu olduğunu dile getiren Karaloğlu, "811 yıldır bu topraklarda bizim hikayemiz var. Bu topraklarda bugün ve gelecekte de hikayelerimiz olsun istiyorsak tarihten ilham alarak büyük ve güçlü Türkiye yolunda ilerlememiz gerekir. Onun için 5 Mart 1207 Antalya için çok önemlidir. Her yıl 5 Mart’ı hatırlamalı ve genç nesillere bu mirası aktarmalıyız. Bir yerin vatan kılınması sadece kılıçla olmuyor, gönüllerin fethedilmesi, mayalanmasına ihtiyaç var. Bunu kim yaptı, erenler yaptı. Fetih etkinliklerimiz Selçuklu sergisi ve sportif faaliyetlerle devam edecek" diye konuştu.



"Tarihimize yeterince sahip çıkamıyoruz"

Büyükşehir Belediye Başkanı Türel ise Antalya’nın fethinin 811. yılını geçtiğimiz yıl kutlamaya başladıklarını ve ikinci yılda büyük çaplı bir kutlamaya dönüştürdüklerini bildirdi.

Programın yarışmalarla ve kongrelerle gelişmesinden ve Antalya’ya unutulmuş tarihini kazandırmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Türel, "Bazen bu tür program ve kutlamalar, halka mal olmadan sadece resmi bir kutlamadan ibaret kalabilmektedir. Oysa Antalya’nın fethi kutlaması resmi bir kutlama programının çok ötesindedir. Fetih programıyla Antalya unutmuş olduğu tarihini öğrenecek ve yeniden kazanmış olacaktır. Çünkü maalesef Türkiye olarak, Antalya olarak tarihimiz yeterince sahip çıktığımız söylenemez. Biz çok fazla göç eden bir millet olduğumuz için halen yaşadığımız toprakların sahibi olmanın manasını tam olarak bilmiyoruz" ifadelerine yer verdi.

"Osmanlı, Selçuklu bilinmeden Cumhuriyet anlaşılamaz"

"Gıyaseddin Keyhüsrev’i bilmeden, Mehmet Paşa’yı, Murat Paşa’yı bilmeden Antalya’yı dört dörtlük yaşamak, hissetmek, sahiplenmek neredeyse imkansızdır" diyen Başkan Türel, "Anadolu Selçukluları tarihi üzerine, Antalya’nın Selçuklu ve Osmanlı tarihi üzerine yüzlerce tarihi kitap, roman yazılmalıdır. Mustafa Kemal Atatürk, Türk Tarih Kurumu ile tarihin önemine işaret etmiş, fakat maalesef Atatürk’ün yaklaşımı sonradan unutulmuştur. Dünyada tarihi bizim kadar zengin bir ülke ve bir millet çok azdır. Buna rağmen, Türkiye Selçuklu devleti tarihini unutmuş, Osmanlı devleti tarihini de birazcık öğrenmiştir. Oysa Selçuklu bilinmeden Osmanlı, Osmanlı bilinmeden Cumhuriyet anlaşılamaz, bütün bu tarih bilinmeden, üzerinde yaşadığımız bu toprakların değeri ve manası anlaşılamaz. Büyük şairimiz, ’bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı’ demiş, biz onu da tam olarak anlamamışız" dedi.



"Afrin’i anlayamayız"

Tarihin bir milletin kimliği olduğunun altını çizen Türel, "Tarihi bilmek kendini bilmektir. Biz Azerbaycan’ın Türk olduğunu, Orta Asya’nın Türk olduğunu tam olarak ancak 1990’larda öğrendik. Daha öğreneceğimiz çok konu var. Sultan Keykubat’ın, Sultan Keyhüsrev’in, Suriye’de Eyyubiler’le ilişkisi, Şam ve Halep ile ilişkisi bilinmeden Afrin’i tam olarak anlayamayız. Jeostrateji veya jeopolitiğin kanunları binlerce yıllık kanunlardır, bu kanunlar ancak tarih bilgisiyle öğrenilir. Biz fetih günlerini başka milletlere karşı olumsuz bir duygu ile kutlamıyoruz. Biz Çanakkale Savaşı hatırasını bile bir barış mesajına dönüştürmüş bir milletiz. Ayrıca, Selçuklu ve Osmanlı’nın fetihlerinin çoğu toprak fethinden önce gönüllerin fethi yoluyla yapılmıştır. Selçuklu sultanları Rum halkına adaletle davranmış ve bu sebeple Antalya’da şehre davet edilmişlerdir. Bizim dünyaya Selçuklu ve Osmanlının bu yönünü daha fazla anlatmamız gerekiyor. Senelerden beri Afganistan’ı, Suriye’yi, Irak’ı karıştırmaktan vazgeçmeyen bazı devletler, büyük bir coğrafyada yetmiş iki millet bir arada yaşatan Selçuklu ve Osmanlı devletlerinden ders almalıdırlar" diye konuştu

"Önemsiyorum"

"Antalya’nın unutmuş olduğu tarihini yeniden kazanmasını, yeniden hatırlamasını hakikaten çok önemsiyorum" diyen Türel şöyle konuştu:

"Fetih programımız, kongre ile birlikte araştırmalara, kitap yazımlarına vesile olacak ve büyük bir tarih gün yüzüne çıkacaktır. İnşallah kent müzesi projemizin tamamlanmasıyla Antalya tarih araştırmalarında çok daha ileri bir seviyeye geleceğiz. Bu tarihte güzel sahneler kadar, zor ve acı sahneler de vardır. Kardeş kavgaları, yenilgiler, hatalar olduğunu biliyoruz. Sultanlar herkes gibi insanlardır ve sevapları ve günahlarıyla sultan olmuşlar, fetihler yapmışlardır. Bunlar tarihimizin zenginlikleridir, tarihi gerçeğimizin ders alınması gereken kısımlarıdır."

"Antalya tarihi filmlere konu olur"

Antalya tarihinin dünya çapında eserlere, filmlere konu olabileceğini vurgulayan Türel "Bunun için bir yandan tarih araştırmalarında ilerleyeceğiz, inşallah diğer yandan Antalya’yı dev bir film platosu haline getireceğiz. Bugün Türkiye ancak, Kanuni ve Fatih’in filmlerini yapmaya başladı, yakın gelecekte, Keyhüsrevler’in, Keykubatlar’ın filmleri de yapılacak ve dünya Antalya’yı bir de bu tarihiyle tanıyacak. Biraz okuyanlar Antalya’nın Selçuklu tarihinin çok fırtınalı bir tarih olduğunu görürler. Keykubat ve Keyhüsrev’in hayatından çok büyük eserlerin çıkacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.



"Gönüllerin fethi"

Fetih programının gelecekte sanat etkinlikleriyle zenginleşeceğini kaydeden Türel, "İnşallah bu büyük tarihin yazımı, sanat eserlerine de ilham verecek, dünya Antalya’yı bu zenginliğiyle de tanıyacaktır. Antalya’nın fethi programı bütün bu konularda bizleri ve dünyayı aydınlatacak ve Antalya’ya yeni ufuklar açacaktır. Bizim fetihlerimiz sadece toprak fethi değildir, aynı zamanda gönüllerin fethidir. Zaten gönüllerin fethi olmadan toprak fethi de ancak kısa süreli olur" dedi.

Konuşmaların ardından, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Badia Koçakoğlu moderatörlüğünde, TRT program yapımcısı, yazar Sadık Yalsızuçanlar ve araştırmacı yazar Nermin Taylan’ın katılımıyla oturuma geçildi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile