Kartal, açıklamasında antibiyotiklerin yanlış ve gereksiz olarak birçok kişi tarafından kullanıldığına dikkat çekti. Dünya genelindeki oranları paylaşan Kartal, antibiyotiklerin yüzde 30-40 seviyelerinde yanlış ya da gereksiz olarak kullanıldığını vurguladı. Antibiyotiklerin bir ateş düşürücü olmadığını kaydeden Kartal, "Antibiyotikler sadece ülkemizde değil tüm dünyada en çok kullanılan dolayısıyla da en çok uygunsuz kullanılan ilaç grubudur. Yapılan çeşitli çalışmalar dünya genelinde antibiyotiklerin en az yüzde 30-40’ının yanlış veya gereksiz kullanıldığını göstermektedir. Antibiyotikler sadece ve sadece bakterilerle oluşan enfeksiyonların tedavisinde kullanılan antimikrobik ilaçlardır. Virüs, mantar ya da parazit gibi farklı mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlarda ya da başka hastalıklarda kullanılmaz. Tüm dünyaya bakıldığında antibiyotiklerin, etkeni yüzde 90’ın üzerinde virüs olan mevsimsel çeşitli üst solunum yolları hastalıklarında kullanıldıklarını görüyoruz. Oysa bu viral enfeksiyonlardan el yıkama gibi belli basit yöntemlerle, aşı olarak korunabiliriz. Antibiyotikler doğru tanı konulması sonrasında bakteriyel bir enfeksiyon varlığında, gerekli ise doktor tarafından reçete edilen ilaçlardır. Her şeyden önce bir ateş düşürücü değildir. Doktorun uygun gördüğü süreden ne az ne de uzun süre kullanılmalıdır. Kısa süreli kullanım hastalığın iyileşmesinde gecikme, yeniden tedavi gereksinimi, uzun süreli kullanım ise yan etki sıklığını ve direnç gelişme riskini artırmaktadır" dedi.
"Evde bulunsun diye antibiyotik talep edilmemelidir"
Uygun olmayan antibiyotiklerin sağlığı tehdit edeceğini belirten Kartal, "Antibiyotikler eczanelerden, daha sonra doktora yazdırmak üzere temin edilmemelidir. Yine aynı şekilde evde bulunsun diye antibiyotik talep edilmemelidir. Kişiler antibiyotik kullanım kararını kendileri veremez. Uygun olmayan antibiyotik kullanımının hem yakın hem de uzak gelecekte toplum sağlığını yakından ilgilendiren birçok olumsuz sonuçları bulunmaktadır. İnsan vücudunda organizmaya dost bakteriler bulunmakta olup, bunlar doğal bir mikrobiyal ortam oluşturmaktadır. Bunların doğal dengesi savunma sisteminin de en önemli ögelerinden biridir. Antibiyotik kullanan kişi sadece kendisinin değil ailesi ve hatta toplumun doğal mikrobiyal ortamını değiştirdiğini bilmelidir. Antibiyotik ile temas etmiş bakteriler kısa sürede ve kolayca direnç geliştirebilmektedir. Bu direnci bir yandan başka bakterilere aktarabilmekte ve bir yandan da tedavisi çok güç enfeksiyonlara yol açabilmektedirler. Bakteriler bu şekilde bir değil birçok antibiyotiğe karşı direnç kazanabilmekteler. Çoklu dirençli bakterilerin oluşturduğu enfeksiyonlar hastanede özellikle de yoğun bakımlarda yatan hastalarda ölümle sonuçlanabilmektedir. Yeni antimikrobiyal ilaçların keşfi ya da kullanıma sokulması ise on yılları almaktadır. Direncin yaygınlaşması ile gelecekte birçok bakteriyel enfeksiyon hastalığının tedavi edilememesi gibi bir sonuçla karşılaşılabileceği bilinmelidir. Dirençli bakterilerin gelişmesinin durdurulması ve antibiyotiklerin gelecek nesillerde etkinliğinin sürdürülebilmesi için ‘Antibiyotik kullanımının öbür ucunda birçok bakteri’ olduğunu hiçbir zaman unutmadan, hem hekimler hem eczacılar hem de tüm toplumun bilgilenmesi, bilinçlenmesi ve akılcı antibiyotik kullanımına katkı sağlaması zorunludur" diye belirtti.
Antibiyotikleri Yanlış Ve Gereksiz Kullanıyoruz
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, 18 Kasım Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü dolayısıyla bilgilendirici bir açıklama yaptı.