Ap Genel Kurulunda Türkiye Tartışması

AP Liberal Grup eski Başkanı Graham Watson, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde yaşanan gelişmeleri "Türk halkının 1950‘de tek parti diktatörlüğünü devirmesine" benzetti.

Avrupa Parlamentosu (AP) yarınki oylama öncesinde Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye karar taslağını tartıştı.

AP Genel Kurul‘ndaki Türkiye oturumunda konuşan Watson, "Bugün İslam ülkelerinde, Türk halkının 1950‘de tek parti diktatörlüğünü devirmesinin benzeri yaşanıyor. Türkiye gibi Mısır da derin devleti devirmenin çok daha zor olduğunu keşfedecek. Bu nedenle Ergenekon ve benzeri soruşturmalar bu kadar önemli" dedi.

Türkiye‘nin gerçek demokrasiyi yaşama geçirerek Avrupa‘daki demokratik ülkeler kulübüne katılması sürecinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘a ve hükümete başarılar dileyen Watson, "Gümrük Birliği büyük başarıydı. Türkiye‘nin AB üyeliği de öyle olacak" diye konuştu.

Türkiye‘nin AB katılım sürecinin tıkanmasını esefle karşıladığını belirten Watson, bunda Türkiye‘nin de "kısmen" sorumluluğu bulunduğunu, ama Wikileaks belgelerinde de görüldüğü şekilde "belirli üye ülkelerin kötü niyetinin" rahatsız edici olduğunu söyledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy‘nin Türkiye‘nin üyeliği konusunda Avrupa adına konuşamayacağını vurgulayan Watson, Sarkozy‘nin Ankara ziyareti hakkında "tahrik ediciydi" dedi.

Sarkozy gibi Türkiye‘nin üyeliğine karşı çıkan Alman Hristiyan Demokratları "aynaya bakmaya" davet eden Watson, AK Parti‘yi, Nazi rejiminin ardından dönemin Batı Almanyasını yıllarca başarıyla yöneten Hristiyan Demokratların (CDU) aynadaki "Müslüman Demokrat" yansıması olarak nitelendirdi.

Watson, "Eğer Türkiye ve Endonezya gibi İslam demokrasilerini hoş karşılamayıp birlikte çalışmazsak çok şey kaybedeceğiz" uyarısında bulundu.

Bunun üzerine Alman Hristiyan Demokrat AP Üyesi Elmar Brok, "AK Parti‘nin Nazi rejiminin ardından Almanya‘yı demokrasiyle tanıştıran Hristiyan Demokratlara kıyaslanmasının korkunç olduğunu" savundu.

Brok, Başbakan Erdoğan‘ın son Almanya ziyaretinde Türk toplumuna hitap ederken onlardan Türkiye‘ye bağlılık istemesinin sorun oluşturduğunu ileri sürdü.

Söz alarak Brok‘a cevap veren Watson, "İspanya‘nın güneyinde 2 milyon Alman yaşıyor. Eğer İspanyol hükümeti, Almanların yaptığı gibi bu insanların çocuklarından önce İspanyolca öğrenmelerini isterse ne yaparsınız?" diye sordu.

-GENİŞLEME KOMİSERİ FÜLE-

AB Komisyonu‘nun genişleme ve komşuluk politikasından sorumlu üyesi Stefan Füle de Türkiye‘nin katılım sürecine bağlılıklarının devam ettiğini vurgulayarak, "Türkiye AB‘ye, AB de Türkiye‘ye ihtiyaç duyuyor. Bu denge değişmedi. AB Türkiye için kilit oyuncudur ve böyle kalacaktır" dedi.

Türkiye ve AB arasındaki derin ekonomik entegrasyona rağmen müzakere sürecinin yavaşladığını söyleyen Füle, kalan son koşulların da karşılanması halinde rekabet politikası faslının kısa sürede açılacağına inancını ifade etti.

Türkiye‘deki anayasa değişikliğini ve devamındaki yasal düzenlemeleri memnuniyetle karşıladıklarını belirten Füle, "Yasaları düzeltmek önemli ama anayasal reformların başarısını sadece yasaların objektif ve tarafsız uygulanması güvence altına alacaktır" diye konuştu.

Füle, anayasal reformların sürdürülmesini isteyerek bu süreçte farklı siyasi partilerin, sivil toplumun ve halkın mümkün olduğunca aktif katılımıyla kapsayıcılık ve şeffaflık talep etti.

AB Komisyonu‘nun "gazetecilere yönelik son eylemleri endişeyle izlediğini" belirten Füle, "Basın özgürlüğü aykırı ve muhalif görüşlerin duyulmasını ve daha önemlisi hoşgörüyle karşılanmasını gerektirir" ifadesini kullandı.

AB Genişleme Komiseri Füle, "Tunus ve Mısır‘da yaşananların Türkiye‘nin istikrar, refah ve demokrasisini öne çıkardığını, bu ülkelerdeki insanların izlenecek örnek olarak AB‘ye baktıkları gibi Türkiye‘ye de baktıklarını" söyledi.

Oturumda üye ülkeler adına konuşan Dönem Başkanı Macaristan‘ın AB işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Enikö Györi ise Türkiye kadar AB‘nin de saygınlığını korumak için sorumluklarına sahip çıkmasını istedi.

-AP TÜRKİYE KARAR TASLAĞI-

AP Genel Kurulu‘nda yarın oylanacak Türkiye karar taslağında Türkiye‘ye, "üniversitelerdeki başörtüsü sorununun kadınların özgür tercihine saygılı şekilde çözülmesi" çağrısı yapılıyor.

Türkiye‘nin demokratikleşmesine verilen destek yanında açık ve çoğulcu toplum kararlılığı dolayısıyla Türk vatandaşlarını ve sivil toplumu öven belgede, reformların yavaş ilerlediği savunularak hükümetten çabalarını yoğunlaştırması isteniyor.

12 Eylül referandumuyla kabul edilen anayasa değişikliğinin "doğru yönde atılmış bir adım" olarak değerlendirildiği belgede, Türkiye‘de temel özgürlüklerin ve insan haklarının güvence altına alınması ve "tam teşekküllü çoğulcu demokrasiye" dönüşüm için anayasanın bütünüyle değiştirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor.

Hükümet ve muhalefetin bu konudaki hazırlığının memnuniyetle karşılandığı AP Türkiye karar taslağında, yeni anayasa sürecine tüm siyasi partilerin ve sivil toplumun dahlinin güvence altına alınması isteniyor.

Belgede, Türk basınında internet dahil bazı sansür eylemleri ve artan otosansürün basın özgürlüğü açısından endişe verici olduğu belirtilerek, medya bağımsızlığının demokratik toplumlardaki hayati rolüne vurgu yapılıyor.

Türkiye‘de medya sahipliği, bağımsızlığı ve idari kontrol sorunlarının çözümü için yeni basın yasası çıkarılması gerektiği vurgulanan belgede, özellikle "soruşturmanın gizliliğini ihlal" ve "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlamalarıyla gazeteciler aleyhine açılan davalardan endişe duyulduğu dile getiriliyor.

Türkiye‘de Türk Ceza Kanunu‘nun 220, 301, 314 ve 318‘inci maddeleri ve Terörle Mücadele Kanunu‘nun 7‘nci maddesi gibi birçok düzenlemenin ifade özgürlüğünü sınırlamaya devam ettiği savunulan AP Türkiye karar taslağında, hükümete Türkiye‘deki mevzuatı gecikmeksizin gözden geçirerek ifade özgürlüğü noktasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla uyumlu hale getirmesi çağrısı yapılıyor.

Türkiye‘nin yargıyla ilgili gerçekleştirdiği reformların "takdir edildiği" belgede, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının çoğulcu demokratik toplumun işleyişinde kilit rol oynadığı ifade ediliyor.

Belgede "Ergenekon ve Balyoz gibi darbe planı iddialarına yönelik soruşturmaların Türkiye‘de demokratik kurumların ve yargının gücünü ve uygun, bağımsız ve şeffaf işleyişini ispatlaması" gereği vurgulanarak, yargılama öncesi tutukluluk sürelerinin uzunluğunun endişe doğurduğu belirtiliyor.

Sivil-asker ilişkilerinde sağlanan ilerleme nedeniyle Türkiye‘yi öven taslakta, TBMM‘nin güvenlik güçleri ve savunma bütçesi üzerinde tam denetim yetkisinin güvence altına alınması talep ediliyor.

Belgede, yüzde 10 seçim barajının indirilmesi önerilerek parti çoğulculuğunu ve Türk toplumunun çoğulcu yapısının daha iyi yansıtacak şekilde seçim yasasında reform çağrısı yapılıyor.

AP Türkiye karar taslağında, enerji faslını daha fazla gecikmeden müzakerelere açmaları konusunda AB üyeleri teşvik ediliyor.

-KIBRIS-

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile